Kitap açıklaması henüz eklenmemiş.
10 puan 10 puan 10 puan Yüzüklerin efendisi serisinden sonra hiçbir fantastik romanın beni bu kadar etkileyeceğini düşünmemiştim ama daha diziyi görür görmez kitabını okumak istedim ve diziyi iki günde bitirdikten sonra kitabı aldım ve elimden bırakamadım konuyu bildiğim halde okumak çok daha fazla zevk verdi. 2. kitabınıdaa okudum diğer kitaplarıda heyecan ve sabırsızlıkla bekliyorum...
Yurtdışında ve Türkiye'de bir sürü fana sahip ve yeni sezonda Cnbc-e'de de yayınlanmaya başlayacak olan popüler dizi Game of Thrones'ın kitabına geldi sıra. İlk baskısı 1996'da yayınlanan Buz ve Ateşin Şarkısı serisinin ilk kitabı Taht Oyunları'nı aslında Arkabahçe Yayınları iki cilt halinde basmıştı. Ama dizinin yayınlanmasından sonra doğal olarak seri iyice popülerlik kazandı ve bu kez Epsilon Yayınları kitabı yeniden tek cilt olarak ve kapağı değiştirilerek yayınladı. Arkabahçe baskısının çeviri hataları olduğu söylendiği için bu benim için iyi bir fırsat oldu tabii ve Epsilon'un baskısı çıkar çıkmaz Taht Oyunları elime geçti.
800 sayfalık kitap nasıl bitti diye merak ediyor çoğu kez insan. Aslında Taht Oyunları'nı normalden yavaş okudum ama sindire sindire okudum. Ana karakterler dışında o kadar çok hanedan ve yan karakter var ki kim kimdi diye bazen şöyle bir düşünmek zorunda kaldım. Ama bu değil ki kitap çok durağan. Aksine gayet heyecanlı, entrika ve sürprizlerle dolu epik-fantastik bir roman. İlahı bakış açısıyla yazılmış olmasına rağmen karakterler arasında bol bol geçiş yapılmış. George R.R. Martin'i dili ise hem edebi hem de akıcı bir nitelik taşıyor. Çevirisi de mükemmele yakın.
Konuya giriş yapmak gerekirse; Lord Eddard (Ned) Stark Kışyarı'nın Lordu'dur. İki kızı, üç oğlu bir de piç oğlu vardır. (Piç; annesi Leydi olmayan gayrimeşru çocuklara verilen isim. Piçler babalarının soyadını alamıyorlar.) Kışyarı'na döndükleri bir günde Ned'in büyük oğlu Robb ve piçi Jon Kar annesi ölmüş altı ulu kurt yavrusu buluyorlar. Ulu kurtlar Starkların hanedan sembolleri olduğu için oldukça değerliler. Çocukların ısrarı üzerine Ned Stark kurtları çocukların himayesine vermeyi kabul ediyor. Bu arada eski ejderha kralı Targaryen'i devirdikten sonra tahta geçen Ned'in yakın arkadaşı Robert Baratheon da ani bir şekilde ziyaretlerine geliyor. Robert'in Ned'e Kral Eli olmayı teklif etmesinden ve Ned'in bunu kabul etmek zorunda kalmasından sonra Ned, küçük kızı Arya, büyük kızı Sansa ve bir sürü muhafız Kral Topraklarına doğru yolculuğa çıkıyorlar. Aslında onlarla gitmesi gereken ikinci veliaht Bran ise çatıdan düşüp bacaklarını kırdığı için Kışyarı'nda kalıyor.
Targaryenlerin son varisleri Daenerys ve Viserys Targanyen ise tahtlarını geri alma peşindeler. Daha doğrusu Viserys bu arzusuna ulaşabilmek için kızkardeşini kullanıyor ve bir Dorthrak efendisi olan Khal Drogo'yla taç karşılığında evlendiriyor.
Kitap boyunca gerçekten entrika dur durak bilmiyor. Ben ejderhaların anası Daenerys (Dany)Targanyen, Jon Kar, Robb Stark, Cüce Tyrion Lannister ve tabii ki Eddard Stark'ı çok sevdim. Birbirinden güçlü, hırslı karakterler sizi hikayeye bağlamaya yardımcı oluyor. Üstelik Martin gerçekten şaşırtacak şeyler yazıyor. Hiç beklemediğiniz anda hiç beklemediğiniz şeyler oluyor. Kısacası 800 küsür sayfalık kitap su gibi akıp gidiyor. Heyecanla takip edeceğim serilerin başında geliyor Buz ve Ateşin Şarkısı. Epik-fantaziye ara vermiş biri olarak yeniden bu türe merak sarmamı sağladı. Bana göre bu türü sevenlerin kaçırmaması gereken bir seri. Onlarca hanedan, binlerce karakter arasına kendinizi yerleştirebilirseniz içinden çıkmak istemeyeceğiniz bir keyif veriyor.
İkinci kitabı Clash of Kings yılbaşından önce yayınlanılmayı bekliyormuş. Henüz izlemediğim ve artık merakla beklediğim dizisi Game of Thrones ise dediğim gibi yeni sezonda televizyonda.
Diziyi izlemeden kitabı okumak çok daha harika olurdu doğrusu ama, diziyi izledikten sonra – ilk sezon, 10 bölüm 1.kitap - Taht Oyunları’nı okumak ayrıca bir haz veriyor http://gokii.net/2011/07/game-of-thrones-okuma-kilavuzu/
Kitabın ilk yarısını yirmi günde, kalan yarısını iki günde okumak benim için farklı bir deneyim oldu. :P Vakitsizlik kötü gerçekten.
Zaman aralığını uzattığımda, zaten devasa olan roman iyice büyüdü gözümde. Hacminden bahsetmiyorum, karakter kadrosu, olayları ve dünyası sözünü ettiğim. Yeniden bu tarzda okuyor olmamı şaşırtıcı buluyorum; çünkü bu türe doyduğumu hissetmiştim. "Taht Oyunları" iştahımı açmak konusuda oldukça ustaydı.
Hayran oldum, bekliyorum. Tekrar hayran olmak için.
Bu seriyi bütün fantasitk severlere veya fantastik edebiyata başlamak isteyenlere tavsiye ederim. Kitabı hiç bilgisi olmayan birisi için kabaca özetlemek gerekirse; bir diyara hükmeden krallıkların kendi aralarında verdikleri mücadeleleri anlatıyor diyebilirim. Bu mücadeleler yeri geliyor savaşla yeri geliyor TAHT OYUNLARI ile kazanılıyor. İnsanlar arasındaki ilişkiler, herkesin kendi çıkarını düşünmesi ve en önemlisi herkesin Yedi Krallık diyarına hükmetmek için Demir Tahta oturmak istemesi hikayenin merkezini oluşturuyor.
Bana kalırsa yazarın en büyük özelliği yüzlerce karakteri ustaca yöneterek bizlere anlatabilmesidir. Her karakterin hikayede önemli bir rolü oluyor ve ilk başta tam anlamasanızda kısa zamanda bütün hanelerin üyelerini tanırsınız. Yazar hiç bir karaktere taviz vermez ve acımaz. Hiç kimsenin yeri sağlam değildir ve seriyi en cazip kılan budur bence. İyi-Kötü taraf veya ölümsüz kahramanlar yoktur Buz ve Ateşin Şarkısında. Bu sayede gerçekçilik en üst seviyeye çekilmiştir ve benim gibi gerçekçiliği sevenler için birebirdir.
Kitap serisinin birde dizisi var Game of Thrones adında. Size tavsiyem (Sadece 1. sezon için) kitabı 200 sayfa okuyun sonra diziden 1 bölüm izleyin. Böylece olaylar ve kişiler zihninizde çok daha rahat canlanıyor ve kafanıza oturuyor. Ama sakın dizisi var zaten diye kitabı okumadan kolaya kaçmayın çok şey kaybedersiniz.
İnsanın doğasını bütün çıplaklığıyla anlatan çarpıcı ve baş döndürücü bir kitap. (Serinin geneli için bu tanım) Yazarın inanılmaz kurgu yeteneği, ustaca kullandığı kelimeleri sizi içinde bulunduğunuz gerçeklikten koparıp Westeros'un her bir köşesine çarpıp afallamanızı sağlıyor. Sonra da o afallamış halinizle iyi ve kötü kavramlarınızı birbirine sokuyor. İnanışlar, ahlak, ihtiyaçlar, doğru ve yanlış bildiğiniz bir sürü önemli konuya inanılmaz göndermeleri ustaca hikayesine gizlemiş ve sadece isteyenin üzerinde düşünmesini sağlamış. Bu yazardan sonra okuyacağınız bütün kitapların size yavan gelebilme riskini göze almalısınız.
Seriye iyi bir başlangıç oluyor kitap fakat öncelikle bir dizi izleyicisi iseniz ve sonradan kitabı okuyorsanız bir takım çeviri sıkıntıları yaşanıyor arada garipseniyor ilk 200 syf bölümde sonradan alışıyorsunuz.
Çok çok çok çok çok iyiydi. Bittiğinde tüylerim diken dikendi. Hayatımda böyle bir şey okumadım. Karakterler çok gerçekçiydi. Kimilerinden -çoğundan- nefret ettim. Bazen o zamanda yaşamak istedim, bazen de "iyi ki buradayım" dedim. Sansa salak, Arya asi, Eddard onurluydu.
1 puanı da kıskançlığımdan kırdım. -.-
, 20, 847 sayfa
Mayıs2015 tarihinde, epsilon yayıncılık tarafından yayınlandı