Tanrıların Büyücüleri

Hangi Graham Hancock, çoksatan kitabı Tanrıların Parmak İzleri’nin ardından, yirmi yıl sonra tamamen yeni, bilimsel ve arkeolojik kanıtlarla dolu bir kitapla geri dönerek hem geçmişin gizemlerini hem de kayıp uygarlığın izlerini takip ediyor.

12800 yıl önce, yaklaşık Buzul Çağı’nın sonlarına doğru, uzayın derinliklerinden gelen devasa bir kuyruklu yıldız güneş sistemine girdi ve birkaç parçaya ayrıldı. Bu parçalardan bazıları 100 bin kilometre hızla Dünya’ya çarptı, milyonlarca kilometrekare buzu sıvılaştırıp yerkabuğunun dengesini bozdu ve dinozorların yok oluşundan beri görülmüş en büyük küresel afete neden oldu: Efsanelerde bahsedilen bir tufana. 

Aynı derecede yıkıcı ve daha fazla felakete yol açan ikinci çarpma dalgası ise 11600 yıl önce, Platon’un Atlantis’in yok olup battığını söylediği tarihte meydana geldi. Ancak kurtulmayı başaranlar oldu ve bu kişiler sonraki kültürlerde “Bilgeler”, “Büyücüler”, “Işıldayanlar” ve “Gökyüzünün Gizemli Öğretmenleri” olarak bilindiler. Büyücüler, uygarlık ateşini canlı tutmak için büyük gemileriyle dünyayı dolaştılar. Türkiye’deki Göbeklitepe, Lübnan’daki Baalbek, Mısır’daki Gize, Antik Sümer, Meksika, Peru ve yakın zamanda Endonezya’da keşfedilen devasa piramide ev sahipliği yapan Büyük Okyanus bölgesi boyunca önemli yerlere yerleştiler. 

Astronomlar bu kuyruklu yıldızdan geriye 32 kilometre genişliğinde bir “karanlık” parçanın kalmış olabileceğini ve enkaz altında gizlenen bu parçanın gezegenimizi yeniden tehdit edebileceğini düşünüyor. Göbeklitepe, Sfenks ve Mısır piramitlerine gizlenmiş bir astronomik mesaj, “Büyük Dönüş”ün bizim çağımızda gerçekleşeceği uyarısında bulunuyor.

"Bu kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum. Hancock büyüleyici bir yazar ve gizemlerin çok meraklı, düşünceli ve sezgisel bir araştırmacısı." –Anne Rice, Vampirle Görüşme’nin yazarı

“Ustaca.” –Kirkus Reviews

Hangi Graham Hancock, çoksatan kitabı Tanrıların Parmak İzleri’nin ardından, yirmi yıl sonra tamamen yeni, bilimsel ve arkeolojik kanıtlarla dolu bir kitapla geri dönerek hem geçmişin gizemlerini hem de kayıp uygarlığın izlerini takip ediyor.

12800 yıl önce, yaklaşık Buzul Çağı’nın sonlarına doğru, uzayın derinliklerinden gelen devasa bir kuyruklu yıldız güneş sistemine girdi ve birkaç parçaya ayrıldı. Bu parçalardan bazıları 100 bin kilometre hızla Dünya’ya çarptı, milyonlarca kilometrekare buzu sıvılaştırıp yerkabuğunun dengesini bozdu ve dinozorların yok oluşundan beri görülmüş en büyük küresel afete neden oldu: Efsanelerde bahsedilen bir tufana. 

Aynı derecede yıkıcı ve daha fazla felakete yol açan ikinci çarpma dalgası ise 11600 yıl önce, Platon’un Atlantis’in yok olup battığını söylediği tarihte meydana geldi. Ancak kurtulmayı başaranlar oldu ve bu kişiler sonraki kültürlerde “Bilgeler”, “Büyücüler”, “Işıldayanlar” ve “Gökyüzünün Gizemli Öğretmenleri” olarak bilindiler. Büyücüler, uygarlık ateşini canlı tutmak için büyük gemileriyle dünyayı dolaştılar. Türkiye’deki Göbeklitepe, Lübnan’daki Baalbek, Mısır’daki Gize, Antik Sümer, Meksika, Peru ve yakın zamanda Endonezya’da keşfedilen devasa piramide ev sahipliği yapan Büyük Okyanus bölgesi boyunca önemli yerlere yerleştiler. 

Astronomlar bu kuyruklu yıldızdan geriye 32 kilometre genişliğinde bir “karanlık” parçanın kalmış olabileceğini ve enkaz altında gizlenen bu parçanın gezegenimizi yeniden tehdit edebileceğin... tümünü göster