Bizi Tante Rosa ile tanıştıran Sevgi Soysal, onu ...bütün kadınca bilmeyişlerin tek adıdır, diye anlatıyor. Tante Rosa, bütün şartlarda yaşayabilir; Tante Rosa, başkası tarafından verilmiş bir ad, başkası tarafından çektirilmiş acılardır, beceriksizliklerde ısrardır. Kısacası Tante Rosa, hiçbir şeyi öğrenemeden, öğretemeden yaşamış ve ölmüş başarısız bir kadındır.
Bizi Tante Rosa ile tanıştıran Sevgi Soysal, onu ...bütün kadınca bilmeyişlerin tek adıdır, diye anlatıyor. Tante Rosa, bütün şartlarda yaşayabilir; Tante Rosa, başkası tarafından verilmiş bir ad, başkası tarafından çektirilmiş acılardır, beceriksizliklerde ısrardır. Kısacası Tante Rosa, hiçbir şeyi öğrenemeden, öğretemeden yaşamış ve ölmüş başarısız bir kadındır.
Çağdaşları kadınların doğululuktan batılılığa geçiş evresi üzerinde kafa yorarken; Sevgi Soysal, batının içinde halihazırda kimlik sıkıntısı yaşayan Rosa'nın birbirine bağlı özgün hikayecikleriyle bambaşka bir noktada duruyor.
"...Çıplaktık, yürüyorduk, utanmayı öğrenmemizle unutmamız bir olmuştu, çıplaktık, yürüyorduk. Kimin sınava girdiği unutulmuştu, çıplaklık unutturucudur. Biz unutmak için, kaçmak için soyunanlardandık, kaçmak için. Oysa hatırlamak için soyunulur, hatırlamak için, yüzyıllardan beri unutulanları hatırlamak için......"
tutunamayışların, hayata körlemesine dalışların, dalıp dibe vuruşların, vazgeçişlerin ve yeniden başlangıçların kitabı. at cambazı olmak isteyen, başına buyruk, kurallara, geleneklere ters düşen ve muhtemelen de bu yüzden başarısızlıklarla dolu hayatını, yaşama coşkusunu hiç kaybetmeden yaşayan bir kadının hikayesi.
rosa'nın yazgısı doguştan kötüdür sanki. dik başlılığı ve anlamını yitirmiş geleneklere karşı duruşu değildir felaketlerin nedeni. tepesinde hep bir kara bulutla dolaşır. rahat bir nefes alamazsınız onu izlerken. yoksuldur. işi yoktur. gazetelerde çıkan evlenme ilanlarına sarılır. genelevde tuvalet bekçiliği yapar, çöp toplar. korkunçtur yaşadığı yerler. ama rosa'nın yaşama inadı sürer, yasama sevinci de, yaşadıklarıyla büyük bir tezat oluşturarak.
rosa'nın iç burkan hikayesinin masalsı ve incelikli anlatımı, içe işleyen hüzünlü mizahı aslında yaşama duyulan karamsarlığı, insanlara duyulan güvensizliği de gizler gibidir. mutlaka okunmalıdır. 17sini süren her cocuğun, 37sinde olacağı kadını şekillendirir tante rosa.
Sevgi Soysal'ın ilk okuduğum eseri Tante Rosa. değişik ve aslında bir o kadar da tanıdık bir tipleme Rosa. geleneksel kalıpları reddetmiş ve normal kabul edilenin dışına çıkmış ve kitaptaki deyimle bir çembere dahil olmayıp kendi düşünce biçimine göre yaşamını şekillendirmiş buna göre mutluluk mutsuzluk acı ve sevinçlerini yaşamış gerçekten"aykırı" bir karakterdi Rosa. akıcı ve okunmayı hak eden bir eser.
akıllı olduğu gibi kesin çok muzip bir kadındı sevgi soysal... tante rosa; tombulluğu, hayalleri, kadınlığı ile zekice bir karakter olmuş... keşke gerçek olsa da tanışsak dedirtti...
Güzel bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Amaçsızca yazıldığını düşündüğüm kitaplardan yanlızca biri. Şu kapağa bak abi.
Sevgi Soysal'a merhaba demek için fena bir seçim değildi sanırım. Yazarın başka kitaplarını da okumak istemem bunun kanıtı. Kitaptaki "Tante Rosa bütün kadınca bilmeyişlerin tek adıdır." sözü aslında nasıl hikayelerin sizi beklediğini özetliyor.
çok basit gibi gözüken hikayeler arasına çok ince ve detaylı tespitler serpiştirilmiş, uçlarıyla ve kendince sınırsızlığıyla, kaybettiklerinin -aslında kaybetmeyi seçtiklerinin- yanında hayallerini kazanan şahane bir kadın portresi çizmiş bir kitap.
acı tarafı şu ki, 1968’de yayımlandığı dönemden bugüne kadın ve kadının toplumsal algılanışı adına değişen pek bir şeyin olmadığını - ön sözünde de bahsedilen- yazıldığı dönemdeki tepkilerden anlayabiliyoruz.
91 sayfa