İçinizde kaç farklı ses var? Yalnızca bir? Belki iki? Bu soruyu bir de Bukle Erbağ'a sorun. Onun zihni âdeta bir bayram yeri! Çikolatası elinden alınmış bir çocuk kadar huysuz Bukle, Marmara'nın sularıyla tartışacak kadar öfkeli Bukle, Bir papatyanın varlığıyla kendinden geçebilecek kadar mutlu Bukle... Hepsinin yeri ayrı ama hepsi bir arada.
İçinizde kaç farklı ses var? Yalnızca bir? Belki iki? Bu soruyu bir de Bukle Erbağ'a sorun. Onun zihni âdeta bir bayram yeri! Çikolatası elinden alınmış bir çocuk kadar huysuz Bukle, Marmara'nın sularıyla tartışacak kadar öfkeli Bukle, Bir papatyanın varlığıyla kendinden geçebilecek kadar mutlu Bukle... Hepsinin yeri ayrı ama hepsi bir arada.
https://birumuthayal.blogspot.com/2018/07/busra-kopru-tarot-falm.html#more
“Tarot Falım” kitabını ilk wattpad de okudum. Okurken de çok eğlendim. Bukle, tam anlamıyla sizden bizden biri kendimle fazlasıyla özdeşleştirdim.
İşsiz güçsüz ve aşksız bir Bukle Erbağ; ummadık bir anda tesadüfler silsilelerinin meydana çıkardığı bir karşılaşma sonucu hayallerindeki işe sonunda kavuşuyor (keşke bana da vursa öyle bir talih kuşu). Bukle’yi okurken çok eğlendiğim ve güldüğüm doğrudur. Kitaptaki her bir karakteri Okan & Öykü çifti, Giray ve Gözde ( çift demiyorum kesinlikle) yi de çok sevdim Bukle kadar olmasa da. Ama Gözde’ye de ayrı bir hayran oldum Bukle ile konuşması ve yasak duyguların önünü açması Gözde’nin aslında soğuk duruşunun altında bambaşka biri olduğunu gösterdi bana.
Evet, temmuz ayını da kapatıyoruz böylece aslında kitabı okuyalı neredeyse iki hafta olsa da yorum ancak yapabildim.
------------------------
Kendimi kaptırdığımı fark ederek başıma sertçe vuruyorum. Hayır, anlamıyorum. Her insanın içinde bu kadar çok benlik mevcut mudur?
“İyi misiniz?”
Bir kez daha soruyor. İyi değilim desem ne yapacak, niye sorup duruyor?
“Değilim,” diyerek omuz silkiyorum.
“Hasta mısınız?”
“Hayır.”
“Aç mısınız?”
Sesinin iyice kibarlaşması dudaklarımı ısırmama sebep oluyor. O gün nasıl davrandıysam, sanki aynı şeyleri yaşamaktan gerçekten korkuyor. “Hayır,” diyerek rahatlatmaya çalışıyorum adamı.
http://illekitap.blogspot.com/2018/09/busra-kopru-tarot-falm.html
Ve bir Türk yazarın daha kitabını okumuş bulunuyorum. Yeni yazarları deneme taraftarıyım çünkü ön yargılı olup yetenekli yazarların arada kaynamasını istemem açıkçası. Bu düşünceyle tanımadığım yazarları deniyorum ve Büşra Köprü de o yazarlardan biriydi. Kitabını deneyip, kalemini nasıl öğrenmek istedim.
Şimdi ise kitabın yorumuyla karşınızdayım.
Öncelikle söylemeliyim ki, Büşra Köprü romantik komedi tadında yazmış kitabını. Eğlenceli, romantik, arkadaş ilişkilerinin işlendiği ve iş hayatına da dokunuşlar yapan bir kitap. Kurgusu aslında güzeldi ama zaman zaman sıkıcı da oldu benim için.
Detaylı yoruma girmeden kitabın konusuna değinmek istiyorum; Bukle işsiz bir şekilde bir gün giriği restoranda cüzdanını düşürür ve restoren sahibi Okan, Bukle'yi sahilde tek başına oturmuş konuşurken bulduğunda kıza yardım eli uzatır ve arkadaşına yönlendirir... Giray Ortay'a. Giray'ın ortağı olduğu yayınevinde işe başlayan Bukle, her ne kadar Giray'dan etkilense, çekimine kapılsa da ondan uzak durmak zorundadır çünkü Giray patronu Gözde'nin sevgilisidir. Duyguları konusunda bir çıkmazda olan Bukle'nin bu yoldaki yolculuğunu okuyoruz.
Kitapta, adından da anlaşılacağı üzere fal dokunuşları var. Aslında Tarot Falım adını duyunca ben daha farklı hayal etmiştim kurguyu ama tarot falı kısmı kitabın başlarında varken burç yorumları kitabın ana fikirlerindendi. Burç yorumlarını okumaktan hoşlanmayanlar bu kitaba dair sıkıcı detaylara boğulmuş gibi hissedebilir... tıpkı benim gibi... ben burç yorumlarını okumam ve okumaktan da hoşlanmam dolayısıyla kitaptaki o detaylardan sıkıldığımı itiraf etmeliyim.
Ayrıca, Bukle'nin iç dünyasındaki savaşı, iç sesleri falan... bazı yerlerde cidden fazla olduğunu düşündüğüm iç çatışmaları oldu. Ki o kısımlarda da sıkıldığımı itiraf etmeliyim.
Kitaba dair eleştirel olabileceğim kısımlar bu kadardı. Onun haricinde Bukle'nin eğlenceli karakterini sevdim. Öykü ve Okan çiftine de bayıldım. Giray.. bilemiyorum o adamı tanımlamak için bence biraz daha okumak gerekebilirdi ama benim favorim sonuna kadar Devrim. :)
Gözde... harbiden beklenmedik hamleler yaptı. Beni hayretlere düşürdü.
Gereksiz entrikaların ve ayrılıkların olmamasını sevdim.
Kitabın son bölümü muhteşemdi. O tür sonları çok seviyorum :) içimdeki umutsuz romantik harekete geçiyor :) Balo akşamının olan bölüm ise... bana biraz geçiştirilmiş gibi geldi. En azından o kadar mekanla ilgili hayaller kurulduktan sonra o mekanın nasıl olduğunu detaylandırarak anlatılmasını tercih ederdim.
Saymaya başlarsam çok fazla eksik bulacakmışım gibi hissediyorum. O yüzden susuyorum. Yazarın yazdığı ilk hikaye miydi bilmiyorum ama eksikleri vardı. Duygular ciddi anlamda bazı noktalarda geçiştirilmiş gibiydi. Romantik komedilerde izlersiniz de romantizmi hissetmez ama izlersiniz ya öyleydi sanki biraz. Dediğim gibi zaman zaman sıkıldığım oldu ama eğlenerek okuduğum sayfalarda oldu. Bu yüzden dört dörtlük bir kitap değildi benim için ama okunduğunda keyifli zaman geçilebilinecek bir kitaptı.
384 sayfa
2018 tarihinde, Ephesus tarafından yayınlandı