Gümüş kutunun içinde, bir ailenin unutulmak istenen anıları gelip kapıyı çalar. Anılar, şömineye atılacak fotoğraftaki komik bıyıklı bir adama aittir. Bu Osmanlı subayının 1916 yılında Karsta görev yaparken tutmaya başladığı günce onyıllar sonra torununa kalacaktır. Büyükbabayla torunu birbirine bağlayan bu tehlikeli akrabalık, Doğu ile Batı arasında kalmış torunu; Berlin, Münih, İstanbul sokaklarında ve Amerika bozkırında derin bir kimlik arayışına sürükler. Elyazmalarını okurken, zihnine bir soru saplanacaktır: Büyükbabam neden intihar etti?Yer yer kararmış bir gümüş kutunun içinde, bir ailenin unutulmak, üstü örtülmek istenen anıları gelir kapıyı çalar. Anılar, şömineye atılacak olan fotoğraftaki komik bıyıklı bir adama aittir. Bu Osmanlı subayının 1916 yılında yirmi yaşında, doğduğu yer olan Karsta görev yaparken tutmaya başladığı günce onyıllar sonra torununa kalacaktır. Büyükbabayla torunu birbirine bağlayan bu tehlikeli akrabalık, torunu, Doğu ile Batının, geçmiş ile şimdinin arasına sıkışan, Berlin, Münih ve İstanbul sokaklarında ve Amerika bozkırında derin bir kimlik arayışına sürükler. Kanında Almanlık, Türklük, Yahudilik ve Müslümanlık barındıran torun, dilini ancak bir çevirmenden yardım alarak anladığı büyükbabasının elyazmalarını okurken, zihnine bir soru saplanacaktır: Büyükbabam neden intihar etti? Tehlikeli Akrabalık büyükbabanın anılarının bir romana dönüşememesinin romanıdır
Gümüş kutunun içinde, bir ailenin unutulmak istenen anıları gelip kapıyı çalar. Anılar, şömineye atılacak fotoğraftaki komik bıyıklı bir adama aittir. Bu Osmanlı subayının 1916 yılında Karsta görev yaparken tutmaya başladığı günce onyıllar sonra torununa kalacaktır. Büyükbabayla torunu birbirine bağlayan bu tehlikeli akrabalık, Doğu ile Batı arasında kalmış torunu; Berlin, Münih, İstanbul sokaklarında ve Amerika bozkırında derin bir kimlik arayışına sürükler. Elyazmalarını okurken, zihnine bir soru saplanacaktır: Büyükbabam neden intihar etti?Yer yer kararmış bir gümüş kutunun içinde, bir ailenin unutulmak, üstü örtülmek istenen anıları gelir kapıyı çalar. Anılar, şömineye atılacak olan fotoğraftaki komik bıyıklı bir adama aittir. Bu Osmanlı subayının 1916 yılında yirmi yaşında, doğduğu yer olan Karsta görev yaparken tutmaya başladığı günce onyıllar sonra torununa kalacaktır. Büyükbabayla torunu birbirine bağlayan bu tehlikeli akrabalık, torunu, Doğu ile Batının, geçmiş ile şimdinin arasına sıkışan, Berlin, Münih ve İstanbul sokaklarında ve Amerika bozkırında derin bir kimlik arayışına sürükler. Kanında Almanlık, Türklük, Yahudilik ve Müslümanlık barındıran torun, dilini ancak bir çevirmenden yardım alarak anladığı büyükbabasının elyazmalarını okurken, zihnine bir soru saplanacaktır: Büyükbabam neden intihar etti? Tehlikeli Akrabalık büyükbabanın anılarının bir romana dönüşememesinin romanıdır