Bir Çingene'nin tehlikeli takıntısı...
Bir İngiliz'in tehlikeli arzusu...
Yasaklardan doğan tehlikeli bir aşk...
Küçük yaşta Roman köklerinden koparılıp varlıklı ve güçlü bir asilzade olarak yetişen Vikont Emilian St Xavier, içindeki Çingene'yi bastırmakta ve hakkındaki dedikoduları umursamamaktadır. Ancak Romanlar, annesinin İngilizler tarafından öldürüldüğü haberiyle kasabaya gelince Emilian'ın dünyası yerle bir olur.
De Warenne ailesinin ayrıcalıklı bir üyesi olan Ariella yaşıtlarının aksine sosyete, moda ve evlilikle ilgilenmeyen radikal bir düşünür ve gezgindir. Ta ki Romanlar Rose Hill'de kamp kurana ve Ariella onların karizmatik lideri Emilian'ın çekimine kapılana kadar… Emilian intikamı için mükemmel bir araç olarak gördüğü Ariella'yı kendisinden uzak durması konusunda uyarsa da genç kadın ona karşı koyamamaktadır. Ariella tehlikeli aşkı uğruna sonuna kadar savaşabilecek midir?
"Joyce, bu yeni de Warenne romanında da kendine has ateşli ihtirası, vahşi kaçamakları ve unutulmaz karakterleri harmanlamış. Kolay kolay unutamayacağınız bir hikâye…"
-Romantic Times Book Reviews-
"Brenda Joyce yine yeteneğini konuşturarak macera, yürekten tutku, değişen kaderler ve soluk kesici, dram dolu bir de Warenne hikâyesi örmüş."
-Fresh Fiction-
Bir Çingene'nin tehlikeli takıntısı...
Bir İngiliz'in tehlikeli arzusu...
Yasaklardan doğan tehlikeli bir aşk...
Küçük yaşta Roman köklerinden koparılıp varlıklı ve güçlü bir asilzade olarak yetişen Vikont Emilian St Xavier, içindeki Çingene'yi bastırmakta ve hakkındaki dedikoduları umursamamaktadır. Ancak Romanlar, annesinin İngilizler tarafından öldürüldüğü haberiyle kasabaya gelince Emilian'ın dünyası yerle bir olur.
De Warenne ailesinin ayrıcalıklı bir üyesi olan Ariella yaşıtlarının aksine sosyete, moda ve evlilikle ilgilenmeyen radikal bir düşünür ve gezgindir. Ta ki Romanlar Rose Hill'de kamp kurana ve Ariella onların karizmatik lideri Emilian'ın çekimine kapılana kadar… Emilian intikamı için mükemmel bir araç olarak gördüğü Ariella'yı kendisinden uzak durması konusunda uyarsa da genç kadın ona karşı koyamamaktadır. Ariella tehlikeli aşkı uğruna sonuna kadar savaşabilecek midir?
"Joyce, bu yeni de Warenne romanında da kendine has ateşli ihtirası, vahşi kaçamakları ve unutulmaz karakterleri harmanlamış. Kolay kolay unutamayacağınız bir hikâye…"
-Romantic Times Book Reviews-
"Brenda Joyce yine yeteneğini konuşturarak macera, yürekten tutku, değişen kaderler ve soluk kesici, dram dolu bir de Warenne hikâyesi örmüş."
-Fresh Fiction-
Ariella de Waranne diğer kızlara oranla radikal düşünceleri olan, baloları sevmeyen, kendini sürekli geliştiren Kaptan Cliff de Waranne'nin büyük kızıdır. Ailesinin etkinlik yaptığı bir günde Cliff'in topraklarına çingeneler yerleşmiştir. Cliff, Ariella'nın bu tarz etkinliklerden sıkıldığını bildiğinden onu da yanına alarak çingenelerin yanına giderler. Ariella orada Romanların lideriyle tanışır ve ondan baya etkilenir. Ariella, de Waranne ailesinin "ilk görüşte aşk" kavramını onda görür. Ancak Ariella onun kendi ailesinden sonra en varlıklı kişi yani Vikont Emilian St. Xavier olduğunu bilmez.
Emilian küçükken Roman köklerinden koparılıp Woodland'e babasının yanına zorla getirilir. Babasının önceki eşi ve oğlu yaşamlarını kaybettiğinden Emilian sıradaki vikont olur. Zaman içinde bu hayata uyum sağlar Ariella ile tanıştığı gecede Roman amcasından annesinin İngilizler tarafından öldürüldüğünü öğrenir ve onlardan intikam almaya yemin eder. Bu intikam da onu Ariella'ya yöneltir. Başta Ariella'yı kullanmak istese de zaman içinde ona karşı bir şeyler hissetmeye başlar.
Yorumuma gelirsek. Başta sıkıldığımı söylemeliyim. Sanırım bunun sebebi Ariella'yı hep o tatlı çocuk olarak görmeye alışmış olduğumdan. Ama kızımızı büyümüş de olsa onu seviyorum. Ama onun çektiğini ne doğuştan ne de sonradan de Waranne kadını olmuş biri çekmiştir. Emilian resmen öküz kelimesinin temel anlamı. İlk kez bir erkek karaktere bu kadar gıcık kaptım. Bencil ama öyle böyle değil. Kızı üzmeyeceğim diyor ama daha beterlerini yapıyor.
Roman 180. sayfadan sonra açılmaya başlıyor bence olaylar heyecanlı bir hal alıyor. Ve son 70 sayfa ağlatacak seviyeye geliyor. Kızın evlendikten sonra başına gelene gerçekten üzüldüm ancak yaşananı toz pembe bir şekilde anlatmadığı için yazara sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca Cliff ve az da olsa şimdiki Adare Kontu'nu görmek hoştu.
Sonuç olarak hayatımda okuduğum en acıklı, bir erkek karaktere en kızdığım, en entrika dolu romandı. Brenda bu romanla kendini aşmış resmen. İnanın Devlin ve Sean O'Neill kardeşler Emilian'ın yanında melek kalıyor.
Kitabı gerçekten de çok beğendim.Özellikle orijinal bir konuya sahip olması açısından diğer kitaplardan farklıydı.Aslında puan kırmayacaktım ta ki son kısımlara kadar. Emilian'a sinir oldum ya :( Ariella ise aşkının hakkını verdi.Historical sevenlerin beğeneceğini düşünüyorum.Tavsiye ederim. :D
Ariella Cliff'in evliliğinden olan kızı değildir. Berberi Bölgesinde doğmuştur annesi bir Berberi prensi tarafından tutsak edilmiş bir Yahudi'ydi. Ariella'nın doğumundan sonra çocuğun başkasından olduğu belli olduğu için annesi idam edilmiştir. Babası haremden onu kaçırmayı başarmış ve büyütmüştür. Çocukluğunu babasının evinin bulunduğu Batı Hint Adaları'nda geçirmiş babası Amanda ile evlenince Londra'ya taşınmışlardır. Üvey annesi de babası kadar denizi sevdiğinden çok gezmişlerdir. Küçüklüğünden beri öğrenme arzusu ile yanıp tutuşmuştur. Kendisini bildi bileli kitaplar ve içlerindeki bilgiler bütün hayatını oluşturmuştur. Balo yerine hep kütüphaneyi seçmiştir. Evlenmek istemez. Özgürlüğü, kitapları, seyahatleri evlenmeye tercih eder. Alışık olduğu özgürlüğü sadece sıra dışı bir adam ona tanırdı. Bağımsızlığıyla birine hesap verdiğini düşünemez. Akrabalarının evliliğindeki büyük aşka hep şahit olsa da evlilik ona hiç önemli gelmemiştir. Eğer bir gün evlenirse bu sadece de Warenne soyunun meşhur olduğu türden büyük, sıra dışı bir aşk yaşadığı için olacaktır. Yirmi dört yaşında böyle bir şeyin eksikliğini hissetmez okunacak binlerce kitap, gezilecek çok yer vardır.
Emilian St Xavier annesi roman yarı çingenedir. Vikont olan babasının karısı doğumda ölmüş sonrada varisi ölmüştür. Babasının elinde ihtişamını kaybetmiş bir mülk, boş bir malikane durumu tehlikede olan bir unvan kalmıştır. Unvanını alacak bir varisi kalmayınca daha önce karısı öğrenmesin diye kendisinden olmadığını söylediği oğlunu yanına almıştır. Annesi kumpanyadan ayrılıp, babası ile yaşamasını istese de annesinin acısını hiç unutmamıştır. Annesini üzdüğü için babasından nefret etmiştir. Roman gururu babasının sunduğu hayata ilgisiz ve mesafeli yaşamasını gerektirmiştir .İngiliz yaşam tarzına uyum sağlama süreci çok zorlu geçmiştir. Birçok kez kaçmış hep yakalanmıştır. Son kez kaçtığında komşunun atını çalmış herkes at hırsızı olduğunu görsün diye bedeni damgalanmıştır. Sağ kulağında damga olduğu için saçlarını uzatmıştır. Daha sonra kendisi kalmak istese de annesinin roman olduğu gerçeği hiç değişmemiş aşağılamaların izlerini hep taşımıştır. Babası ölünce de Vikontluk Emilian'a kalır. Babasına hiç teşekkür edemeden ölünce babasının kendisiyle gurur duyması için tüm borçları ödemiş, mirasını iyi bir hale getirmiştir. Yaşadığı yerde Cliff de Warenne'den sonra ki en zengin soyludur. Duyguları karmakarışıktır kendisini iki tarafa da ait hissedemez. Annesinin ölümünü de öğrenince intikam almak ister ve buna da Ariella ile başlar. Bundan sonra Emilian kaçtıkça Ariella kovalar.
De Warenne erkeklerinden Cliff'in yeri ayrı ona ayrı bir sempati duyuyorum tabi çocuklarının yeri de ayrı.
Cliff'i olgun aile babası olarak görmek çok güzeldi. O küçük çocukların büyüyüp evlendiklerini okumakta çok keyifli.
Emilian ne derse desin Ariella pes etmedi nasıl bir aşktır senin ki Ariella. Emilian çok sinir etti yeter artık dedirtti ama yaşadıklarını okudukça bazen ona da hak verdim. Bu ikiliye bayıldım çok sevdim kitabı. Bu seriye bayılıyorum okumayan kesinlikle başlamalı.
Bana De Warenne erkekleri kadar sinir bozucu, hatta bazen onlardan bile fazla çıldırtıcı olabilen bir erkek karakter söyleyin deseniz, size tereddüt etmeden Emilian St Xavier'ı gösteririm.
Kitabın kadın kahramanı Ariella De Warenne hatırlarsanız Cliff De Warenne'ın kitaplardan başını kaldıramayan kızıdır. Tehlikeli Aşk'ta büyümüş ve serpilmiştir, daha da güzelleşmiştir ama aynı şekilde huylarında da hiçbir değişim olmaz. Londra'da günlerini radikal tartışmalarda, kütüphanelerde ve bunun gibi bilgi alabileceği yerlerde geçirir. Evet o, İngiliz leydilerinden beklenmeyecek kadar, daha doğrusu kusur olarak görülebilecek kadar zeki, entelektüel ve düşüncelerini çekinmeden söyleyen bir kadındır.
Emilian ise onu büyüten Roman annesinden babasının bir varisi olmadığı için ayrılmak zorunda kalmış bir melezdir. Getirildiğinde özellikle kuzeninden ve amcasından ciddi anlamda hakaretler işitse de büyürken bunlara kulak tıkamayı öğrenir, netice de onu hor görenler iki kişi ile sınırlı değildir.
Ariella ile yolu yıllar sonra kesiştiğinde, genç kadın onun ilk başta çingenelerin lideri olduğunu sanır. Yine de bu ondan etkilenmesine engel değildir, etnik kimliği hiç de önemsemeyen biridir kendisi. Emilian, aldığı bir haber ile ailesinden koparılmanın acısı, yaşadığı kimlik bunalımının verdiği intikam hissiyle kendisine karşı bir şeyler hissettiğinin farkında olduğu Ariella'dan intikam almak için peşine düşer. Asıl amacı tüm İngilizlerden, tüm çingene olmayanlardan intikam almak olsa da, hatasını eninde sonunda anlar.
Ariella gerçek anlamda pes etmeyen biriydi. Adama gördüğü ilk andan itibaren aşık olmuştu ve o kendisini istemese de peşinden gitmeye devam etti. Kitap genel olarak bu şekilde ilerliyor. Emilian kaçıyor, Ariella kovalıyor. Arka perdede gerçekleşen bir çok olay ile birlikte sevgileri de sınanıyor tabi. Emilian kendisine çok üzüldüğüm ama bir o kadar da odunluğu elden bırakmayan bir karakter oldu.
Genel olarak çok çok beğendiğim bir kitap kendisi, yazarın üslubunu çok seviyorum, çevirisi oldukça akıcıydı diğer kitaplarında da olduğu gibi. Alexi'nin başından geçen olayları ve gelecek şeyleri de çok merak ediyorum. Yan karakterler de oldukça keyiflilerdi özellikle Tyrell ve Elizabeth'in kızları Margery, onu da okumak isterim tabi ama sanırım ortada böyle bir şey yok.
Brenda Joyce'un Bir Avuç Aşk'tan sonra beni en çok gerip sinirlendiren kitabı oldu Tehlikeli Aşk..Romanı yine çok beğendim.Yine kitap su gibi aktı gitti.Bu sefer romanda egzotik bir erkek kahramanımız ile yüzü gibi kalbi de melek gibi olan kadın karakterimiz vardı.O bıçkın Ciff DE Warren'i bir aile babası olarak okumak çok hoşuma gitti..
Eski Adare Kont ve Kontesi vefat etmişti... Bu beni üzdü..Torunlar büyümüştü...Bizim unutulmaz kahramanlarımız anne ve baba olmuş orta yaşı hüküm sürüyorlardı..Aslında Brenda Joyce'in diğer serilerini ve kitaplarını okumadım.Fakat yazar bence aile sıcaklığını çok güzel işliyor..De Warren ve O'neal ailesi büyük ve güzel bir aile..Serinin her kitabında ayrı bir tat alıyorum..Özellikle Judith McNaught'un yeni kitaplarının yokluğunda bana ilaç gibi geldi...Özellikle serinin ilk dört kitabı hala daha yayınlanmadı..Sanırım çocukların hikayeleri bitiiğinde asıl orta çağda başlayan De Warren serisinin ilk dört kitabını okuyabileceğimizi umuyorum..
Tehlikeli Aşk Brenda Joyce'un De Warren Serisinin 11. Kitabı bu kitap ile daha önceden okuduğumuz kardeşlerin hikayeleri bitmiş oluyor..Artık sırada onların çocukları var..İlk hikaye Ariel De Warren'in hikayesi. De Warren ailesinin acımasız ve egzotik denizcisi Cliff De Warren'in kızı..Cezayirli bir kadından olan kızı..
Kendisi tam bir kitap kurdu özgürlükçü yeniliklere açık bir ruha sahip..Aşka Yelken Açanlar'da küçük bir kız iken tanımıştık kendisini..
Diğer genç kızlar gibi sosyete,giyim,erkekler ve aşk romanları ile ilgisi yok..Varsa yoksa tarih kitapları okumak ve seyahat etmek..Fedakar bir ruha sahip ..
Romanın erkek kahramanı Vikont Emillian St Xavier ise beni Devlin O'Neal'den sonra en fazla sinirlendiren karakter oldu..
Çok zor bir hayatı olmuş olan Emillian yarı çingene idi.Annesi bir Roman idi. Babası ile kısa bir süre ilişki yaşadıktan sonra iki tarafta kendi yollarına savrulmuştu. Raiza ayrıldıktan bir yıl sonra kucağında bebeği ile Edmund'un kapısına dayanıp bebeğinin ondan olduğunu söyleyip sahiplenmesini beklemiş fakat Edmund Xavier bunu ret etmiş bebeği kabul etmemişti..
İlahi adalet tecelli edip Edmund karısı ve çocuklarını kaybettikten sonra da ünvanını bırakabileceği bir çocuğu kalmamış olduğunu fark edince aklına kabul etmediği oğlu Emillian gelir ve onu geri almak ister.On iki Yıl bir Roman olarak yaşadıktan sonra bir gadjo olarak yaşamak istemiyordu...(Gadjo Romanların Avrupalı beyazlara verdiği isim...)
Fakat annesi onu zorla da olsa babası ile gitmesi için ikna edince Emillian için yeni bir dönem başlıyordu..Babası ile birlikte yaşamaya başlar ama yarı Roman olması yüzünden yaşadıkları onu içine kapatıp sert bir adam yapmıştır..Kendini iki tarafa da ait hissetmemesi uğradığı hakaretler,davranışlar ve olaylar ruhunda büyük bir yara açmıştır..Öyle ki ondan tüm beyazlardan intikam alma hissi yaratmaktadır..
Ve ayağına da dolanan Ariella ona en yakın olan kişi olarak bundan payını alacaktır..
İşte Emillian'ın dramını okurken bazen onun için içim acıdı bazen çok kızdım..Ruhu o kadar yaralı idi ki sevmek için yaklaşana bile saldırıyordu..Kaçak Gelin'deki Elanor'dan sonra en sabırlı en gurursuz karakter idi Ariella. Emillian onu ezdikçe gösterdiği sabır ve anlayış beni çileden çıkardı bazı sahnelerde..
Ama ikilinin ilk karşılaştığı sahne de aralarında ki çekimi ben okurken onlar kadar hissettim..yazar ikili arasındaki aşk ve tutkuyu çok güzel işlemişti ..Fakat Emillian'ın Arielle'yı kendisinden uzaklaştırmak için gösterdiği tavırlar bana Devlin O'Neal'in hareketlerini anımsatarak çileden çıkardı..Fakat kitabın sonlarında ki sahne de gözlerim doldu..Yazar kitabın sonunu bence çok güzel bağlayarak hikayeyi taçlandırmıştı..
Şimdiye kadar erkekler ile ilgisi olmayan Ariella aşık olarak sevdiği adama sevgiyi fedakarlığı öğretmesi affetmeyi öğretmesi....Muhteşemdi...
Bence bu seriyi hala okumayan var ise çok şeyler kaçırıyor..Tavsiye ederim...
Hülya Yılmaz
http://hulyami.blogspot.com/2013/11/kitap-ad-tehlikeli-ask-yazar-brenda.html
http://illekitap.blogspot.com/2013/12/brenda-joyce-tehlikeli-ask.html
Kalemine tapındığım ve sadece adını duyduğumda kitaplarını aldığım yazarlardan biri Brenda Joyce ve durum böyle olunca da kitabı ayrı bir zevkle, şevkle okunuyor :) Ki bu kitabında her satırında ayrı bir zevk alarak okudum :)
Şimdiye kadar Brenda Joyce'un "De Warenne" serisi olarak 5 kitap okumuştum ve şimdi de o okuduğum kitaptaki karakterlerin mutlu bir evlilikle bıraktıktan sonra onların çocuklarını okumak... ımmm...muhteşem bir tat ve inanılmaz bir keyif verdi.
Cliff De Warenne'ı bir korsan, aşık bir adam olarak okuduktan sonra bir baba olarak okumak muhteşemdi ama bir kız sahibi bir baba olarak okumak ise... paha biçilemezdi! Ariella De Warenne, Cliff'in gayri meşru doğan kızı... Aşka Yelken Açanları okurken adını okumuştuk... küçük kitap kurdu olan Ariella şimdi büyüdü ve aşık oldu! Onun aşkını bu kitapta okuyoruz.
Ariella, cidden hayran olunası bir karakterdi. Vazgeçmeyen, pes etmeye, tutkulu, inandığı şeyler uğruna savaşan bir kadın. Özgür, birçok erkekten daha fazla eğitimli ve kültürlü bir kadın! Gel gör ki bu kadın bir meleze aşık oluyor! Roman bir anneden ve İngiliz bir babadan olma Emilian'a... Durum böyle olunca da baya zorlu bir aşk ortaya çıkıyor.
Ariella'nın tutkulu bir şekilde Emilian'dan vazgeçmemesi, aşkını en başından beri savunması ve savaşması.. .Emilian'ın Ariella'yı başka kullanması ama sonra ona tutulması... kitabın her kelimesi mükemmeldi.
Kitabın her satırında aşkı hissediyorsunuz, nefreti intikam hissini de ve soluksuz okuyorsunuz! Kitap hiç durulmuyor ve bir olay, atraksiyon var eee durum bu şekilde olunca da... ben, İnci... kitabı soluksuz okuyup her satırından ayrı bir zevk alıyorum :)
Kitabın biraz da içeriğine giren bir yorum yapacağım şimdi :)
Ariella ve Alexi'yi büyük ve yetişkin okumak çok güzeldi. Alexi'nin davranışları ve ağabey tavırlarından sonra onun kitabını daha çok merak etmeye başladım. :) Hatta kitabın sonlarında olsa da Tyrell'ı okumak ve onun varisi küçük oğlu Ned'i yetişkin olarak okumak çok güzeldi. Düşünsene okuduğunuz beş kitaptaki karakterler artık orta yaşa gelmiş yetişkin çocukları var ve sizlerde onları okuyorsunuz! Cidden muhteşem!
Neyse... o kısmı geri de bırakacak olursak... Emilian ve hatta Roman'laırn hayatları cidden insanın içine dokunuyor. Hani bir yandan kasabalının yaptıklarından sonra 'onlarda insan' diye sitem edesi geliyor insanın... Zaten Emilian'ın roman bir çocuğu korumak için kırbaçlanması... işte o an tüylerim diken diken oldu... Ki Ariella'da tam ondan beklediğim şekilde davrandı. Ben olsam bende öyle davranırdım ayrıca okurken o sahneleri, hep hadi bir şey yap be kızım modundaydım.
Emilian ve Ariella'nın romanlarla beraber yolculukları çok güzeldi. Keşke daha uzun okuyabilseydim o kısımları dedim zaman zaman... Cidden çok sevimli bir çiftlerdi benim nazarımda... Zaten hep İskoç hayranı olan ben bu kitabı okurken bir 'roman'da ben bulmalıyım Emilian cinsi olanından dedim :))
Şimdi hoşuma giden alıntıları da sizlerle paylaşıp yorumumu bitireceğim :)
***
Elindeki kamçıyla Tollman'ı ve yüzü çimenlere gömülmüş, kanlar içinde hareketsiz yatan Emilian'ı gördü. Silahı Tollman'ın göğsüne doğrulttu. "Yeter," diye bağırdı.Tanrı aşkına, yaptığı şey yüzünden bu adamı öldürmeye hazırdı.
Tollman ona döndü. Gözleri açıldı. "Ateş etme."
Ariella'nın görüşü bulandı ve silah elinde kontrolsüzce titredi. "Yaşıyor mu?" diyebildi. Emilian öldüyse, Tollman'ı vuracaktı. Bu piç kurusunun canına okuyacaktı.
***
"Sizinle tanıştığım andan beri endişelerim vardı," dedi De Warenne açıkça. "İnsan sarrafıyımdır ve endişelerim, sadece uçarı tavırlarınızla alakalı değil. Sinirlisiniz, saldırgansınız ve nedense yaralısınız; fiziksel yaralarınızdan bahsetmiyorum. Kızım muhteşem ve sonsuz bir aşkı hak ediyor. Uçarı insanlar tavırlarını değiştirebilirler ama yaralı bir adam ona hak ettiği aşkı veremez."
***
Ariella onun yanında olabilmek için her şeyden bir anda vazgeçmişti.
Kendisi de onun için her şeyden vazgeçemez miydi?
***
"Buraya benim isteğim dışında geldin. Bende seni geri gönderiyorum. Bir Çingene fahişesi olmana izin vermeyeceğim."
Ariella'nın gözleri kocaman açıldı ve yanakları kızardı.
"Arkandan böyle söyleyecekler. Duyabileceğin kadar sesli bir şekilde hem de," dedi karamsar bir tonla.
Ariella çenesini kaldırdı. "Tamam. O halde ben bir fahişeyim." Omzunu silkti. "Bu hakaretler canımı yakabilir ama üstesinden gelebilirim. Yanından ayrılmıyorum."
***
Aradığın şeyi bulman ve eve dönmen için dua edeceğim. Döndüğünde, kendini mutluluğa hazır hissettiğinde, ben burada olacağım Emilian.
***
Ariella De Warenne kendisini derin, sonsuz, de Warenne kadınlarının ve erkeklerinin hayatlarında bir kez yaşadıkları o aşkla seviyordu.
***
Alıntılarımı bitirdikten sonra kitabı hatta seriyi şiddetle tavsiye ediyorum. Her bir satırını zevkle, keyifle okuduğum bir kitap oldu ve keşke biraz daha uzun olsaydı...
"De Warenne" serisinin ülkemizde yayınlanan kitapları sırasıyla aşağıda sizlerle paylaşıyorum:
Bir Avuç Aşk (Devlin ve Virginia)
Maskeli Balo (Tyrell ve Elizabeth)
Kaçak Gelin (Sean ve Elenour)
Aşka Yelken Açanlar (Cliff ve Amanda)
Kusursuz Gelin (Rex ve Blache)
Tehlikeli Aşk (Ariella ve Emilian)
Karton Cilt, 400 sayfa
Kasım2013 tarihinde, Pegasus Yayınevi tarafından yayınlandı