Tımarhane Yolculuğu, kadın özgürlüğü hareketinin öncülerinden Kate Millettin , deliliği, normalliği ve özgürlüğü tartıştığı otobiyografik bir kitap. Millett, oraya gidip dönenlere adadığı bu cesur kitabında herkesi toplumda delilik denen olgu üzerine ve özgürlüğün kimin hakkı olduğu konusunda düşünmeye çağırıyor: Kendi başımdan geçenleri anlatacağım size. Çünkü anlatmak, olanları yeni baştan yaşayarak bir çeşit cin kovma, benliği zihni onarma ve doğrulama işlevini görüyor benim için. Çoğumuzun çıktığı bir yolculuk bu. Kimilerimiz bu yolculuktan sağ salim dönüyor; kimilerimiz ise suç ortaklığı yapmamız, hasta olma mesleğine katılmamız için yapılan çağrılar ve teslim olmamız için yapılan baskılarla bize verilen zarar yüzünden gücünü yitirmiş olarak dönüyor... Akıl hastalığı denen o yaygın batıl inancı, hapsedilip zorla ilaç kullanma biçimindeki o fiziksel olguyu, sonunda bir yere konup sonsuza değin kapalı tutulma ya da serbest kalınsa bile yaşamının geri kalan yıllarını damgalanmış olarak yaşama tehdidini içeren bir sistem bu. Ne de olsa, yaşamımız boyunca hepimizin karşısında bir gözdağı olarak duran bir yazgı bu aklını yitirme kavramı. Bir zamanlar saçma, olanaksız, benim değil, bir başkasının başına gelebilecek bir şey olarak niteleyeceğim bir olasılıktı bu. ...Tımarhane Yolculuğunu 1982-1985 yılları arasında yazdım. Pişmanlığın ve kendini yadsımanın, hoşnutsuz toplumla yapılan o suç ortaklığının, yani depresyonun izlerini taşıyan bir ruh hali içinde, ilk önce son bölümü yazdım. Şimdi, bu bölümü yeniden okuduğumda bana yanlış gelen bir şeyler buluyorum. Doğru, depresyonu betimliyor bu bölüm: teslim olmayı, boyun eğmeyi, yanlış bir bilinç oluşturacak kadar büyük bir yadsımayı. Ama bu bölümü daktiloya çekerken, Dur biraz, niye buna depresyon diyorsun? demek geliyor içimden niye üzüntü demiyorsun buna? Üzüntünün, hatta öfkenin bir hastalığa dönüşmesine izin verdin sen. Sana yapılan şeylerin içeri tıkılmanın sarsıntısı ve utancının yarattığı o bunaltıcı ve açıklanması olanaksız görünen üzüntünün gizemli bir psikoza dönüşmesine izin verdin. Nasıl yapabildin bunu?
Tımarhane Yolculuğu, kadın özgürlüğü hareketinin öncülerinden Kate Millettin , deliliği, normalliği ve özgürlüğü tartıştığı otobiyografik bir kitap. Millett, oraya gidip dönenlere adadığı bu cesur kitabında herkesi toplumda delilik denen olgu üzerine ve özgürlüğün kimin hakkı olduğu konusunda düşünmeye çağırıyor: Kendi başımdan geçenleri anlatacağım size. Çünkü anlatmak, olanları yeni baştan yaşayarak bir çeşit cin kovma, benliği zihni onarma ve doğrulama işlevini görüyor benim için. Çoğumuzun çıktığı bir yolculuk bu. Kimilerimiz bu yolculuktan sağ salim dönüyor; kimilerimiz ise suç ortaklığı yapmamız, hasta olma mesleğine katılmamız için yapılan çağrılar ve teslim olmamız için yapılan baskılarla bize verilen zarar yüzünden gücünü yitirmiş olarak dönüyor... Akıl hastalığı denen o yaygın batıl inancı, hapsedilip zorla ilaç kullanma biçimindeki o fiziksel olguyu, sonunda bir yere konup sonsuza değin kapalı tutulma ya da serbest kalınsa bile yaşamının geri kalan yıllarını damgalanmış olarak yaşama tehdidini içeren bir sistem bu. Ne de olsa, yaşamımız boyunca hepimizin karşısında bir gözdağı olarak duran bir yazgı bu aklını yitirme kavramı. Bir zamanlar saçma, olanaksız, benim değil, bir başkasının başına gelebilecek bir şey olarak niteleyeceğim bir olasılıktı bu. ...Tımarhane Yolculuğunu 1982-1985 yılları arasında yazdım. Pişmanlığın ve kendini yadsımanın, hoşnutsuz toplumla yapılan o suç ortaklığının, yani depresyonun izlerini taşıyan bir ruh hali içinde, i... tümünü göster