Habermas belki de modernizmin son temsilcilerinden biridir. Başka kim, kitaplar yazarak mevcut toplumsal düzene alternatifler getirmek, modası geçmiş bir 18. yüzyıl aydınlanması yanılsaması değildir diyebilir; ortalığı post-modern fin-de-siecle havası sarmışken, artık yaşamsal kararlar vermek için çok geç; herhangi bir karar verilse de nasıl olsa birileri onu yapı-çözecek denilen bir zamanda. Sonunda kazanan her zaman iktidar. Bundan kaçış yok. Toplumsal kuram bu havayı çözümlemeli, fakat kendisi de bu havaya girmemelidir. Aslında belki de en büyük çelişki post-modernlerin çelişkisidir. Modern olup da yazan, çizenlerin doğru ya da yanlış bir hedefleri var. Ya post-modernlerin? Doğrusu en namuslu tavrı Wittgenstein göstermiştir. Benzer bir noktaya geldiğinde, herşeyi bırakıp gitme cesaretini göstermiş ve kendini bahçıvanlığa vermişti. Post-modernler ise hala herşeyin bittiği, yapılacak hiçbir şey olmadığı konusunda bizi ikna etmeye çalışıyorlar. Belki de bu noktada şöyle bir soru sorulabilir: Ama Wittgenstein geri dönmemiş miydi? Evet geri dönmüştü, ancak geri döndüğünde o artık başka bir Wittgenstein idi. Böyle geri dönüş herkesin başına!
Habermas belki de modernizmin son temsilcilerinden biridir. Başka kim, kitaplar yazarak mevcut toplumsal düzene alternatifler getirmek, modası geçmiş bir 18. yüzyıl aydınlanması yanılsaması değildir diyebilir; ortalığı post-modern fin-de-siecle havası sarmışken, artık yaşamsal kararlar vermek için çok geç; herhangi bir karar verilse de nasıl olsa birileri onu yapı-çözecek denilen bir zamanda. Sonunda kazanan her zaman iktidar. Bundan kaçış yok. Toplumsal kuram bu havayı çözümlemeli, fakat kendisi de bu havaya girmemelidir. Aslında belki de en büyük çelişki post-modernlerin çelişkisidir. Modern olup da yazan, çizenlerin doğru ya da yanlış bir hedefleri var. Ya post-modernlerin? Doğrusu en namuslu tavrı Wittgenstein göstermiştir. Benzer bir noktaya geldiğinde, herşeyi bırakıp gitme cesaretini göstermiş ve kendini bahçıvanlığa vermişti. Post-modernler ise hala herşeyin bittiği, yapılacak hiçbir şey olmadığı konusunda bizi ikna etmeye çalışıyorlar. Belki de bu noktada şöyle bir soru sorulabilir: Ama Wittgenstein geri dönmemiş miydi? Evet geri dönmüştü, ancak geri döndüğünde o artık başka bir Wittgenstein idi. Böyle geri dönüş herkesin başına!