Eleştiri Günlüğü, dobra söyleyen yürekli bir eleştirmenin okuma notları; son dönem roman, öykü ve şiiri üzerine günübirlik/kalıcı eleştiriler...Türk Romanında Ölçüt Sorunu, son yirmi yıllık çağdaş edebiyatımızın panaroması olan Eleştiri Günlüğünün ilk kitabı...Bir romanın büyüklüğü nasıl anlaşılır? Birtakım nesnel ölçütleri vardır bunun, ama bir de doğruluğu bittecrübe denenmiş bir ölçüt var: O romanı yeniden okumak isteği. Sorarım: Hangi Türk romanını okuduktan sonra bir kez daha okumak isteğini duydunuz? TADIMLIKUzun süredir Türk romanları üzerinde çalışıyorum. Okur olarak yirmi sayfasını okumaya katlanamayacağım nice romanı, yazar olarak, sabırla, titizlikle, notlar alarak sonuna kadar okudum. (Böyle olmasaydı Demirtaş Ceyhunun iki kadından ikisi de, oldukça güzel kadınlardı. Alımlı. Başdöndürücü, diye söz ettiği Yağmur Sıcağı adlı 400 sayfalık romanını sonuna kadar okuyabilir miydim?) Önemsenmiş çoğu romancımızın birtakım ünlü romanlarının çoktan sizlere ömür olduğunu açıkça gördüm; yeniden değerlendirilmemelerine borçluydular ünlerinin sürmesini. Ama sonunda sanırım aradığım romancıyı buldum. Yakın zamanlara kadar sadece şair olarak tanınan (Oysa orta halli bir şairdi. Kendisi de Şiirin ne olduğunu biliyorum ve yapamadım, diyor.) birinin, gerçekte, büyük bir romancı, belki de en büyük Türk romancısı olduğuna inanıyorum: Ahmet Hamdi Tanpınar. Zaman zaman yeniden okumak isteğini duyduğum tek Türk romancısı.Şimdi soruyu sorabiliriz: Türkiyede roman var mı?Ulusal sınırlar içinde varlığını duyuran bir roman var. Arada sırada dışsatım olanakları bulmasına rağmen (Bunda romanın yazınsal değerinden çok, romancının pazarlama becerisi rol oynuyor!), gerçekte iç tüketime yönelik bir roman. (İç pazarı yitirmemek için roman çevirilerine karşı çıkan romancılarımız olduğunu unutmayalım!) Biz de eleştirilerimizde hep bu ulusal sınırlar olgusunu göz önünde bulunduruyoruz. Ama ulusal sınırlarımız dışında var olan (geçmişte ve bugün) romanla Türk romanını karşılaştırdığımız zaman ne oluyor?Bu yıl Trabzonspor, Türkiye lig şampiyonuydu, Fenerbahçe de kupa şampiyonu; uluslararası ilk karşılaşmalarında biri Polonya lig şampiyonuna, öbürü Bulgaristan kupa şampiyonuna yenilerek elendiler.Evet, Türkiyede roman var: Ne kadar futbol varsa o kadar. Umut verici çabalar bu gerçeği değiştirmiyor.
Eleştiri Günlüğü, dobra söyleyen yürekli bir eleştirmenin okuma notları; son dönem roman, öykü ve şiiri üzerine günübirlik/kalıcı eleştiriler...Türk Romanında Ölçüt Sorunu, son yirmi yıllık çağdaş edebiyatımızın panaroması olan Eleştiri Günlüğünün ilk kitabı...Bir romanın büyüklüğü nasıl anlaşılır? Birtakım nesnel ölçütleri vardır bunun, ama bir de doğruluğu bittecrübe denenmiş bir ölçüt var: O romanı yeniden okumak isteği. Sorarım: Hangi Türk romanını okuduktan sonra bir kez daha okumak isteğini duydunuz? TADIMLIKUzun süredir Türk romanları üzerinde çalışıyorum. Okur olarak yirmi sayfasını okumaya katlanamayacağım nice romanı, yazar olarak, sabırla, titizlikle, notlar alarak sonuna kadar okudum. (Böyle olmasaydı Demirtaş Ceyhunun iki kadından ikisi de, oldukça güzel kadınlardı. Alımlı. Başdöndürücü, diye söz ettiği Yağmur Sıcağı adlı 400 sayfalık romanını sonuna kadar okuyabilir miydim?) Önemsenmiş çoğu romancımızın birtakım ünlü romanlarının çoktan sizlere ömür olduğunu açıkça gördüm; yeniden değerlendirilmemelerine borçluydular ünlerinin sürmesini. Ama sonunda sanırım aradığım romancıyı buldum. Yakın zamanlara kadar sadece şair olarak tanınan (Oysa orta halli bir şairdi. Kendisi de Şiirin ne olduğunu biliyorum ve yapamadım, diyor.) birinin, gerçekte, büyük bir romancı, belki de en büyük Türk romancısı olduğuna inanıyorum: Ahmet Hamdi Tanpınar. Zaman zaman yeniden okumak isteğini duyduğum tek Türk romancısı.Şimdi soruyu sorabiliriz: Türkiyede roman var mı?Ulusal sınırla... tümünü göster