Neil Gaiman, Ursula K. Le Guin, Margaret Atwood, Douglas Coupland, Hari Kunzru, Jonathan Lethem, Jeanette Winterson ve Leonard Cohenin de aralarında bulunduğu çağımızın yeni ve sıradışı kalemleri, bu baştan çıkarıcı etkisi tartışılmaz koleksiyon için özel olarak yazdıkları aşk mektuplarıyla bir arada.Kırk seçkin yazarın mektuplarıyla; yer yer acı ve kalp kırıklığı ekseninde, bazen ironik ve komik yaklaşımlarla, bazen de bir çocuk saflığı ve naifliğiyle aşkın ve sevginin zamanımızdaki tüm açılımları karşınızda.Gülümseten, yürek burkan, umutlandıran ve ümitsizliğe sürükleyen o üç harfli kelime: AŞKDerler ki, insan âşık olduğunda, gündelik dünyanın yanında ilerleyen yeni bir paralel evrene girermiş. Başka hiç kimsenin giremeyeceği küçük bir evrenmiş bu; iki kişilik bir ülke, özel, fanus gibi korunaklı, hiç bitmeyen bir esprinin içinde yaşarmışçasına mutlu. Ama bence bu doğru değil. Bence gerçek evren, aşk bitince patlayarak saçılan tehlike; insanın dünyası yıkılıp tutunacak bir dalı kalmadığında ortaya çıkan gerçeklik. Ben şimdi bu gerçekliğin içindeyim. Bu kadar çabuk yazmanın en kötü tarafı, yazacak hiçbir şey olmaması - bir yandan da çok şey olması! Tek bir gecenin ardından bütün coğrafyamı altüst ettin. Metroda eve dönerken bile hissettim bunu; yolcular büyüleyici görünüyor, içimi sızlatan dokunaklı öyküler anlatacak gibi duruyorlardı. Bana baktılar hep, biliyor musun? Üstüm başım biraz dağınıktı tabii (senin suçun!) ama bunun dikkat çektiğini düşünmüyorum. Başka bir halim vardı. Tatminle, insanı isyan ettiren bir kendinden memnuniyetle dolup taşıyordum. Kendimle karşılaştırdığımda sefil haldeydi diğer yolcular. Renkler bile değişmişti. Sensiz üşüyorum Jean. Sende benim dengemi bozan ne varsa, onu istiyorum şimdi.Her gün bir diğerinin aynısı. Bazen bu mektup kağıdına bağırmak veya onu yalamak, çiğnemek istiyorum. Kendi zayıflığımı yok etmek istiyorum.Kalemi ikiye kırıp camdan atmak istiyorum. Sözcüklerle her şey mümkün çünkü.Sözcüklerle, en ateşli arzularımız bile tatmin edilebilir.
Neil Gaiman, Ursula K. Le Guin, Margaret Atwood, Douglas Coupland, Hari Kunzru, Jonathan Lethem, Jeanette Winterson ve Leonard Cohenin de aralarında bulunduğu çağımızın yeni ve sıradışı kalemleri, bu baştan çıkarıcı etkisi tartışılmaz koleksiyon için özel olarak yazdıkları aşk mektuplarıyla bir arada.Kırk seçkin yazarın mektuplarıyla; yer yer acı ve kalp kırıklığı ekseninde, bazen ironik ve komik yaklaşımlarla, bazen de bir çocuk saflığı ve naifliğiyle aşkın ve sevginin zamanımızdaki tüm açılımları karşınızda.Gülümseten, yürek burkan, umutlandıran ve ümitsizliğe sürükleyen o üç harfli kelime: AŞKDerler ki, insan âşık olduğunda, gündelik dünyanın yanında ilerleyen yeni bir paralel evrene girermiş. Başka hiç kimsenin giremeyeceği küçük bir evrenmiş bu; iki kişilik bir ülke, özel, fanus gibi korunaklı, hiç bitmeyen bir esprinin içinde yaşarmışçasına mutlu. Ama bence bu doğru değil. Bence gerçek evren, aşk bitince patlayarak saçılan tehlike; insanın dünyası yıkılıp tutunacak bir dalı kalmadığında ortaya çıkan gerçeklik. Ben şimdi bu gerçekliğin içindeyim. Bu kadar çabuk yazmanın en kötü tarafı, yazacak hiçbir şey olmaması - bir yandan da çok şey olması! Tek bir gecenin ardından bütün coğrafyamı altüst ettin. Metroda eve dönerken bile hissettim bunu; yolcular büyüleyici görünüyor, içimi sızlatan dokunaklı öyküler anlatacak gibi duruyorlardı. Bana baktılar hep, biliyor musun? Üstüm başım biraz dağınıktı tabii (senin suçun!) ama bunun dikkat çektiğini düşünmüyorum. Başka bir hal... tümünü göster
228 sayfa