Dünya Klasikleri ilk kez resimli roman olarak okurla buluşuyor.
Dünya Klasikleri ilk kez resimli roman olarak okurla buluşuyor.
İlk defa tamamen orjinalinden çevirilmiş bir kitabı Üç Silahşör ile okumuştum. Sonra okul kütüphanesinde aynı kitabın 65 sayfalık versiyonunu görüp ufak bir inceleme yaptığımda, elimdeki kitaptan aldığım lezzet kat be kat arttı.
Alexandre Dumas en sevdiğim yazarlardan biridir, intikam ve aşk konularını harika işlediğini düşünüyorum. Bu kitapta da öyleydi, intikamın alındığı sahneler, yalvarışlar, ölümler. Kesinlikle insanın kendinden geçmesini sağlayan bir kitap.
Bitirdiğimde kapağını kapatıp yarım saat şokta kalmıştım. Mükemmeldi.
Athos, Porthos, Aramis ve genç arkadaşları D' Artagnan... Öncelikle, kulak aşinalığından olsa gerek, hepimize doğru gelen ama aslında yanlış bir çevirinin ürünü olan üç silahşörler ismi, Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi ile düzeltilmiş ve kitabın adı Üç Silahşör olmuştur. İngilizcedeki çoğul s takısı yüzünden böyle bir çeviri durumu oluşmuş ve yerleşmiş olsa gerek, neyse ki düzeltildi. Hıncal Uluç ya da Mehmet Yılmaz yazmıştı diye anımsıyorum: ''nasıl ki beş yumurtalar denmiyorsa üç silahşörler de denemez'' İlk okuduğumda travmatik bir etki yapmadı değil bu düzeltme bünyemde.
Defalarca kez dilimize çevrilen, sinemaya uyarlanan bir hikaye zaten. Tabii bu çevirilerin çoğu hikayenin özeti bile olamayacak kadar kısaltılmış, sığ çeviriler. Ben, ortaokuldan beri sanırım 4 5 farklı versiyonunu okumuşumdur bu hikayenin ve hemen hemen hepsinde farklıydı yaşanan olaylar. Bazısı D' Artagnan' in üç silahşör arasına nasıl katıldığına odaklanırken bazısı direkt dörtlü olarak başlatıyordu olaylar silsilesini. Bazı büyük romanlarda var bu maalesef. Mesela Savaş ve Barış' ı ben okumadım, bir 10 yıl daha da okumam. 2000 sayfa kitap okunur mu lan? Ama 400 sayfalık versiyonunu okuyup Savaş ve Barış' ı okudum diyen insanlar görüyorum. Tercihtir, beni ilgilendirmez çok fazla, bana nasıl okumazsın ya demedikleri sürece ilgilendirmez yani. Kitaba dönelim;
Kitabın açıklamalarında da görüleceği üzere 16. 17. yy. Fransa' sına siyasi hayatına ışık tutan bir roman olduğu söylenmekle- Dumas' nın diğer kitaplarıyla birlikte- beraber, dönemin olaylarını çok çarpıtarak anlattığı söylenmektedir. Nitekim Dumas da ''tarihe tecavüz ettiğimi söylediler ama çok güzel çocuklar doğdu''(Kaynak Vikipedia-NTV Tarih-Mayıs 2011) diyerek bu iddiaları kabul etmiştir. Zaten adam roman yazıyor sonuçta, dilediği gibi kurgular kime ne! Dört ana karakterimizin bir dolu macerasını okuyoruz kitap boyunca ancak kitabın asıl hikayesini Athos' un geçmişi ile D' Artagnan' ın geleceği oluşturuyor. Cesur, zeki, maceraperest ve iyi kılıç kullanan D' Artagnan ünlü bir silahşör olmak için şehre geliyor ve bambaşka karakterlere, hayallere sahip 3 kafadarın arasına katılıyor. Olaylar da bundan sonra başlıyor. Şu oluyor, bu oluyor demeyeceğim, pek çok şey oluyor ama asıl hikayeyi oluşturan olay tek.
Aşk, kavga, entrika, vatan sevgisi, ihanet ve şarap dolu bir hikaye...
Cesarete,sadakata ve onura sahip bu silahşörlerin hikayeleri tam bir klasik.o dönemin Fransa'sını ve İngiltere'sini çok başarılı bir şekilde yansıtmış.
Aşk,dostluk,sadakat vs hepsinin güzelce aşırıya kaçmadan yer aldığı bir eser
Bu kitaba Üç Silahşörler adının verilmesi aslında çok garip. Çünkü Athos, Porthos ve Aramis Üç Silahşörlerkenn ortada olay yoktur. Ne zaman ki aralarına D'Artagnan'ın (Dartanyan) yani 4. silahşörün yeni katılmasıyla olaylar başlar.
Harikaydı..1800lerin sade dünyası o kadar iyi geliyor ki insana!
çok hatırlamıyorum ama üç kişiydiler iyi bir birlik felan :)))
Çok akıcı ve maceralı bir kitap, herkese okumasını tavsiye ederim ama kısaltılmamış, çocuklar için yeniden düzenlenmemiş,Tercihen İş Bankası Yayınları tam metin olmalı. Aksi takdirde al üç silahşör varmış oldu bitti modu olacaktır.
Manyak güzel bir kitaptır. Okunmaya değecek derecede akıcı ve gerçekten fantastik bir hikaye...