Sermaye egemenliğindeki düzenin tek ereği üretim, daha çok üretim. Tüketim yetmediğinde de savaş ve karmaşa ile çözümden başka yol yok. Özgür, mutlu, gönlüne göre yaratabilmenin, üretimi değil güzelliği yaratabilmenin ve insanlara ulaşabilmenin yolu resim, heykel, yazın, müzik gibi gerçekten güzel sanatlar. Ama birçok yerde sermayenin egemenliğindeki ve hatta tekelindeki galeri, matbaa, dağıtım, sergi salonu vb. ortamlar özellikle yeni filizlenen sanatçıların tanınmasını büyük oranda engellemekte.
Öykü yaşamdan kısa ama özlü enstantaneler çeken, her kesime seslenebilen bir edebiyat türü. Ustalık gerektirmesi ve kolay okunabilirliği ile çok değerli. Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri ile hem öykücülüğe gönül veren yazın emekçilerine bir çıkış rampası olmayı hem de bireyi değil toplumu ve örgütlü insanı önceleyen, “Türkçenin renkli tarlası” Ümit Kaftancıoğlu’nun eserleri ve hedeflerinin unutulmamasını amaçladık. Aradan geçen 15 yılda bunu başardığımızı sanıyorum.
Dünyada asıl iklim değişikliğinin sanat alanında olduğunu düşünen ve Türkiye’de yakıcı hissedilen kültürel çoraklıkta bir vaha yaratabilmenin gönenci ile...
Sermaye egemenliğindeki düzenin tek ereği üretim, daha çok üretim. Tüketim yetmediğinde de savaş ve karmaşa ile çözümden başka yol yok. Özgür, mutlu, gönlüne göre yaratabilmenin, üretimi değil güzelliği yaratabilmenin ve insanlara ulaşabilmenin yolu resim, heykel, yazın, müzik gibi gerçekten güzel sanatlar. Ama birçok yerde sermayenin egemenliğindeki ve hatta tekelindeki galeri, matbaa, dağıtım, sergi salonu vb. ortamlar özellikle yeni filizlenen sanatçıların tanınmasını büyük oranda engellemekte.
Öykü yaşamdan kısa ama özlü enstantaneler çeken, her kesime seslenebilen bir edebiyat türü. Ustalık gerektirmesi ve kolay okunabilirliği ile çok değerli. Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri ile hem öykücülüğe gönül veren yazın emekçilerine bir çıkış rampası olmayı hem de bireyi değil toplumu ve örgütlü insanı önceleyen, “Türkçenin renkli tarlası” Ümit Kaftancıoğlu’nun eserleri ve hedeflerinin unutulmamasını amaçladık. Aradan geçen 15 yılda bunu başardığımızı sanıyorum.
Dünyada asıl iklim değişikliğinin sanat alanında olduğunu düşünen ve Türkiye’de yakıcı hissedilen kültürel çoraklıkta bir vaha yaratabilmenin gönenci ile...
115 sayfa
Nisan2019 tarihinde, Su yayınları tarafından yayınlandı