İNKÂRIN gerçekliğine sırtını dönmek kolay değildir. Cioran bunu yapabilmek için kendini zorlamış ama her zaman başaramamış. Sanki evetin bir mantık düzleminden çok nostaljik bir bakış açısından çıktığı bu kitabın temel taşıdır Hayırdan canım çıktı sözü. Boşluğu duygusal bir doğru olarak algılayan ve bunu bilincin başlıca donelerine yükleyen kişiler, doğrulamayı nasıl yüceltecekler acaba? Onlar için, varlığı kavrayabilmek kadar zor bir şey yoktur; Varlığı mantıkla kavramaktan acizdirler ve bununla gönülden başa çıkmaya çalışıyorlar. Bunu yaparken de inkarı öyle bir noktaya getiriyorlar ki, o zaten bir süre sonra kendi kendini yok ediyor. Hayata dair özden yıkıcı ve öldürücü bir bilgi vardır. Tüm bunlara bağlı olarak bu talep ediliyor ve aynı anda yön değiştiriyor. Yine diyebiliriz ki tüm bunlar bir şaşkınlık yaratıyor, sanki iç çekişmenin açıklaması gibi. Eğer yazar, olmak ile bilmek arasında ilkini seçerse, bu onun kendine karşı yani kendi doğrularına karşı, kendini düşünmeye zorladığını gösterir; kendi içindeki en özele inerek gerçekleştirdiği bir iç çekişme söz konusudur yine. Sonuç olarak, Varolma Eğilimi açıklığa karşı bir başkaldırı, yalana dokunaklı methiye ve sağlığa iyi gelen varsayımlara bir gere dönüştür....
İNKÂRIN gerçekliğine sırtını dönmek kolay değildir. Cioran bunu yapabilmek için kendini zorlamış ama her zaman başaramamış. Sanki evetin bir mantık düzleminden çok nostaljik bir bakış açısından çıktığı bu kitabın temel taşıdır Hayırdan canım çıktı sözü. Boşluğu duygusal bir doğru olarak algılayan ve bunu bilincin başlıca donelerine yükleyen kişiler, doğrulamayı nasıl yüceltecekler acaba? Onlar için, varlığı kavrayabilmek kadar zor bir şey yoktur; Varlığı mantıkla kavramaktan acizdirler ve bununla gönülden başa çıkmaya çalışıyorlar. Bunu yaparken de inkarı öyle bir noktaya getiriyorlar ki, o zaten bir süre sonra kendi kendini yok ediyor. Hayata dair özden yıkıcı ve öldürücü bir bilgi vardır. Tüm bunlara bağlı olarak bu talep ediliyor ve aynı anda yön değiştiriyor. Yine diyebiliriz ki tüm bunlar bir şaşkınlık yaratıyor, sanki iç çekişmenin açıklaması gibi. Eğer yazar, olmak ile bilmek arasında ilkini seçerse, bu onun kendine karşı yani kendi doğrularına karşı, kendini düşünmeye zorladığını gösterir; kendi içindeki en özele inerek gerçekleştirdiği bir iç çekişme söz konusudur yine. Sonuç olarak, Varolma Eğilimi açıklığa karşı bir başkaldırı, yalana dokunaklı methiye ve sağlığa iyi gelen varsayımlara bir gere dönüştür....
196 sayfa