Adam: Yetersiz olmaktan hoşlanmıyordu.
Tüm hayatı darmadağın ve acı dolu bir karmaşaydı. Kaput takmak her zaman onu utandırırdı ve takınca kendisini boktan bir aptal gibi hissederdi.
Islak ve sıcak kaputun, uzaydan gelen pis bir şaka gibi, elinde durmasından nefret ederdi.
Kadın: İçine giren kaputun verdiği duygudan nefret ediyordu. Bir yıl boyunca içinde hissettiği tek şey adam değil, kaputtu, bu bir kabustu ve artık adam hiçbir şeyi doğru düzgün yapamıyordu.
Onu ne kadar çok sevdiğini söylemek istedi, Adam buna hazırdı, ama söyleyemedi. Her şeyin bir sonu olduğunu biliyordu.
Hep böyle olurdu: Sevişmelerinin ardından kendilerini hep üzgün hissederlerdi, çoğu zaman da üzgündüler zaten. Otlarla kaplı boş bir alandan birbirlerine bakan perili evler gibi, bedenleri sessizleşirdi. Tutku, karanlık bir kuş uçuşu gibi bedenlerinin üstünden henüz geçmişti.
Biz: Güneş batıyordu ve karanlıktan nefret ederdik. Aşağıdan geçen arabalar, çocukluğumuzdaki, o çok yalnız ve yağmurlu öğleden sonrayı hatırlattı.
Adam: Yetersiz olmaktan hoşlanmıyordu.
Tüm hayatı darmadağın ve acı dolu bir karmaşaydı. Kaput takmak her zaman onu utandırırdı ve takınca kendisini boktan bir aptal gibi hissederdi.
Islak ve sıcak kaputun, uzaydan gelen pis bir şaka gibi, elinde durmasından nefret ederdi.
Kadın: İçine giren kaputun verdiği duygudan nefret ediyordu. Bir yıl boyunca içinde hissettiği tek şey adam değil, kaputtu, bu bir kabustu ve artık adam hiçbir şeyi doğru düzgün yapamıyordu.
Onu ne kadar çok sevdiğini söylemek istedi, Adam buna hazırdı, ama söyleyemedi. Her şeyin bir sonu olduğunu biliyordu.
Hep böyle olurdu: Sevişmelerinin ardından kendilerini hep üzgün hissederlerdi, çoğu zaman da üzgündüler zaten. Otlarla kaplı boş bir alandan birbirlerine bakan perili evler gibi, bedenleri sessizleşirdi. Tutku, karanlık bir kuş uçuşu gibi bedenlerinin üstünden henüz geçmişti.
Biz: Güneş batıyordu ve karanlıktan nefret ederdik. Aşağıdan geçen arabalar, çocukluğumuzdaki, o çok yalnız ve yağmurlu öğleden sonrayı hatırlattı.
Çok eğlenceli bir kitap. Parçalı bir anlatım tercih edildiği için hızla okunuyor. Yazarın ilginç tasvirleri okuma keyfini arttırıyor. Biraz deneysel ve absürt olması nedeniyle geleneksel okuyucunun hoşuna gitmeyebilir ama kesinlikle çok eğlenceli. Çeviri de iyi.
Birkaç alıntı:
İşemesi biteli çok uzun zaman geçmişti, ama hala klozetin önünde dikilmiş, penisine bakıyordu. Sonra, sanki ölü bir ahtapot kolunu külotunun içine kıvırır gibi, onu pantolonunun içine geri sokup sifonu çekti. (s. 21)
Kadın, sanki yıpranmış bir örümcek ağına oturuyormuş gibi dikkatlice yere, yanına oturdu. (s. 21)
Bob hayatının tüm aşamalarında çok yetenekliydi, o kadar keskin bir zekası vardı ki bir usturanın üstünde piknik bile yapabilirdi. (s. 31)
Telefon, kazılmayı bekleyen bir mezar gibi, masada karanlık bir şekilde duruyordu. (s. 37)
Dolabın cam kapıları nefes kesiciydi. Bir dolabın cam kapılarının nefesinizi kesmesi çok ender rastlanan bir olaydır. (s. 47)
Hep böyle olurdu: Boşaldıktan sonra penisi kadının içinde yavaşça yumuşar ve otlarla kaplı boş bir alandan birbirine bakan perili evler gibi, bedenleri sessizleşirdi. (s. 52)
“BİRİSİ BOWLİNG KUPALARIMIZI ÇALMIŞ!!!”
En sonunda, raylarda zıplayıp buzla kaplı bir nehre çarpıp anında görüş alanından çıkarak batan ve ardında dumanları tüten devasa bir delik bırakan bir lokomotif gibi, sessizliği parçaladı. (s. 56)
Birisi yemek yerken bir çatalın saatte kaç mil yol aldığını bilemez, ama Bob’ın çatalı normal hızda ilerliyordu ki aniden elindeki frene yüklendi ve Bob’ın ağzına doğru yarı yoldayken çığlıklarla durdu. (s. 107)
Karton Cilt, 156 sayfa
Şubat1999 tarihinde, Altıkırkbeş yayın tarafından yayınlandı