Ahmet Karcılılar, Yağmur Hüznü adlı ilk romanıyla edebiyat dünyasına şaşırtıcı bir giriş yaptı: karşımızda usta bir romancı var. (...) Karcılılar, hiçbir romancıda görmediğim bir anlatım biçimi uyguluyor. Anlattığı her şeyi bütün ayrıntılarıyla betimliyor, kalemini bir kamera gibi kullanıyor ve bu, romana müthiş bir şahihlik havası veriyor. (...) Roman neyi anlatıyor? Tutucu bir kasabadan çizgiler; dini ayin yaparken polisin bastığı kadınlar (...), cinsel sorunlar, sağlık sorunları (...), Esma ile Macidenin eşcinsel ilişkileri ve ölüm üstüne, ölümden sonrası üstüne düşünceler... Romancı, 1920lerdeki sorunlarını 2000e iki kala hala sürüp gitmesinin nedenleri üzerinde düşünmeyi okura bırakıyor.
Ahmet Karcılılar, Yağmur Hüznü adlı ilk romanıyla edebiyat dünyasına şaşırtıcı bir giriş yaptı: karşımızda usta bir romancı var. (...) Karcılılar, hiçbir romancıda görmediğim bir anlatım biçimi uyguluyor. Anlattığı her şeyi bütün ayrıntılarıyla betimliyor, kalemini bir kamera gibi kullanıyor ve bu, romana müthiş bir şahihlik havası veriyor. (...) Roman neyi anlatıyor? Tutucu bir kasabadan çizgiler; dini ayin yaparken polisin bastığı kadınlar (...), cinsel sorunlar, sağlık sorunları (...), Esma ile Macidenin eşcinsel ilişkileri ve ölüm üstüne, ölümden sonrası üstüne düşünceler... Romancı, 1920lerdeki sorunlarını 2000e iki kala hala sürüp gitmesinin nedenleri üzerinde düşünmeyi okura bırakıyor.
Gülden Kale Düştü adlı romanını okuduktan sonra epey arayıp sonunda bulmuştum bu kitabını Karcılılar'ın. Ama beklediğim gibi çıkmadı. Hiçbir açıdan tatmin etmedi maalesef. Pek tavsiye edemiyorum.
Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine okumuştum bu kitabı. Başka bir yorumumda belirttiğim üzere kitap konusunda fazlasıyla ukala biriyimdir ve bir iki kişi hariç tavsiyeleri önemsemem, güler geçerim. Bu kitabı tavsiye eden arkadaşım ise edebiyat mezunu ve dahası yüksek lisansını da yapmış biri. Dolayısıyla öyle ukalalık yapıp ben okumam diyebileceğim biri değildi.
Her şeyden önce bu bir ilk roman ve yazar bu ilk romanıyla Orhan Kemal Roman Armağanı' nı kazandı. İşlenen hikaye fazlasıyla ilgi çekici ve dahası işleniş tarzı çok hoşuma gitti. Son bölümlere kadar iyi bir kitap okuduğunuzu düşünüyorsunuz, son bölümde ise çok ama çok iyi bir kitap okuduğunuzu fark ediyorsunuz.
Yazardan bahsedeyim biraz; Tıpkı Hasan Ali Toptaş gibi o da Denizli doğumlu. Havasından mıdır suyundan mıdır bilmiyorum ama iki yazar da hep zor kurguların altına giriyorlar ve kanımca başarıyla da çıkıyorlar.
Ahmet Karcılılar tam olarak neden olduğunu tanımlayamasam da okuyucuyu kitabın içine hapsedebilen bir yazar. Elinizden bırakamıyorsunuz kitabı. Üslubu sade, akıcı ama biraz fazla detaycı. Zaman zaman bu detaycılık canınızı sıksa da kurgudaki sağlamlık ve yazarın dili sayesinde yine de kitabı okumaktan vazgeçemiyorsunuz.
188 sayfa