"Bakın, siz bedenen ölmüş birini zihninizin içine aldınız, onu konuk ediyorsunuz. Ev sahibisiniz. Bu ilişkide tüm denetim sizin elinizde olmalı. Yani zihninizin içinde ona ne kadar yer açacağınız, onunla ne kadar özelinizi paylaşacağınız hep size ait kararlar. Şimdilik zihninizde yaşamasına izin verdiniz. Dilerseniz ona gözlerinizle bakmayı öğretebilirsiniz. Bedensel deneyimlerinize ortak edebilirsiniz."
"Nasıl?"
"Çok zor değil. Sözcüklerle..."
"Konuşarak mı?"
"Sözcüklerin gücünü küçümsemeyin. Zihnimizdeki tüm duygulanımların sözcüklerle doğrudan bir bağı var."
"Garip."
"Değil aslında. Neyse... Zihninizin içinde ikinci bir insan var artık Mirat Bey. Bundan sonra kendinizi asla yalnız hissetmeyeceksiniz."
Yaşamın yazıyla, yalnızlığın ölümle iç içe geçtiği bir dünyadayız. Murat Gülsoy bu tehlikeli yakınlığı fantastiğe, bilimkurguya cesurca göz kırpan bir anlatımla birleştirerek okurun zihninde canlandırıyor. Birbirinden bağımsızmış gibi görünen bölümler, ekler, kara sayfalar deliliğin eşiğinde, yalnızlığın derinliklerinde ve ölümün karanlığında birleşiyorlar. Delirmekten ve yalnızlıktan kurtulmanın yolunu ölüme yaklaşmakta bulan karakterler, ölümle kol kola girdikçe deliliğin kaçınılmazlığını deneyimliyorlar.
Tanpınar'a, Atay'a, Atılgan'a selam veren; ama en çok Borges'le, Nerval'le konuşan, onların metinlerinin ve karakterlerinin arasında ustalıkla gezinen roman, sanki yalnızlıktan kurtulmak için edebiyat âleminin büyük ruhlarını içine alıyor. Parçaları birleştirmeyi seven, ipuçlarının peşinden gitmekten haz duyan meraklı okur kadar fantastik bir kurgunun büyüsüne kapılmak isteyen maceracı okur da Yalnızlar İçin Çok Özel Bir Hizmet'ten yararlanmak isteyecek...
(Tanıtım Bülteninden)
"Bakın, siz bedenen ölmüş birini zihninizin içine aldınız, onu konuk ediyorsunuz. Ev sahibisiniz. Bu ilişkide tüm denetim sizin elinizde olmalı. Yani zihninizin içinde ona ne kadar yer açacağınız, onunla ne kadar özelinizi paylaşacağınız hep size ait kararlar. Şimdilik zihninizde yaşamasına izin verdiniz. Dilerseniz ona gözlerinizle bakmayı öğretebilirsiniz. Bedensel deneyimlerinize ortak edebilirsiniz."
"Nasıl?"
"Çok zor değil. Sözcüklerle..."
"Konuşarak mı?"
"Sözcüklerin gücünü küçümsemeyin. Zihnimizdeki tüm duygulanımların sözcüklerle doğrudan bir bağı var."
"Garip."
"Değil aslında. Neyse... Zihninizin içinde ikinci bir insan var artık Mirat Bey. Bundan sonra kendinizi asla yalnız hissetmeyeceksiniz."
Yaşamın yazıyla, yalnızlığın ölümle iç içe geçtiği bir dünyadayız. Murat Gülsoy bu tehlikeli yakınlığı fantastiğe, bilimkurguya cesurca göz kırpan bir anlatımla birleştirerek okurun zihninde canlandırıyor. Birbirinden bağımsızmış gibi görünen bölümler, ekler, kara sayfalar deliliğin eşiğinde, yalnızlığın derinliklerinde ve ölümün karanlığında birleşiyorlar. Delirmekten ve yalnızlıktan kurtulmanın yolunu ölüme yaklaşmakta bulan karakterler, ölümle kol kola girdikçe deliliğin kaçınılmazlığını deneyimliyorlar.
Tanpınar'a, Atay'a, Atılgan'a selam veren; ama en çok Borges'le, Nerval'le konuşan, onların metinlerinin ve karakterlerinin arasında ustalıkla gezinen roman, sank... tümünü göster
Ayşe Esin Filippidis
14 Mart 2016 ·
Malum olaylardan oturu, bugun kendimi daha bir okumaya verdim...Kafam dagilsin diye.. Ve bir cirpida bitirdim bu kitabi. Murat Gulsoy severek okudugum yazarlardan, anlatimi cok hosuma gidiyor.
Kitabinin konusu da cok cok ilginc.
Kendini yanliz hissedenlere hizmet veren bir sirket var:Janus... Bu sirket, yanlizliktan bikip kendilerine basvuranin zihnine, olmus birinin zihnini aktariyor ! Ondan sonra artik icinizde biri daha var yani... Ilginc !!! eh gerisini tabii ki soylemeyecegim...Aslinda teknoloji, o kadar hizli ilerliyor ki, boyle bir seyin ilerde gerceklesmesi pek mumkun olabilir, amaaaaa sakincalari var....Onu da okuyacaksiniz artik... Kitabin ustunde ki yuzuk ise, bir cesit "kurtulus" u simgeliyor:)))
Yazar değişik bir kurgu yakalamış ama sonu istenen netliği yakalamadığından akılda bazı şeyler eksik kalıyor
Ciltsiz, 204 sayfa
1Ocak2016 tarihinde