Kitap açıklaması henüz eklenmemiş.
Talihsiz bir şekilde Sinan Çetin sayesinde kitaptan haberdar oldum. Talihsiz bir şekilde diyorum çünkü Çetin her programında kitabı övünce kesin, beş para etmez bir kitaptır düşüncesine kapıldım.
Bir taraftan da şeytan dürtüyor tabii. İnternette kitap ile ilgili eleştiriler, Ayn Rand ile ilgili yazılanlar. Kitap pahalı.. Ne yapsak, ne yapsak? Komşum bu ay sen al birlikte okuyalım, sonraki ay Atlas serisini ben alayım. Tamam mı ? Tamam.
İşin komik tarafı bir ay önce yerdeki bir kitap sergisinde çok eski baskı ve alıcısı çıkmadığı için 3 liraya satılan bir kitabı satın almıştı sevgili komşu. Severiz alıcısı olmayan kitabı. Alıcısı olmayan kitapların bir ağırlığı vardır, buna canı gönülden inanmışızdır... Kitabın adı : Howard Roark ya da sadece Roark, şimdi net hatırlamıyorum. Sayın komşu kitabı okumuş, öve öve bitirememiş, sıra dışı bir mimarın sıra dışı bir öyküsü, toplumun dayatmalarına karşı duran, sırf inançları doğrultusunda yürümek adına para kazanmayı bile reddeden bu adamın muhteşem öyküsünü bana anlata anlata bitirememişti.
Sonra ne oldu? Bu kitap Hayatın Kaynağı adlı kitabın başka bir adla basılmış eski baskısı çıktı. İsimlerin havasından olsa gerek Roark : 3 Lira Hayatın Kaynağı : 30 Lira. 30 liralık kitap bana hediye edildi. Bu işten ben kârlı çıktım.
Yalnız uyarmam gerek, yazar bugüne kadar bilinen işçiler çalışır patronlar onların sırtından geçinir düşüncesini ters yüz etmiş. Patronlar fikirleri üretir, yenilikler yapar uygulamaya koyar, işçiler de gelir patronların sırtından geçinir gibi bir düşünce ortaya koymuş. Hayatın Kaynağı kitabında bu düşünce çok net ifade edilmemiş olsa da devamı niteliğinde kabul edilen Atlas serisinde okuyucunun gözüne sokulmuştur.
Farklı bir bakış açısını anlaması açısından okumasını tavsiye ettiğim sosyalist (kendisinin tanımıdır) bir arkadaşım kitaptan nefret ettiğini ve içindeki her şeyi saçma bulduğunu ifade etti.
Yazar o niyetle yazmamış ama ben çalışanlarla çalışanların sırtından geçinenlerin hikayesi olarak algıladığım için çok beğendim.
muhteşem...bende iz bırakan ender kitaplardan biri. ''insanın bireyselliği ne kadar önemlidir, bireyin toplumdaki yeri nedir ya da nasıl olması gerekir, toplumsal değerlerle çatışmanın sonucu ne olur, mutlu olma yolları nelerdir, insan prensiplerinden taviz vermeli midir'' ve daha pek çok sorunun cevabını alabilir kendi cevaplarınızla karşılaştırabilirsiniz...
Öncelikle bu ikinci okuyuşumdu. 5 sene önce ilk okuduğumda Atlas Silkindi sarhoşluğundan kurtulamadığımdan beni o kadar etkilememişti Hayatın Kaynağı.
O zaman işsizliğin ne demek olduğunu da çok iyi bilmiyordum, insanın sevdiği bir işi yapmaktan mahrum bırakılmasının ne demek olduğunu da. İkinci kez okumaya başlamadan önce bunları biliyordum.
Uzadi biraz, çok not aldım, iki satır okudum sonra hakkında iki saat düşündüm, üzüldüm, sinirlendim, sevindim, kendimi buldum. Ama bitti. Ben de kendi granit ocagimda çalışıyorum. Şehre geri dönecek miyim dönmeyecek miyim bilmeden. Kitap bitti, işten çıktım kitapçıdan İngilizcesini de aldım. Asıl kelimeleri, cümleleri de okumak istedim.
Kitapta uzun bir zaman sürecine yayılmış mükemmel bir roman yazılı. Okurken siz de yaşlanıp olgunlaşıyorsunuz okurken. Bir toplum entellektüel ve ahlaki açıdan çöktüğünde neler olacaklarını görüyorsunuz. Şu anda olanları görüyorsunuz. İnsanların kendi düşünceleri, amaçları, inançları, değerleri değil de sürekli başkalarının düşünceleri, inançları ve değerleriyle kendisini tanımlamasının toplumu nasıl çöküşe ilerlediğini görüyorsunuz. Fikirleri olmayan bireylerin oluşturduğu bir toplumun fikirlerine dayanarak yaşamanın sonuçlarını, güç peşinde olmanın sonunda kişiyi vurmasını görüyorsunuz.
Bu kitap Atlas Silkindi'ye hazırlıktır. Okuduktan sonra, Atlas Silkindi de bu olayların dünyayı nasıl etkilediğini görüyorsunuz.
"Yanılıyorsun Peter, cebimde tam 14 dolar 57 sent var"
Sinan Çetin’i sevmeyen birisi olsamda , yazdığı önsöz ve Ploto Film Yayınları ile bu kitabı çıkartmasından dolayı taktirimi kazandı.. http://gokii.net/2011/01/the-fountainhead-hayatin-kaynagi/
Bu kitabı okuyunca yazarın objektivizm felsefesi daha inandırıcı oluyor. Evet, bilimi,feni,teknoloji ilerleten bireysel düşünce toplunmsalcılık değil diye düşünüyorsun.Buna göre insan sevdiği işi en iyi şekilde yaparsa toplumda yozlaşmanın ,aksaklıkların önüne geçilebilir.Günümüzde yaşananları , popüler kültürün baş tacı edildiğini düşününce yazarın bahsettiği dönemle bugünün hiçbir farkı olmadığı görülüyor.Bunu anlamak için gazetelere bakmak yeterli sanırım.Kitabı daha çok insan okumalı ,farklı bakış açıları kazanmalı..
Kitap 788 sayfa .Halk Kütüphanesinden alıp okudum.Kendi kütüphenemde bulunmasını da istediğim kitaplardan biri..
En iyisiydi.Yaşama bakışınızı değiştirecek bir kitap.
Ciltli, 622 sayfa
1975 tarihinde, Altın Kitaplar tarafından yayınlandı