Yaşama Teğelli Öyküler: Sevim Burak 'ın Öyküleri Üzerine Bir İnceleme

Dil onulmaz bir yaradır insanoğlunun içinde. Hem hapsedildiği hem ifşa olduğu hem direndiği hem sığındığı büyük bir muamma. Topluma giriş kapısı olduğu kadar toplumdan çıkışın da olası noktasıdır dil. Bu nedenle topluma dair olmanın ve olamamanın ifadesi kaçınılmaz olarak dildedir. Bu noktada, hayata dair sancı, toplumla uyuşamama ancak dilin dağılış ve kırılış biçimleriyle aktarılır. İçinde bulunulan düzene dair bir derdin o düzenin bizi aynileştiren, normalleştiren ve kalıplarla yaşatan kurallı dili ile anlatılması ancak bir samimiyetsizlik olarak adlandırılabilir. İşte Sevim Burak'ın öyküleri bu samimiyetsizlikten uzaktır. Dilin kırılışı ve parçalanışı üzerinden kurulur onun öyküleri. Dile, doğal olarak topluma karşı çıkışın tezahürüdürler. Perdelere iğnelediği kağıt parçacıklarının, iğnelenmiş yerlerini görebiliriz Sevim Burak'ın öykülerinde. Ayrılma ve birleşmenin garip gerilimi onun öykülerinin dilini inşa eder ve dağıtır aynı anda. Dille çizilen, dile çizilen öykülerdir bu metinler. Ancak anladığımız anlamda bütünlüklü bir resimden ziyade bizi içine çeken, dağıtan, parçalayan bir resimle karşılaşırız. Kağıt parçacığındaki iğnenin sızısını okur olarak içimizde duyarız.
(Tanıtım Bülteninden)

Dil onulmaz bir yaradır insanoğlunun içinde. Hem hapsedildiği hem ifşa olduğu hem direndiği hem sığındığı büyük bir muamma. Topluma giriş kapısı olduğu kadar toplumdan çıkışın da olası noktasıdır dil. Bu nedenle topluma dair olmanın ve olamamanın ifadesi kaçınılmaz olarak dildedir. Bu noktada, hayata dair sancı, toplumla uyuşamama ancak dilin dağılış ve kırılış biçimleriyle aktarılır. İçinde bulunulan düzene dair bir derdin o düzenin bizi aynileştiren, normalleştiren ve kalıplarla yaşatan kurallı dili ile anlatılması ancak bir samimiyetsizlik olarak adlandırılabilir. İşte Sevim Burak'ın öyküleri bu samimiyetsizlikten uzaktır. Dilin kırılışı ve parçalanışı üzerinden kurulur onun öyküleri. Dile, doğal olarak topluma karşı çıkışın tezahürüdürler. Perdelere iğnelediği kağıt parçacıklarının, iğnelenmiş yerlerini görebiliriz Sevim Burak'ın öykülerinde. Ayrılma ve birleşmenin garip gerilimi onun öykülerinin dilini inşa eder ve dağıtır aynı anda. Dille çizilen, dile çizilen öykülerdir bu metinler. Ancak anladığımız anlamda bütünlüklü bir resimden ziyade bizi içine çeken, dağıtan, parçalayan bir resimle karşılaşırız. Kağıt parçacığındaki iğnenin sızısını okur olarak içimizde duyarız.
(Tanıtım Bülteninden)


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

220 sayfa
2014 tarihinde, Sentez Yayıncılık tarafından yayınlandı



Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Burak Uzun
1 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski