Roger Garaudy bu eserinde, İslam�ın dünü, bugünü ve geleceğiyle ilgili yepyeni bir perspektif çiziyor. Öncelikle medeniyetler diyaloğundan ve dinlerin birliğinden söz ediyor. Hint, Çin dinleriyle, Musevilik, Hıristiyanlık ve İslâmiyet arasındaki şaşırtıcı tevhidi benzerliklere dikkat çekiyor. O bununla bir eklektisizm öngörmüyor, fakat dinler ve medeniyetlerarası bir diyalog ve etkileşimle, müslümanı, kendini yeterli görmekten kaçınmaya, diğerleriyle sağlıklı iletişim kurmaya ve imanının derinliğinin şuuruna varmaya çağırıyor. Daha sonra İslam�ın çöküşünü üç evre halinde ele aldığı bölümde, çöküşün nedenleri olarak saydığı, ictihadı dondurma, entegrizm, kendi içine kapanma, literalizm, formalizm ve kör taklitçiliği şiddetle eleştiriyor ve İslam�ın yeniden yaşanır hale gelmesi için, bir başka ifade ile �yaşayan İslam� için öncelikle bu hastalıklardan kurtulmayı, sonra da asli kaynağa, Kur�an�a dönmeyi öneriyor. Eğer İslam geçmişinde donup kalmaz, aksine zamanımızın problemlerini Medine toplumunun ruhu içinde çözmeyi bilirse, işte o zaman sadece müslümanlar için değil, felakete sürüklenmekte olan tüm insanlık için geleceğin umut kapılarını açabilir.
Roger Garaudy bu eserinde, İslam�ın dünü, bugünü ve geleceğiyle ilgili yepyeni bir perspektif çiziyor. Öncelikle medeniyetler diyaloğundan ve dinlerin birliğinden söz ediyor. Hint, Çin dinleriyle, Musevilik, Hıristiyanlık ve İslâmiyet arasındaki şaşırtıcı tevhidi benzerliklere dikkat çekiyor. O bununla bir eklektisizm öngörmüyor, fakat dinler ve medeniyetlerarası bir diyalog ve etkileşimle, müslümanı, kendini yeterli görmekten kaçınmaya, diğerleriyle sağlıklı iletişim kurmaya ve imanının derinliğinin şuuruna varmaya çağırıyor. Daha sonra İslam�ın çöküşünü üç evre halinde ele aldığı bölümde, çöküşün nedenleri olarak saydığı, ictihadı dondurma, entegrizm, kendi içine kapanma, literalizm, formalizm ve kör taklitçiliği şiddetle eleştiriyor ve İslam�ın yeniden yaşanır hale gelmesi için, bir başka ifade ile �yaşayan İslam� için öncelikle bu hastalıklardan kurtulmayı, sonra da asli kaynağa, Kur�an�a dönmeyi öneriyor. Eğer İslam geçmişinde donup kalmaz, aksine zamanımızın problemlerini Medine toplumunun ruhu içinde çözmeyi bilirse, işte o zaman sadece müslümanlar için değil, felakete sürüklenmekte olan tüm insanlık için geleceğin umut kapılarını açabilir.