Ertuğrul Özkök yine rahat durmadı, aykırı bir gazetecilik çalışmasına daha imza attı. Yedi Büyük Günah’ta, “Cumhuriyet’in 100. yılına programlanmış”, 21. yüzyıl için bir “demokrasi provokasyonu” da denebilecek “yedi büyük olay” var: “Yüz yıllık yedi çam” deviriliyor, “yedi put” kırılıyor, “Türkiye’nin en bam tellerinden yedisine fena halde basılıyor.” Bu yedi günah neler mi? Türkiye, Ayasofya’yı Ortodoksların ibadetine açıyor. Çanakkale’nin adı Troya oluyor. Gürcistan ve Ermenistan, Türkiye’ye katılma kararı alıyor. Oya Sarı Hareketi, Ege’yi Türkiye’den ayırmak istiyor. Türkiye, Efes Özerk Bölgesi’ni kabul ediyor. Fenerbahçe, Ermeni yatırım şirketine satılıyor. Lezbiyen aday, Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimine giriyor. 20. yüzyılda demokrasinin en ileri tarifi, “Azınlığın çoğunluk olabileceği rejim” idi. Özkök, “suç ortakları” Emrah Akkurt ve İsmet Berkan ile birlikte, bu tarifi şöyle değiştiriyor: “Mümkünsüzün mümkün olabileceği bir rejim.” Kitapta her “günah” iki altbölümde ele alınıyor. “Senaryo” bölümlerinde söz konusu “günah”ların gerçekleşme süreçleri gazetecilik yaklaşımıyla öykülenirken, “Tartışma” bölümlerinde Emrah Akkurt’un Özkök’le yaptığı değerlendirme söyleşileri yer alıyor. Garanti veriyoruz: Bu söyleşiler de en az senaryo bölümleri kadar provokatif ve zihin açıcı!
Ertuğrul Özkök yine rahat durmadı, aykırı bir gazetecilik çalışmasına daha imza attı. Yedi Büyük Günah’ta, “Cumhuriyet’in 100. yılına programlanmış”, 21. yüzyıl için bir “demokrasi provokasyonu” da denebilecek “yedi büyük olay” var: “Yüz yıllık yedi çam” deviriliyor, “yedi put” kırılıyor, “Türkiye’nin en bam tellerinden yedisine fena halde basılıyor.” Bu yedi günah neler mi? Türkiye, Ayasofya’yı Ortodoksların ibadetine açıyor. Çanakkale’nin adı Troya oluyor. Gürcistan ve Ermenistan, Türkiye’ye katılma kararı alıyor. Oya Sarı Hareketi, Ege’yi Türkiye’den ayırmak istiyor. Türkiye, Efes Özerk Bölgesi’ni kabul ediyor. Fenerbahçe, Ermeni yatırım şirketine satılıyor. Lezbiyen aday, Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimine giriyor. 20. yüzyılda demokrasinin en ileri tarifi, “Azınlığın çoğunluk olabileceği rejim” idi. Özkök, “suç ortakları” Emrah Akkurt ve İsmet Berkan ile birlikte, bu tarifi şöyle değiştiriyor: “Mümkünsüzün mümkün olabileceği bir rejim.” Kitapta her “günah” iki altbölümde ele alınıyor. “Senaryo” bölümlerinde söz konusu “günah”ların gerçekleşme süreçleri gazetecilik yaklaşımıyla öykülenirken, “Tartışma” bölümlerinde Emrah Akkurt’un Özkök’le yaptığı değerlendirme söyleşileri yer alıyor. Garanti veriyoruz: Bu söyleşiler de en az senaryo bölümleri kadar provokatif ve zihin açıcı!
Karton Cilt, 266 sayfa
Mayıs2012 tarihinde, Doğan Kitap tarafından yayınlandı