Mithril Salonu'nda kalarak hiçbir cevap bulamam... korkarım ki cevapları arayabileceğim tek bir yer var...
Karanlıkaltı... gizlenen karanlığın, kasvet dolu, sessiz ve tehlikeli koridorların diyarı. Burada geceler yok. Sadece tek, sonsuz, yıldızsız bir gece var.
Drizzt Do'Urden, şeytani ırkının kötü amaçlarını öğrenmek için Karanlıkaltı
a geri dönmek, içindeki avcıyı yeniden uyandırmak zorunda. Sadece geldiği yere, şeytani kara elflerin şehrine geri dönerse dostlarını tehlikeden kurtarabilir. Böylece anayurduna doğru tehlikeli bir yolculuğa çıkıyor kahramanımız. Eski dostları ve düşmanları onu bekliyor, geçmiş yaşamının gölgeleri arasında.
Mithril Salonu'nda kalarak hiçbir cevap bulamam... korkarım ki cevapları arayabileceğim tek bir yer var...
Karanlıkaltı... gizlenen karanlığın, kasvet dolu, sessiz ve tehlikeli koridorların diyarı. Burada geceler yok. Sadece tek, sonsuz, yıldızsız bir gece var.
Drizzt Do'Urden, şeytani ırkının kötü amaçlarını öğrenmek için Karanlıkaltı
a geri dönmek, içindeki avcıyı yeniden uyandırmak zorunda. Sadece geldiği yere, şeytani kara elflerin şehrine geri dönerse dostlarını tehlikeden kurtarabilir. Böylece anayurduna doğru tehlikeli bir yolculuğa çıkıyor kahramanımız. Eski dostları ve düşmanları onu bekliyor, geçmiş yaşamının gölgeleri arasında.
Menzoberranzan'ı tekrardan görmek ilk üç kitabı hatırlatıyor birden.
Karanlıkaltı'nın kendisinden hiçbir şey yitirmeyişine ve drowların yine karanlık planlarla beraber kibir ve nefret duygularına tekrardan şahit oluyoruz.
Baenre evinin içerisine girip Matron ana ile beraber nefes alıyoruz neredeyse.Her türlü kötü planın acımasızca çevrildiği bu yerde Entreri yine kilit bir nokta oluşturuyor bu kitapta da.
Açıkçası kendisinden sıkılmış bulunmaktayım ama yine de o adamın geçmişini de merak etmiyor değilim.
300 sayfa
Ağustos2010 tarihinde, Laika Yayıncılık tarafından yayınlandı