Düzen değişti. Kentler artık makineler üstünde yürüyor. Küçük yerleşmeleri kovalayıp avlayan Londra, hem o bilindik şehir, hem de tarihini kısmen yitirmiş bir dünya…
2002 Gold Nestle Smarties Ödülü
2003 Blue Peter Yılın Kitabı Ödülü
Bilimkurgunun Carnegie Ödülü sahibi dâhi yazarı ve illüstratörü Philip Reeve’den büyük yankılar uyandıran, steampunk bir saga. Dizinin aynı adı taşıyan ilk kitabında okur, uzak gelecekte birbirini avlayan kentlerin makineleşmiş dünyasıyla tanışırken, genç tarihçi Tom ve gizemli Hester’ın kentler ve dişli çarklar arası yolculuğu başlıyor.
"Tom, yarı baygın Hester’ı kolundan kavradı. Tezgezerli adamlardan biri, kaçmalarını engellemek için hamle yapmıştı ki, kırmızı paltolu kadın adamın önüne dikildi: “Onlar benim yolcularım. Fiyatta anlaşmaya çalışıyordum!”/ “Onlar bizim kölelerimiz!” diye haykırdı Wreyland, kadını itekleyerek. “Tom Nitsworthy ve arkadaşı. Onları Dış-Topraklar’da buldum. Kural kuraldır. Mal bulanındır…”
Uzak gelecekte, 60 Dakika Savaşları’nın sonrasında bildiğimiz dünyadan eser kalmamıştı. Tekerlekler üstünde “yürüyen” Londra kenti, eski Kuzey Denizi’nin kurumuş yatağı boyunca, küçük kentleri kovalıyordu. Tarihçiler Loncası’nda Üçüncü Sınıf Çırak Tom, kızına âşık olduğu baştarihçinin hayatını kurtarmaya çabalarken, kendini suikastçı Hester’la birlikte, mahvedilmiş bir dünyada, acımasız bir düzende var olma savaşının içinde buldu…
Düzen değişti. Kentler artık makineler üstünde yürüyor. Küçük yerleşmeleri kovalayıp avlayan Londra, hem o bilindik şehir, hem de tarihini kısmen yitirmiş bir dünya…
2002 Gold Nestle Smarties Ödülü
2003 Blue Peter Yılın Kitabı Ödülü
Bilimkurgunun Carnegie Ödülü sahibi dâhi yazarı ve illüstratörü Philip Reeve’den büyük yankılar uyandıran, steampunk bir saga. Dizinin aynı adı taşıyan ilk kitabında okur, uzak gelecekte birbirini avlayan kentlerin makineleşmiş dünyasıyla tanışırken, genç tarihçi Tom ve gizemli Hester’ın kentler ve dişli çarklar arası yolculuğu başlıyor.
"Tom, yarı baygın Hester’ı kolundan kavradı. Tezgezerli adamlardan biri, kaçmalarını engellemek için hamle yapmıştı ki, kırmızı paltolu kadın adamın önüne dikildi: “Onlar benim yolcularım. Fiyatta anlaşmaya çalışıyordum!”/ “Onlar bizim kölelerimiz!” diye haykırdı Wreyland, kadını itekleyerek. “Tom Nitsworthy ve arkadaşı. Onları Dış-Topraklar’da buldum. Kural kuraldır. Mal bulanındır…”
Uzak gelecekte, 60 Dakika Savaşları’nın sonrasında bildiğimiz dünyadan eser kalmamıştı. Tekerlekler üstünde “yürüyen” Londra kenti, eski Kuzey Denizi’nin kurumuş yatağı boyunca, küçük kentleri kovalıyordu. Tarihçiler Loncası’nda Üçüncü Sınıf Çırak Tom, kızına âşık olduğu baştarihçinin hayatını kurtarmaya çabalarken, kendini suikastçı Hester’la birlikte, mahvedilmiş bir dünyada, acımasız bir düzende var olma savaşının içinde buldu…
Utopik olmasına karşılık oldukça sürükleyici olduğu için çok hızlı okunabiliyor. Philip Reeve gerçekten rastlanmamış bir konu yaratmış.
Günümüzden binlerce yıl sonrası... Dünya tanınmayacak durumdadır. Kaynaklar kısıtlı olduğu için ünlü bir bilim adamının bulduğu "Yürüyen Kent" fikri, yerleşim alanlarını harekete geçirmiş; av peşinde dolanan veya büyük kentlerden saklanan yerleşim yerlerini içeren yapay bir ekoloji oluşmasına neden olmuştur. Londra'da 3. seviye bir çırak olan Tom Natsworthy, genç bir hayalperesttir. Çocukluk kahramanını suikastten kurtarması onu vahşi Çorak Topraklarda sürecek olan bir kovalamacanın içine itecek, hayatını korumaya çalışırken tüm kabullerini sorgulayacaktır.
"Kentsel darwinizm" olarak ifade edilen dini inanca yakın olarak algılanan görüş, aslında sosyal darwinizmin bir uyarlaması. Yazar, "kentin kenti yediği" bir dünyayı anlatırken Hobbes göndermesi yapmakta. Kentsel darwinizm, teknokratik bir oligarşinin iplerini elinde tuttuğu sert bir kast sistemiyle destekleniyor. Mühendisler en güçlü sosyal klanlar olarak okurun karşısına çıkarken Mobillik Karşıtı bir yapılanma yürüyen kentlerin ulaşamayacağı yerlerde sabitlenmiş yerleşim yerlerinde yaşayan insanlar da okurun tamamen futurist bir tema içinde kaybolmasını engelliyor. Mobillik karşıtları terörist ve marjinal olarak algılansalar da tüm kentler arasında havacılar sayesinde dolaylı bir ilişki kurulmuş.
Kıyamet sonrası bir dünyada sıklıkla çevreye verilen hasar güzel tasvirlerle aktarılıyor, üstün kast olan Mühendisler Loncası'nın yanlış seçim ve kibri üzerinden elitizm ; mekanize zombiler yaratan, kıyamet silahları icat eden bilim adamları üzerinden doğal olana tahakküm arzusu eleştirilmiş. Hester karakterinin davranış bozuklukları ve tepkileri sıkça kayıtsızlık uyarısı olarak okurun karşısına çıkıyor. Altta yatan sosyal darwinizm teması faşizm esintileri içeren algılar içermekte.
Kurgu sürükleyici ve akıcı ancak bazı motifler üzerinde yazarın biraz daha çalışması gerektiği izlenimi uyandırıyor. Romantik ilişki motifi biraz kuru kalmış. Karakterler genel olarak inandırıcı ve yapay durmuyorlar ancak belli stereotiplerin de dışına taşmıyorlar. Dengeli bir kitap ve keyifli bir okuma sunuyor. Kıyamet sonrası ve "steampunk" öğelerini birleştiren eser yeni kapak tasarımlarıyla daha atmosferik duruyor.
Young adult yaşına hitab ediyor. Fikir parlak aslında ama çocuk masalına çevirmekten kurtaramamış kitabı. Post apokaliptik romanları sevenler deneyebilir ama dediğim gibi çıtayı yukarı almışsanız 'kralkatili güncesi' veya 'mistborn' gibi, muhtemelen size de çok hafif gelecektir.
http://kronikokur.blogspot.com.tr/2015/06/yuruyen-kentler-predator-cities-1.html
Şehir düzenlerini minimalize ederek ortaya koyması açısından önemli bir kitaptır. Sürükleyici ve heyecanla okunan bir kitap.
Ciltsiz, 352 sayfa
12Mayıs2013 tarihinde, On8 Kitap tarafından yayınlandı