ACIMASIZ BİR VAR OLMA SAVAŞI
Zombi vebası, yaşayanlarla ölüleri birbirlerine karşı bir savaşa sokarak Atlanta’nın banliyölerine ansızın korku salmaya başlamıştı. Toplu bir göçün ortasında kalan Lilly Caul, derme çatma kamplar ve yıkık dökük barınaklarda hayatta kalmaya çalışıyordu. Ama ısırganların sayısı günden güne artıyordu. Onların vahşiliğini, ete susamışlığını her an yakasında hisseden ve korkuyla taş kesilen Lilly, bir zamanlar Woodbury olarak bilinen, duvarlarla çevrili bir kasabaya sığınarak merhametli insanların eline bıraktı kendini.
Başta Woodbury mükemmel bir sığınak gibi görünüyordu. Orayı işgal edenler, hizmet karşılığında yiyecek veriyorlardı. İnsanların başlarını sokacakları bir evleri vardı. Hem barikat da günden güne genişliyor, güçleniyordu. En iyi yanıysa, kendini lider ilan etmiş, Philip Blake adındaki gizemli bir adam, herkesi hizaya sokuyordu. Ama Lilly, her şeyin göründüğü gibi olmadığından şüphelenmeye başladı… Son zamanlarda kendine Vali demeye başlayan Blake’in kanun ve düzenle ilgili tuhaf fikirleri vardı.
Sonunda bir grup isyancıyla birlikte Lilly, Vali’nin saltanatına meydan okuyarak kargaşa ve felakete sebep olacak Pandora’nın Kutusu’nu açtı…
ACIMASIZ BİR VAR OLMA SAVAŞI
Zombi vebası, yaşayanlarla ölüleri birbirlerine karşı bir savaşa sokarak Atlanta’nın banliyölerine ansızın korku salmaya başlamıştı. Toplu bir göçün ortasında kalan Lilly Caul, derme çatma kamplar ve yıkık dökük barınaklarda hayatta kalmaya çalışıyordu. Ama ısırganların sayısı günden güne artıyordu. Onların vahşiliğini, ete susamışlığını her an yakasında hisseden ve korkuyla taş kesilen Lilly, bir zamanlar Woodbury olarak bilinen, duvarlarla çevrili bir kasabaya sığınarak merhametli insanların eline bıraktı kendini.
Başta Woodbury mükemmel bir sığınak gibi görünüyordu. Orayı işgal edenler, hizmet karşılığında yiyecek veriyorlardı. İnsanların başlarını sokacakları bir evleri vardı. Hem barikat da günden güne genişliyor, güçleniyordu. En iyi yanıysa, kendini lider ilan etmiş, Philip Blake adındaki gizemli bir adam, herkesi hizaya sokuyordu. Ama Lilly, her şeyin göründüğü gibi olmadığından şüphelenmeye başladı… Son zamanlarda kendine Vali demeye başlayan Blake’in kanun ve düzenle ilgili tuhaf fikirleri vardı.
Sonunda bir grup isyancıyla birlikte Lilly, Vali’nin saltanatına meydan okuyarak kargaşa ve felakete sebep olacak Pandora’nın Kutusu’nu açtı…
Kesinlikle ilk kitabın temposunu yakalayamamış. Yine ilk kitap gibi akıcıydı,zaten 1.sınıf punto büyüklüğüyle de kolay okunan bir kitap.Ama gerek adı gerek kapağı kitapla uyumlu değil.Özellikle kitabın adında da geçen Isyan'ın kitapta ufacık bir yeri var.Aksiyon daha az.Ilk kitaptan farklı olarak tek sevdiğim şey karakterlerdi.Pek beğenmesemde kötü değildi.
İlkinin yanına bile yaklaşamaz. Diziye görede çok sönük kalmış...
Hiçbir kitap ilki kadar güzel olamıyormuş maalesef. İkinci kitap bir yerden sonra saçmalamaya başlıyor fakat yine de konusu, akıcılığı, merak uyandırmasıyla cezbediyor.
İlk kitaba göre bence sönüktü, açıkçası pek beğenmedim.
Çok keyif alarak okuduğum seri kitapların başında gelir.Kesinlikle Yürüyen Ölüler serisini okumak gerekir.OIdukça sürükleyici ve etkili bir roman.Serinin 3.kitabı gelecek gibi gözüküyor.İnşallahta en yakın zamanda çıkar ve bizde keyifle okuruz.
harka bir kitap .. serinin üçünçü kitabı part 1 ve part 2 olarak 2 bölüme ayrılcak .basımını yine arunas yayıcılık yapacak. part 1 haziranda 2014 part 2 ise eylül veya ekim 2014 de çokacak
Serinin ikinci kitabı olarak ele aldığımızda tabii ki birinci kendisinden çok daha iyiydi. Burada kapalı ortam ve kişiler üzerinde daha fazla oyalanılmış. Sanırım dizi ile bir mantık perdesi oluşturabilmek için konunun çok fazla dışına çıkılmamış. Woodburry ve çevresini, nasıl oluştuğunu anlamada bayağı yardımcı oldu diyebilirim ve bu açıdan baktığımızda iyi de oldu açıkçası. Dizide aklımızda oluşan soruların birçoğunun yanıtı burada karşılanmış oldu.
Ciltsiz, 464 sayfa
Mayıs2013 tarihinde, Arunas Yayıncılık tarafından yayınlandı