Beatrice Priorın Chicagosunda toplum, her biri belli bir erdemi yaşatmaya adanmış beş topluluğa bölünmüş durumda. Dürüstlük, Fedakarlık, Cesurluk, Dostluk ve Bilgelik.
Her yıl, belli bir günde bütün on altı yaşındakiler, hayatlarının geri kalanında birlikte yaşayacakları grubu seçmek zorunda.
Beatrice, hem ailesiyle kalmak, hem de kendi benliğini bulmak istiyor ama ikisini birden seçemez.
Bu nedenle kendisi dahil, herkesi şaşırtan bir seçim yapıyor.
Genç yazar Veronica Roth heyecanlı seçimler, kalp kıran ihanetler, kan donduran sonuçlar ve beklenmedik aşklarla dolu karanlık bir geleceği anlatan gerilim serisinin ilk kitabıyla edebiyat sahnesine çıkıyor.
Beatrice Priorın Chicagosunda toplum, her biri belli bir erdemi yaşatmaya adanmış beş topluluğa bölünmüş durumda. Dürüstlük, Fedakarlık, Cesurluk, Dostluk ve Bilgelik.
Her yıl, belli bir günde bütün on altı yaşındakiler, hayatlarının geri kalanınd... tümünü göster
Vampirlere duyduğum sevgi kitabı çıktığı hafta almama neden oldu.Konusunun vampirleri içerdiğini bildiğim için düşünmeden bütün paramı verdim.İlk başta kitaba 5/5 vermeyi düşünüyordum.Ortalara doğru puanım 4/5'e düştü.Çünkü kitap beklediğim gibi gitmiyordu.Ayrıca beklentim de yüksekti.Yeni yazılan bir çok çağdaş vampir kitabına karşı bu kitaptaki vampirler daha eski kafalı,kandan başka bir şey düşünmeyen varlıklar.Belki kurgu açısından daha gerçekçiydi ama ben canayakın vampirler görmeyi isterdim.Karakterleri de bir türlü sevemedim.Ana karakter Tana her hareketiyle sanki bela arıyormuş gibi geldi.Ve Gavriel'in de daha fazla sahnesi olmasını isterdim.Birde bolca nefretlik karakterler vardı zaten.Aidan Gece.... Ve kitabın sonuna geldiğimizde puanımı 3/5 olarak kararlaştırdım.Sonu öyle ucu açık bitti ki.2.kitap vardır diye düşünüyordum ki yokmuş! Saçma bir son bile denebilir.Hevesim kursağımda kaldı.Okuduğum yorumlarda çoğunluk beğenmiş ama ben beğenemedim :/
Yorumun tamamı: http://kitaptanblog.blogspot.com.tr/2015/07/buzkentin-en-soguk-kzholly-black-yorum.html
Vampirlere duyduğum sevgi kitabı çıktığı hafta almama neden oldu.Konusunun vampirleri içerdiğini bildiğim için düşünmeden bütün paramı verdim.İlk başta kitaba 5/5 vermeyi düşünüyordum.Ortalara doğru puanım 4/5'e düştü.Çünkü kitap beklediğim gibi gitm... tümünü göster
"Kimse holly black gibi yazamıyor. Buzkent en sevdiğim fantastik roman mekânlarından biri oldu."
- John Green-
Buzkent tüyler ürperticiydi. Tana bunu herkesten iyi biliyordu. Görkemli bir kafes,
tehlikeli bir hapishaneydi. Lanetliler ve onlarla eğlenmek isteyenler için kusursuz bir mezarlıktı.
Tana'nın dünyasında Buzkent denen, duvarlarla çevrili şehirler vardı. Karantinaya alınmış canavarlarla insanların yaşadığı Buzkentler, av ve avcının bir arada olduğu kanlı bir hapishaneydi. Ve Buzkent'in kapısından bir kez içeri girince, bir daha çıkamazdınız...
Tana son derece sıradan bir partinin sabahında uyandığında, kendini cesetlerin arasında bulacaktı. Korkunç katliamdan onun dışında iki kişi daha sağ kurtulmuştu. Tana'nın sevimli eski erkek arkadaşı ve korkunç bir sır saklayan, gizemli bir genç adam. Tana; üçünün de hayatını kurtarmak için bildiği tek yolu izleyecek, doğruca Buzkent'in dehşet verici kalbine gidecekti.
"Zengin bir atmosfere ve karmaşık karakterlere sahip müthiş bir hikâye."
-VERONICA ROTH, "Uyumsuz Üçlemesi"nin yazarı-
"Karanlık bir şölen. Okurken heyecan ve tedirginlikten yerinizde duramayacağınız bir roman."
-Entertainment Weekly-
"Kimse holly black gibi yazamıyor. Buzkent en sevdiğim fantastik roman mekânlarından biri oldu."
- John Green-
Buzkent tüyler ürperticiydi. Tana bunu herkesten iyi biliyordu. Görkemli bir kafes,
tehlikeli bir hapishaneydi. Lanetliler v... tümünü göster
"Kimse holly black gibi yazamıyor. Buzkent en sevdiğim fantastik roman mekânlarından biri oldu."
- John Green-
Buzkent tüyler ürperticiydi. Tana bunu herkesten iyi biliyordu. Görkemli bir kafes,
tehlikeli bir hapishaneydi. Lanetliler ve onlarla eğlenmek isteyenler için kusursuz bir mezarlıktı.
Tana'nın dünyasında Buzkent denen, duvarlarla çevrili şehirler vardı. Karantinaya alınmış canavarlarla insanların yaşadığı Buzkentler, av ve avcının bir arada olduğu kanlı bir hapishaneydi. Ve Buzkent'in kapısından bir kez içeri girince, bir daha çıkamazdınız...
Tana son derece sıradan bir partinin sabahında uyandığında, kendini cesetlerin arasında bulacaktı. Korkunç katliamdan onun dışında iki kişi daha sağ kurtulmuştu. Tana'nın sevimli eski erkek arkadaşı ve korkunç bir sır saklayan, gizemli bir genç adam. Tana; üçünün de hayatını kurtarmak için bildiği tek yolu izleyecek, doğruca Buzkent'in dehşet verici kalbine gidecekti.
"Zengin bir atmosfere ve karmaşık karakterlere sahip müthiş bir hikâye."
-VERONICA ROTH, "Uyumsuz Üçlemesi"nin yazarı-
"Karanlık bir şölen. Okurken heyecan ve tedirginlikten yerinizde duramayacağınız bir roman."
-Entertainment Weekly-
"Kimse holly black gibi yazamıyor. Buzkent en sevdiğim fantastik roman mekânlarından biri oldu."
- John Green-
Buzkent tüyler ürperticiydi. Tana bunu herkesten iyi biliyordu. Görkemli bir kafes,
tehlikeli bir hapishaneydi. Lanetliler v... tümünü göster
Liesel Meminger, Münih'in varoşlarında yaşayan yoksul Hubermann ailesinin yanına evlatlık olarak verilir. 1933 yılında Almanların yüzde 90'ı Adolf Hitler'i gözlerini kırpmadan desteklerken, Liesel'in üvey babası Hans Hubermann kalan yüzde on içindeydi. Üstelik, evlerinin bodrumunda bir Yahudi saklamak zorunda kaldılar.
Erkek kardeşi gözlerinin önünde ölen küçük kız Liesel kitap hırsızının ta kendisi. Liesel'i evlat edinen küfürbaz ama yüreği apak anne Rosa ile en güzel baba figürlerinden biri olan o gümüş gözlü güzel insan Hans Hubermann, babanın akordiyonu, Liesel'e okuma yazma öğrettiği anlar, Liesel'in kabuslarını yatıştırdığı anlar, yahudi Max'le aralarındaki ilişkiler, Max'in kitaba da yansıyan eskiz defteri, o çizimler ve öyküler-özellikle ağaçlı öykü-, koskoca kütüphanesiyle bayan Ilsa, limon sarısı saçlı oyunbaz Rudy, Liesel'in suç ortağı Rudy, obur ve dikbaşlı Rudy, o aşık olunası Rudy ve de tüm bu unutulmaz karakterleri alaycılıkla burukluk arası bir dille anlatan ölüm'ün ta kendisi. ruhları bir bir alıp götüren ölüm ve savaşın ortasında kitaplara tutunan bir kız...
Muhtesem ...
Liesel Meminger, Münih'in varoşlarında yaşayan yoksul Hubermann ailesinin yanına evlatlık olarak verilir. 1933 yılında Almanların yüzde 90'ı Adolf Hitler'i gözlerini kırpmadan desteklerken, Liesel'in üvey babası Hans Hubermann kal... tümünü göster
LanaSeverim şu anda kitap okumuyor.