Gerek Almanya'da gerek Amerika'da yayınlandığı zaman büyük ilgi uyandırmış ve Almanya'da satış rekorları kırmış olan bu kitap Suzuki'nin önsözü ile birlikte bugün artık Zen klasikleri arasına girmiştir. Japonya'ya 1924 yılında felsefe profesörü olarak giden ve Zen'le tanışmak isteyen yazar, o zamanlar Batılılara kapalı olan Zen'i öğrenebilmek için okçuluk (Kyudo) yolunu seçmiş. Bu kitapta, çok sarp ancak belki de o oranda kestirme ve dolaysız görünen okçuluk yolunda nasıl yürüdüğünü, yolda ne gibi güçlüklerle karşılaştığını, ustalığa ve Zen'e nasıl ulaştığını çok rahat ve sürükleyici bir dille, sıkmadan, bilmecemsi ve en anlaşılmaz Zen düşüncelerini bile açıklığa kavuşturarak, gerçeğe yol arayan kimselere ışık tutarak anlatmaktadır. Kitapta, bir Zen sanatı olan Japon okçuluğuyla yurdumuzdaki eski okçuluk geleneği arasındaki benzerliklere değinen bir inceleme yazısı da yer almaktadır.
Gerek Almanya'da gerek Amerika'da yayınlandığı zaman büyük ilgi uyandırmış ve Almanya'da satış rekorları kırmış olan bu kitap Suzuki'nin önsözü ile birlikte bugün artık Zen klasikleri arasına girmiştir. Japonya'ya 1924 yılında felsefe profesörü olarak giden ve Zen'le tanışmak isteyen yazar, o zamanlar Batılılara kapalı olan Zen'i öğrenebilmek için okçuluk (Kyudo) yolunu seçmiş. Bu kitapta, çok sarp ancak belki de o oranda kestirme ve dolaysız görünen okçuluk yolunda nasıl yürüdüğünü, yolda ne gibi güçlüklerle karşılaştığını, ustalığa ve Zen'e nasıl ulaştığını çok rahat ve sürükleyici bir dille, sıkmadan, bilmecemsi ve en anlaşılmaz Zen düşüncelerini bile açıklığa kavuşturarak, gerçeğe yol arayan kimselere ışık tutarak anlatmaktadır. Kitapta, bir Zen sanatı olan Japon okçuluğuyla yurdumuzdaki eski okçuluk geleneği arasındaki benzerliklere değinen bir inceleme yazısı da yer almaktadır.
Ciltsiz, 95 sayfa
2017 tarihinde, Yol Yayınları tarafından yayınlandı