Zoraki Koca Şahane Gelin 1

İkisi de zorla evlendirilmişti. Özellikle yakışıklı ve zengin bir erkek için bu evlilik dehşet vericiydi. Tüm kalbiyle bundan nefret etti.
Ama...

Ama karısından değil…

Tüm tecrübesine ve kızgınlığına rağmen, bir türlü onun güzelliğinden ve seksi çekiciliğinden uzak kalamıyordu.

İkisi de zorla evlendirilmişti. Özellikle yakışıklı ve zengin bir erkek için bu evlilik dehşet vericiydi. Tüm kalbiyle bundan nefret etti.
Ama...

Ama karısından değil…

Tüm tecrübesine ve kızgınlığına rağmen, bir türlü onun güzelliğinden ve seksi çekiciliğinden uzak kalamıyordu.


Değerlendirmeler

değerlendirme
9 puan

Yazarın okuduğum ilk kitabıydı.Bence güzeldi.Tavsiye ederim..

1 puan

Keşke vaktimi ayırmasaymışım dedim yani. Bir kere kızın en baştan o adama verilmesi... Adamın kendini kızla sarmalanmış bulması filan. I ıh olmamış.

9 puan

gerçekten beğendim.

10 puan

Kitabın konusunu "Günümüz kül kedisi masalı" diye kısaca özetlemek yeterli . Karakterleri hoş ve konu o kadar sakin ilerledi ki bayıldım. Çoğumuz böyle modern bir çağda böyle aşkların kalmadığını düşünüyoruz. Bu nedenle de çağdaş bir romanda böyle bir aşkı okumak helede böyle güzel bir kalemden okumak çok iyi geldi. Aşk romanlarını okumayı seviyorsanız tavsiye ederim okuyun. Pişman olmazsınız.

9 yıl
2 puan

Bunu da e-kitap halinde okudum bitti. Bu kitap en kısa sürede biten FMArsal romanı oldu benim açımdan çünkü çoğu yeri atlayıp okudum. Bu kitabı okuyanların büyük çoğunluğunun Osman hakkındaki düşünceleri doğruymuş. Gerçekten nefret edilesi, aşırı kaba, sert bir erkek. Bunun yanında Gülay kızımız çok tatlıydı, diğer FMArsal kızlarına göre aşırı uysaldı ama Gülay'ı Gülay yapan bence bu uysallığı idi. Ayrıca Gülay'ın Osman'ın ailesiyle tanışma şekli çok komik ve eğlenceliydi. Sırf bu iki sebepten dolayı 2 verdim ama okumanızı hiç tavsiye etmem, en boş FMArsal romanı bence buydu.

10 puan

Yazarın tüm kitapları harika ve akıcı ama bu hikayenin yeri daha farklı :).♥

10 puan

Off Off .. Bir kitap nasıl bu kadar güzel olabilir Allahım .. Öncelikle bir türk yazardan böyle muhteşem kitap okuduğumuz için çok mutluyum ve ayrıca Fatih Murat Arsal'a da çooook teşekkür ederim.Gel gelelim kitaba Osman..Ah osman ahh sana çok sinir oldum sürekli kızı aşağılayıp duruyosun kızı seviyoda ama kendine yediremiyoo ne küfürler ettim sana bi bilsen bu arada Osman Malatyalıymış ve bende Malatyalıyım şansa bakınn ayy bunu öğrendiğimde çook mutlu olmuştum neyse.Aslında ben hem gülaya hemde osmana sinirliyim çünkü osman gülayı aşağıladıkça Gülay hiç sesini çıkarmıyor kocam ne derse o olur diyo burda gülayada çook kızmıştım ama sonra bunun o uysal tavrının daha çok dikkat çektiği kimsenin gözünden kaçmadı tabi benimde ve böleside daha iyiymiş ama sonrada osman onu ne kadar kırdğını gördü ve bi kitapta böle mutlu sonla bitti :D Okumayanlar da bir an önce okuyun bence.Kitaba aşıkk olacaksınız <3 :DDD

10 yıl, 11 ay
9 puan

http://illekitap.blogspot.com/2013/12/fatih-murat-arsal-sahane-gelin.html

Imm.... insanın ağzında inanılmaz tat bırakıp yüzünde gülümseme ilke kitabın kapattıran FMArsal kaleminden bir kitap daha bitirdim. Çoğunuzun yeni mi okuyorsunuz dediğini ya da düşündüğünü duyar gibiyim ama yanılıyorsunuz yeni okumuyorum. Bu kitap benim ilk FMArsal kitabımda ve e-kitapken okumuştum ve birçok sahnesini, sayfasını hatim etmiştim şimdi de basılı haline elim giderken engel olamayıp aldım ve kuru kuru almadım tabi ki! Yazarımıza da imzalattım diyip havamı attıktan sonra yorumuma geçeceğim.

Gerçi Fatih hocanın kalemine dair bir yorum yapmayacağım. Daha önceki kitaplarının yorumlarından anladığınız gibi ben bu adamın kalemine tapıyorum! Aman şimdi Fatih hoca okur yorumumu da 'adam' kelimesine takılır falan... hocam bu kelimeyi tamamen heyecanımı anlatmak ve kaleminizi ne kadar sevdiğimi göstermek amacıyla kullandım. Neyse açıklamaya çalışırken daha fazla batırıyormuşum hissine kapıldım birden :D Bir anlık heyecan ve sevinç belirtisi ile kurulan bir cümle işte :)

Kitap dediğim gibi benim ilk FMArsal kaleminden okuduğum kitaptı bu yüzden bende yeri ayrı ve her ne kadar Doğan'ı sevsem de en çok ya da Tamer'i Osman'ın yeri bende ayrı tıpkı Gülay gibi :))

Kimse Osman hakkında diyeceklerime kızmasın lütfen! Ama Osman bildiğiniz öküz... hatta odun! hatta kütük! Arkadaş ne olursa olsun bir insan bir insanı aşağılayamaz ya! Her okuduğumda Gülay'a söylediği sözlerde içten içe baya saydırmışımdır! Vallah bu adam insanı kanser eder! Ya bari sevindiğini göster bari ya... adam sevinse bile surat asıyor...

Ayrıca Gülay'da.. ya ne diyeyim ben sana güzelim ya... ben olsaydım onda laftan sonra resti çeker, tavrımı koyar, defol git derdim... Sendeki de iyi sabır her şeyi sineye çektin! Gerçi sonunda Osman'ı adam ettin ya bravo sana... :))

Bir de kitabı kötü olarak eleştireceğim bir yer yaratmış Fatih hoca :) Osman İstanbul'a döndükten sonra Mustafa ile telefon konuşmasında Mustafa Osman'a 'kuzum' diye sesleniyor... Açıkçası bu kelime olmamış be hocam... Bu kelime artık eski siyah beyaz ya da 80'lerde 90'larda kalma Türk filmlerinde kaldı. Hani şu Hülya Koçyiğit filmlerinden :)) ki her şeyi bir kenara bakalım hangi Türk erkeği bu kelimeyi kullanır ki? Tatlım, hayatım demeyenler... olmamış be hocam bu kelime... Cidden komik ve gülünesi geldi bana... alınmayı lütfen ama okuduğumda bunu düşündüm ilk olarak ve tarafsız olarak yorum yaparken söylemem gerektiğini düşündüm :) ki biliyorsunuz ki kitaplarınızı ne kadar severim :)

Sanırım ilk defa kitap içeriğine giren bir yorum yapmayacağım ama kitabı okurken o kadar çok yere post-i yapıştırdım ki sizlere alıntılarla dolu bir yorum okutacağım :))

Ahh bir de fikirlerimi açıkça söylüyorum ki kitap kapağını ilk aşta beğenmemiştim. Benim hayalimdeki Gülay çok daha farklıydı! Her ne kadar kitapta seksiliği ve çekiciliği vurgulansa da ben daha çok masumane bir kızı canlandırdım gözümde... İlk gördüğümde kapağı dolayısıyla beğenmedim. Dediğim gibi benim hayalimdeki Gülay bu değildi! Ama... ama kitabı elime aldım ve kapaktaki yüzle okumaya başladığımda "evet" dedim. Bu anlatılan Gülay'a benim canlandırdığımdan daha çok uyuyor... ve kapak cidden hoşuma gitmeye başladı... Sonrasında ise kapak benim için tablo misali izlemelik oldu! Tıpkı Gülay'ın izlenmelik bir kadın olduğu gibi... :))
Duygu ve düşüncelerimi belirttikten sonra sizlere bir sürü alınt yazıyorum :))
Okuyanlar hatırlasın, okumayanlar da meraklansın :)

***

Gülay'ın gülümsemesi çekingen ve bir o kadar da sevimliydi. Mustafa daha da cana yakın gülümsedi. Doğrusu bu garip saçlı kızın gülümseyişi güneşi yeryüzüne inişi gibiydi. Herkesin içini ısıtabilirdi. Aynı anda aynı şeyi iki erkek birlikte düşündüler.

'Gerçekten kahkaha atsa ne olurdu acaba?'

***

"Bu kazan sana Allah'ın bir hediyesi. Bu kadında öyle! Ama sen ne yapıyorsun? Ailesi için hissettiğin nefreti ondan çıkarıyorsun. Kim tanımadığı bir adamla evlenmek ister? Söyle bana kim? Üstelik de senin gibi huysuz ve duygusuz bir adamla! Sen şimdi onu üzdün de, ailesinin haberi oldu mu sanki? Onların da canı yandı mı? Yanmadı tabii... Ama o, şu sakat haliyle bile sana itiraz etmedi, seni onurlandırdı."

***

"Ben senin yerinde olsam, önüme bakar, yeni bir hayat kurmanın tadını çıkarırdım. Sana nasıl bakıyor görmüyor musun? Sen ne dersen yapacak kadar sana tapıyor! Bunu nasıl becerdin bilmiyorum ama kızcağız kendini tümüyle sana bırakmış... Kaderini kabullenmiş! Ben bunu asalaklık olarak tanımlamazdım. Belki sana mahkum kalan bir melek diyebiliriz? Şeytana boyun eğen bir melek!"

***

"Aşk denen şeye zaten inanmam. Ayrıca varsa bile ikimizin arasında olmasına izin vermem. Şu anda tüm istediğim bu evliliği bir an önce bitirip hayatıma kaldığım yerden devam etmek. Sen olmadan..."

***

'Bende senin gibi bir kızla karşılaşmadım!' diye itiraf etti. Tabii ki içinden! 'Sen çok farklısın ve bu beni korkutuyor...'

***

"Seni sevmemi isterdin değil mi?" diye azıyla sordu. "Seni sevseydim, intikamını tam almış olurdun. Bana çektireceğin başka acı kalmazdı. Ayrıldığımızda için rahat ederdi."

Osman dik dik Gülay'a bakıyordu. "Sana acı mı çektiriyorum?"

"Bana bir an çok yakınsın, bir an çok uzak! Bir an harika bir sevgilisin bir anda en büyük düşman! Bir an müşfik bir koca bir anda ayrılmak için çırpınan bir evlilik mahkumu... Ve... en kötüsü... senin böyle mutsuz olmanın sebebi benim.. Kendime her bakışımda, senin gözlerinden kendimi görüyorum ve... kendimden nefret ediyorum. Keşke o gün hiç dışarıya çıkmasaydım. Keşke o gece beşik kertmemin evlilik teklifini kabul etseydim. Keşke babam her şeyi oluruna bıraksaydı. Sen şuanda özgür bir adam olarak hayatını yaşıyor olacaktın. Benim için ise hiçbir şey fark etmeyecekti. Yine beni sevmeyen, yine bana değer vermeyen, bedenimi kullanan başka bir adamla evli olacaktım..."

***


Genç kadın ona sarılıp başını göğsünün sıcağına gömdü. Dudakları adamın teninde gezinirken "Bu gece beni üzme..." diye yalvardı. "Kadın gibi hissetmemi sağla... Beni sev... Artık kötü söz söyleme... Hiç değilse bu gece!"

Genç adam onu kucakladı. Yatağa bırakırken, çok nazikti. Elini güzel yüzünde gezdirip ıslak yanaklarını sildi. "Söz..." diye mırıldandı. "Bu gece senin için çıldıran bir koca göreceksin..."

***

Evet... alıntılarımızı bitirdikten sonra tekrardan kitabı ve yazarın bütün kitaplarını tavsiye ederek yorumumu bitiriyorum... Ahh bir de unutuyordum bahsetmeyi.... "Şahane Gelin" kitabı "Zoraki Koca" serisinin ilk kitabı...

İkinci kitap "Yemin" de yine Ephesus logosuyla çıkacak ve sanırım yakın zamanda çıkar. Sanki Tüyap'ta yılbaşından sonra denildiğini hatırlıyor gibiyim :))

10 yıl, 11 ay
10 puan

Şahane Gelin beni FMArsal’ın büyülü dünyasıyla tanıştıran kitap, ilk gözağrım, gözbebeğim… Basılı hale geleceğini duyduğum günden bu yana tekrar okumak için yanıp tutuştuğum kitap. Beni tanıyanlar bilir ki bir kitabı sadece bir kere okurum ama FMArsal etkisi olsa gerek, bu kitapları dönüp dönüp kaç kez okuduğumu ben bile bilmiyorum artık. Bazen bir sonraki diyaloğu okumadan ne olduğunu aklımdan geçirdiğim bile oluyor Giriş bölümünü fazla uzattım kitaba gelmeliyim artık

Osman sert görünümlü, yakışıklı ve zengin bir gözde bekar. Bir anda kendisini bir zoraki evliliğin içinde buluyor. Kapana kısılmış bir kaplan gibi vahşi olması da bu yüzden…

Gülay kızıl saçlı puslu gri gözlü bir afet. Masum, kibar, çaresiz bir kadın. Gerçekten de yürekleri titreten bir çekiciliği var.
Kitap karlı bir Erzurum gününde Osman ile Gülay’ın evliliğiyle başlıyor. Osman evliliğe zorlanmış olmanın öfkesi içinde genç karısına kötü davranıyor. Ama kitabın başından bu yana her kötü hareketinin bir telafisini de yapmaya çalışıyor. Kitap boyunca Osman’a kızmamak mümkün değil, yazarın da kitapta dediği gibi “sen bir eşeksin aslanım” diyerek okuyorsunuz Osman’ın yaptıklarını. Aslında öfkesinin sebebi karısının çekiminden, onu ilk kez gerçekten gördüğü lokantadan bu yana kaçamaması ve yanacağını bile bile ateşe uçan pervaneler gibi Gülay’ın çekimine kapılması…

Gülay hem güzelliğiyle hem de karakteriyle mükemmel bir kadın. Bir görsel şölen adeta. Bence her erkeğin hayalinde olabilecek bir kadın Gülay. Ama çaresiz bir kadın Gülay, Osman’ı ilk gördüğü günden bu yana seven, genç adamın kaba sözlerine karşı sessiz bir savaş veren bir kadın Gülay…

Daha önce PDF’ini okumuş biri olarak kitaba yapılan eklemeler ve düzeltmeleri görmemek için kör olmak lazım. Kitap bu haliyle çok çok çok daha güzel olmuş. Eğer kafanızda PDF’ini okudum kitap olarak okumama gerek var mı diye düşünüyorsanız, hiç tereddüt etmeyin derim. Hem kitabın kapak tasarımının güzelliğini de gözlerinizle görüp, kağıt kokusunu içinize çekerek okursunuz bu muhteşem aşk hikayesini. Ben tüm FMArsal kitaplarında olduğu gibi suratımda bir gülümseme ile mutlu bir şekilde kapattım son sayfasını.

Profil Resmi
10 puan

Aylarca Ephesus Yayınları'ndan çıkmasını dört gözle beklediğim, Zoraki Koca serisinin adı gibi şahane olan kitabı Şahane Gelin'i yorumlamak gerçekten zor. Osman ve Gülay'ın yeri bende hep özel olacak. Gözbebeğim diye nitelendirdiğim bayılarak okuduğum bir eserdi.
Kitabımız Erzurum'da zoraki bir nikahla başlıyor. Zengin, yakışıklı, gururlu, boyun eğmez, güçlü bir karakter olan Osman'ın sıkıştığı bu kapan saldırganlaşmasına ve çoğu zaman kontrolsüz davranmasına yol açsa da harika bir adam. Sahiplenici, cömert, korumacı ve düşünceli. Ancak fazlasıyla öfkeli..
Osman.. Aynı zamanda acılı bir adam. En derin yaralarını Gülay'a göstermesi, kendini ona açması bir başka güzeldi.. Hayatın ondan aldıklarıyla katılaşmış ve mermer kadar taşlaşmış yüreği Gülay'ın dokunuşlarına, sessiz savaşına yenilirken hüzünlenmekten aynı zamanda eğlenmekten alamadım kendimi.

Gülay ise sürprizlerle dolu Şahane biri.. Ateş saçan kızıl saçları, çekik gri gözleri, buğulu bakışları, büyüleyici karakteriyle, yürekleri titretecek kadar çekici bir kadın. Naif, asil, kırılgan, güzel, çekici, sıcacık, hassas, sevimli, fedakar, inatçı, zarif, çaresiz ve aşık bir prenses adeta. Aynı zamanda çok güçlü bir kadın.. Gülay öyle bir karakter ki.. insanın içine işliyor. Onun acısını ve hüznünü yüreğinde hissetmeyen yoktur bence.
Yan karakterler ise birbirinden harika ve çok güçlüydü. Asla sönük kalmıyordu. Osman'ın yakın arkadaşının karısı Selin beni en çok eğlendiren karakterdi. Tatlı bir cadıydı. Osman'ın annesi Suna hanım da tabi.

FMArsal'ın biz okurlarının "Fatih'çe" dediği bir lisanı, kendine has, harika bir üslubu var. Kitabı okumuyor yaşıyorsunuz adeta. Kitap inanılmaz akıcı, sürükleyici, çevirdiğiniz her sayfada size tüm duyguları yaşatabilecek türden güçlü bir eser. Kara gözler puslu gri bakışlarda kaybolurken ben de kitapta kayboldum.. Bitirmeden elinizden bırakamayacaksınız. Kurgusuyla, betimlemeleriyle, cümleleriyle, karakterleriyle, kalbinize dokunacak, duygularınızı alt üst edecek, etkisinden kolay kolay kurtulamayacağınız harika bir FMArsal romanı Şahane Gelin.

Kitabın kapağına bayıldığımı da itiraf etmeliyim. Uzun uzun seyrettiğim harika bir kapağa sahip, adına yakışır şahanelikte. Ellerimin arasına alınca farkettim bunu, resimlerden çok daha güzeldi. Çok şık, çok uyumluydu her şey.. Sayfa tasarımı ve düzeniyle de çok iyiydi, göz yormuyordu.

Zorba bir kocanın nefretiyle sevgisi arasında kalışının..
puslu gri bakışlarda kayboluşunun..
aşka boyun eğişinin..
çaresiz bir kadının sessiz savaşı karşısında aldığı yenilginin hikayesi..

Kış mevsiminin bu soğuk günlerinde içinizi ısıtacak, FMArsal'ın büyülü dünyasında kaybolacağınız, usul usul içinize işleyecek Erzurum'dan Malatya'ya Ankara'dan İstanbul'a uzanan şahane bir aşk hikayesi...

Ayrıca FMArsal kalemine hayran olduğum bir yazar. Okuyucu yorumlarından takip ettiğim üzere benim gibi bir çok kişiyi etkilemiş ve büyülü kalemiyle önyargıları yerle bir etmiş, kendini kanıtlamış bir yazar. FMArsal okumadan önce kitapları iki kere okuyanlarla bile dalga geçen ben defalarca kez tek bir yerde bile sıkılmadan okudum tüm eserlerini. Kitaplarını birden fazla sefer okuduğum ilk ve tek yazar.
Harika kurgularla birbirine bağlanmış okuduğum, bildiğim bana göre en iyi aşk romanları FMArsal'ın kesinlikle. Bugüne kadar çok aşk romanı okudum ama beni böylesine etkileyebilen kitaplar olmadı.

Bu şahane eserler için Fatih Murat Arsal'a, Ephesus Yayınları'na ve emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.


Baskı Bilgileri

e-kitap, 337 sayfa
2011 tarihinde


Dil
Türkiye Türkçesi

Diğer baskılar


Etiketler: roman, aşk

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Şekerim Tatlım yamak aslitzn sheva7 Zekiye
104 kişi

Okumak İsteyenler

y_erosal beyzaaa pandam cryptex1915 dry
24 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski