Alaska'nın Peşinde

En Son Değerlendirmeler

7 puan

çok güzel bir ve karmaşık bir aşk konusu var. sonu pek beklediğim gibi bitmedi ama yine de güzeldi.

Profil Resmi
8 puan

John Green'le bu kitapla tanıştım. Çok keyifliydi bir o kadar da hüzünlü. Yazarla ilk kez tanıştığımdan fazla beklentim yoktu, o yüzden beklediğimden fazlasını bulmam şaşırtıcı olmadı.

10 yıl, 10 ay
Profil Resmi
9 puan

Her şeyin bir ilki vardır derler ama daha önemli bir şey varsa o da bu ilklerini kiminle yaşadığındır.

10 puan

John Green'in ' Aynı Yıldızın Altında' kitabını okuduktan sonra yazara hayran kaldım ve bu kitabını aldım. Yine muhteşem bir eserdi. Beni ağlatabilen ikinci yazar oldu. Her iki kitabında da gözyaşlarıma hakim olamadım. Alaska'nın Peşinde, Aynı Yıldızın Altında'dan daha çok hoşuma gitti açıkcası. Bunun nedeni de sanırım daha hareketli bir roman olması ve Alaska'ydı.

Profil Resmi
6 puan

8 puan

'Bolivar'ın labirentinde doğdum ve bu nedenle Rabelais'in Büyük Belkisi'nin umuduna inanmalıyım.'

Profil Resmi
10 puan

Sanırım John Green'in en sevdiğim kitabı oldu. Karakterleri,kullandığı dil her şey mükemmeldi. En çok hoşuma giden ise kitabı önce ve sonra diye iki bölüme ayırması. *w*

10 yıl, 11 ay
10 puan

John'un yazdığı ne kötü olur ki?

5 puan

Aynı Yıldızın Altında kadar olmasa da güzeldi .

8 puan

Bir insan nasıl aniden ölebilir bunu öğrenmiş olduk.

8 puan

İkinci John Green kitabım. Bu da Aynı Yıldızın Altında kadar güzeldi açıkçası. Fakat sonu beklediğim gibi bitmedi.

Profil Resmi
8 puan

Okulda değil de evde bitirseydim sonunda özgürce ağlayabilirdim...

10 puan

tek solukta.

4 puan

John Green kitaplarını abartılacak kadar beğenmiyorum, bu da onlardan biri. Sıradan bir aşk hikayesi.

8 puan

İlk başlarda sıkıcıydı ama sonra sürükleyici olarak ilerledi, Alaska'nın ölümünden sonra.

Profil Resmi
9 puan

Okuduğuğum ilk John Green kitabıydı. Ve kesinlikle son olmayacak. Fazla olaylı geçmiyor ancak bir şekilde sizi kendine bağlıyor. Bloguma beklerim :)

http://bintatliyil.blogspot.com.tr/2014/07/alaskann-pesinde-looking-for-alaska.html

5 puan

Okumadan önce çok övülmüştü ve büyük beklentiyle almıştım ancak beklediğim gibi çıkmadı, yine de John Green'in tarzı değişik geliyor. Belki diğer kitabını alırım, bilemiyorum.

Profil Resmi
10 puan

Bence en güzel John Green kitabıydı.

8 puan

John'dan beklenildiği gibi düşündürücü ve etkileyici kelimelerle yazılmış bir şaheserdi. Akıcıydı, komikti... Herkesin kendinden bir parça bulabileceği şekildeydi. Beni eğlendirdi ve mutlu etti. Onun dışında:

-SPOILER-
Kitabı okurken arkadaşıma, "Yine birilerinin ölmesinden korkuyorum." -Aynı Yıldızın Altında'yı okuyanlar bilir- diyerek şaka yapmıştım.
Yani...gerçekten, ŞAKA. Bunu gerçekten beklemiyordum. Okurken inanamadım bile. Bununda bir eşek şakası olduğunu düşündüm ara sıra. Kağıttan Kentler'i okumadım ve korkuyorum. Ya onda da birileri ölüyorsa?

11 yıl
10 puan

Bu kitap öyle dehşet bir şey ki... Adam cidden üzerinizde etki bırakıyor. Uzun zamandır tek günde bitirilebilecek kitap okumamıştım. Hele o geri sayımı yok mu... Spoiler yemiş olmama rağmen öyle büyük bir zevkle okudum ki anlatamam. Hele spoilderin alasını yemiş olmama rağmen. Bide geri sayım bitince sonrası var hem hüzünlendiren hem de kırıp geçiren.Neyse okumadıysanız okuyun. Kaybedicek bir şeyleriniz mutlaka vardır bu kitabı okumazsanız. Hiç olmadı üzerinizde bırakacağı etkiden mahrum kalmamış ve zevkle bir kitabı okumuş olursunuz. Bu da bir kazançtır sonuçta.

9 puan

John Green' in kitapları defalarca okuma isteği uyandırıyor.

Profil Resmi
9 puan

John Green'in okuduğum ilk kitabıydı. Güzeldi ama sonu istediğim gibi bitmedi.

10 puan

ataerkil paradigmanın devrilmesi ancak bu kadar iyi sağlanabilirdi. :D gerçektende Culver Creek tarihinin en iyi eşek şakası...

Çarpık komşumu çarpık kalbimle daima seveceğim.

Bir kitapta hem gülüp hem de ağlamak çok başka bir şeymiş.

8 puan

Doğruyu söylemek gerekirse ilk 150 sayfa epey sıkıcı ilerledi. Ezik ve sıradan bir çocuğun arkadaş edinme hikayesi o kadar da ilgimi çekmedi doğrusu. Dizi ve filmlerde buna çok sıklıkla rastlıyoruz zaten. Eh, önyargı işte. John Green her zamanki gibi okuyucuyu ters köşeye çekiyor. Beklemediğim hatta tahmin bile etmediğim bir olayla...

http://kitaplarinsenfonisi.blogspot.com.tr/2014/03/alaskann-pesinde-john-green-kitap-tantm.html

5 puan

Aynı Yıldızın Altındayı okuyup çok çok çok çok çok beğendikten sonra John Green'in bir diğer kitabı olan Alaska'nın Peşinde'yi aldık hevesle,merakla. Okudum. Ama malesef istediğimi bulamadım. Tabiki Aynı Yıldızın Altında kadar müthiş olamazdı ama bu kadar beğenmemeyi beklemiyodum. He yazımı, karakterleri, kelimeleri, ki o son sözleri. hepsi müthişti onlara diyecek sözüm asla yok. John Green'in nasıl bi yazar olduğunu bikez daha anladm. Ancak zannedersem ki ben seks ögelerinin, sigaranın, içkinin bu kadar çok olduğu ve yoğunca işlendiği kitapları okumayı pek sevmiyorum. He gerçeklik yönü kesinlikle vardır ve ibretliktir. Hikayeye de asla lafım yok. Ama ben daha naif öyküleri seviyorum sanırım.

10 puan

Çok çok çok iyi bir kitap.

Beni, çoksatarların o kadar da kötü kitaplar olmadığına inandırıyor John Green kitapları.

Okuduğum bir tür değil ama kitaplardaki hassas bakışı ve roman kişilerinin çabucak zihnime girmesini çok takdir ediyorum.

Kitabın etkisini yeterince hissetmek için burada ve diğer ortamlarda paylaşılan yorumları okumamanızı öneririm, zira bazı densiz okurlar kitaba dair çok önemli bir kısmı pervasızca açık ediyorlar.

8 puan

Hakkında iyi kötü bir fikre sahip olduğumu düşündüğüm John Green'in bu romanını incelemeden, araştırmadan tamamen kitapsızlık sürecimde karambolde elime aldım. (Laf aramızda tembelliğimin boyutu o dereceydi ki kitabın aşk romanı olduğuna da kendi kendime kanaat getirip bir süre de o bekleyişle okudum durdum. Sanki adam mütemadiyen aşk romanı yazmak zorundaymış gibi.) Her neyse... Baktım akıcı ve sıkıcılıktan uzak okumaya devam edeyim bari dedim. Romanın kısaca özetine gelirsek;

Bulunduğu şehirde annesi, babası ve okulundan örülü yaşamında belirli bir akademik başarıyı düzenli olarak yakalayan kahramanımız Miles Halter, François Rabelais'nin ölmeden hemen önce "Büyük Belki" olarak tarfi ettiği bilinmezin ne olduğunu bulabilmek için yatılı okula yazılmaya karar verir. Sıska ve uzun boyu ile herhangi bir dalda kazanamadığı başarılarının ardından topluma tepki ya da kendini koruma adına geliştirdiği umarsızlıkla yeni yaşamına adım atar. Oda arkadaşı vesilesi ile hızlıca içine girdiği küçük grup, özel yaşamlarında kendilerine sakladıkları sorunlu sırları olan ama bir şekilde geliştirdikleri öz güvenleri ve akademik başarıları sayesinde okul yaşamında kendilerine yer edinmiş çocuklardan oluşmaktadır. Oda arkadaşı Albay ve komşuları Alaska Young'ın başı çektiği dört kişilik grup çok kısa bir zamanda sınırları dahilinde yakınlaşırlar.

Evet, romanın kısa özeti bu. Bu gençlik romanının nesi 8 puan etti derseniz her şey bu özetin ardından gelenlerle başlıyor işte.Romanın büyük bir kısmını aynen yukarıdaki yaklaşımla burun kıvırarak okuduğumu itiraf etmeliyim. "Sıradan, hatta benzerlerinin çokluğundan aşırı sıradanlaşmış Amerikan liseli edebiyatı" dedim. John Green'in yazım üslubunda allayıp pullamadan başardığı sade vurguna bayıldım öncelikle. Romanın belirli bir noktasına değin geri sayım yapıldıktan sonra ardından da günler ileri gitmeye başlıyor. Anlayacağınız üzere o "Sıfır" noktasında Tıknaz lakabı alan Miles ve arkadaşları yaşamlarının dönüm noktasını oluşturacak bir deneyim yaşıyorlar. Her birinin kendi içinde aşmaya, devam eden yaşamlarına yedirmeye, ve anlamlandırmaya çalışacakları bu deneyimin ardından yaşananlar o denli güzel işlenmişti ki o noktadan sonra o çocuklardan birisi gibi hissetmeden romanı okumaya devam edemez hale geldim. Bu süreç içinde en can alıcı karakterin din tarihi dersi öğretmenleri olduğunu düşünüyorum. Ölüm eşiğinde olan bu öğretmenin verdiği dersin önemini özümseyişi, bu inancı öğrencilerine sunuşundaki incelik ve yücelik, herhangi bir inanışı öne çıkarmadan tüm dinleri ruhani boyutta takdim ediş usulü muhteşemdi. Özellikle kahramanımız Tıknaz'ın, yaşadıkları deneyimin ardında sakladıklarını kavramasında o denli sihirli bir dokunuş sağladı ki...Cerrah Hugh de Singleton'ın günlüklerindeki dini o saf haliyle yaşama uyarlama şeklinin yazım sanatıyla ifadesi ne denli güzel duygular uyandırdıysa bu romanda da aynı keyfi aldım. Bitişteki kendini irdeleyen metnin içeriği de her gencin hayat felsefesi edinmesi gereken türdendi diye düşünüyorum. Tavsiye ediyorum.

3 puan

yazarın bir kitabı iyi diye abartılan kitaplarından bir diğeri.kesinlikle zaman kaybı olduğunu düşünüyorum.kitabın düzgün bir sonu bile yoktu.boş bir kitaptı.

Profil Resmi
8 puan

Sonunda bayağı ağladım. Güzel bir kitap.

4 puan

Vasat bir kitap.Olağan Amerikalı bir grup liseli genç hikayesi. Yarım bırakma isteğiyle dolup taştım okurken ama ıkına sıkıla bitiridim neyseki. Bana pek bir şey hissetmedi açıkçası.

geri 1 | 2