Yapılan reklamları neticesinde merak edip aldığım bir kitaptı. Ne yazık ki beklentilerimi hiç karşılamayan bir kitap oldu. Bitirmek için gerçekten zorladığım kitaplardan biri oldu.
Cok sikilarak okudum sadece bazi bolumleri beni heyecanlandirdi ben daha farkli tahmin ediyordum cok severek okumadim
Çok isteyerek aldığım ,ama beklentilerime hiç karşılamayan kitap.
Okumasanız bir şey kaybetmezsiniz.
Kuzey Avrupa insanları bizim gibi Akdeniz ırkına göre değil..Yaşamlarıda öyle..Vakit kaybı bu kitabı okumak..Parça parça bölük pörçük..Kitaba verdiğim zamana acıdım...
Benim icin zaman kaybindan oteye gecememis bir kitapti. Bitirecegim diye akla karayi secmistim resmen
Yer yer sıksa da beğenerek okuduğum bir kitap. O anki ruh halinize bağlı tamamen gerçekten. Kitaptaki kahramanın yaşadığı acılar sizi de etkileyecektir.
ilk defa bir kitaba para verdiğim için acıdım ve ilk defa bir kitabı yarıda bıraktım.
Dünyaca ünlü yazar Sofi OKSANEN’in yazmış olduğu kitabı “ARAF”.
Kitap hakkında daha önceden okur yorumlarını bilmiyorsanız eğer, kitabın arka kapağındaki tanıtım yazısını okuduğunuzda kitabı satın almamanız mümkün değil. Bende aynısını yaptım çünkü.
Kesinlik kötü bir kitap değil ancak arka kapak yazısını okuduğunuzdaki beklentileriniz kadar yüksek değil netice.
Kitabın okunma zamanındaki ruh halinizin büyük önemi var yorumlamada. Çünkü gerçekten ciddi bir dramı anlatıyor. Eğer sizinde ruh haliniz o anda kötüyse bunalım yaşayabilirsiniz okurken
arkadaşımın biri bu kitabı okumuş Sıla sende oku deyip önerdi. Dikkat etcekmişim erotikmiş azcık. (grinin 50 tonu 3lemesine dayanabilen bir insanım etkilemez beni :) ) İşte kitap bir kitapçıda denk geldi bide bu kitaba para verdim. Kİtabın bası anyada kı.ı konyada. Bölük börçük mehteran takımı gibi 2 ileri bir geri rezaletin daniskası. Hiç birşey anlamadım. Kafam allak bullak oldu. Bitsede gitsek durumundaydım. Adam gibi bir teklikle yazılsa, hadi bu günden baslayıp geriye doğru gitse biraz daha güzel olacakmış. Bir 1991den bi bölüm okurken hooop 1930 a ordan 1950 ye ordanda bi tur 1941e bir sürü sorum cevapsız kaldı. Sonu bile yok kitabın, saçma gereksiz bir sürü ajancılık oyunu raporu..belediye binasında noldu mesela ben orayı anlamadım. bana birazda Bosna da gecen leyla kitabını anımsattı. Bu kadar....
Benim için konusu ve konunun içindeki konusu, konuların hikayeleştirilmesi ile ilgili olarak başyapıtlar listeme girmiştir.
Kitap Fince (orijinal) den İsveçceye, İsveçceden direkt Türkçeye çevrildiği için bazen ağır aksak ilerleyebiliyor.
Yine de müthiş bir kitap. Kesinlikle okunmasını tavsiye ediyorum.
Konu hakkında bilgi vermiyorum ki kimse ön yargılı olmasın. Ben konunun içindeki konuyu ya da hikayenin içindeki konuyu biliyor olsaydım okumaz ve bu eserden mahrum kalmış olurdum.
2 kadının dramatik, merak uyandıran ve sürükleyici hikayesine tanık oluyoruz. Kitap iki dönem arasında gidip gelmektedir: 1940'larda Estonya'nın Sovyet İşgali ve 1990'larda ancak toparlanmaya başlayan Estonya'nın Avrupa'lı yeni görünümü...
Hikayede özellikle daha çok Soyvet ardından da Almanya işgali sırasında insanların yaşadıklarını görmekteyiz.1990 yıllarında geçişler hayalinizde o kadar çok imgelenmiyor. Sadece hikayesini okuduğumuz kızın yaşadıkları canınızı oldukça yakıyor ve üzülüyorsunuz..
Bayan okuyucuların dikkatini çekecek tarz da bir kitap.
Farklı zamanlara dönüş yaparak bölüm bölüm ilerleyen kitaplardan hoşlanmama rağmen tek kelimeyle beni kendine hayran bırakan bir kitap. İlk kez bu tip bir kitapta, bölümler ve zamanlar arası bağlantı kurmakta zorlanmadım. Kurgu, geçişler, anlatım, ifade, çeviri... hepsi süperdi.Başlarken önyargılı idim ama favorilerimden biri oldu artık.