Sadece Amerika’da ilk 6 haftada 230.000 adet satıldı.
New York Times Çok Satanlar listesine, çıktığı hafta 1.sıradan giriş yaptı ve hâlâ 1.sırada.
Amazon ve Goodreads’de Ocak 2015’in En İyi Kitabı seçildi.
Washington Post, iBooks Çok Satanlar listelerinde 1. Sırada.
Rachel her gün aynı trene binip aynı çifti izliyordu. Çiftin başına gelenleri bütün ülke duyduktan sonra, hayatlarına dâhil olmaya karar verdi.
“Büyüleyici, sürükleyici, üst seviye bir gerilim. Mutlaka okuyun!”
–S.J. Watson
“Hem karakter yaratımı hem olay örgüsü muhteşem, harika bir kitap! Yeni neslin Alfred Hitchcock’u.”
–Terry Hayes
“Zeki, gerilim dolu ve baştan aşağıya sürükleyici bir roman.”
–Lisa Gardner
“Aklınızı başınızdan alacak, zekice yazılmış bu psikolojik-gerilim romanı hem muhteşem hem de tren enkazı kadar korkunç!”
–Publishers Weekly.
“Nefesleri kesen bir ilk roman. En dikkatli okurlar bile, Hawkins olayları teker teker açığa çıkarıp, aşkın ve takıntının şiddetle olan kaçınılmaz bağını ortaya koyarken şaşırmaktan kendilerini alamayacaklar.”
–Kirkus
“Trendeki Kız, her şeyi anladığınızı düşündüğünüz an sizi farklı bir sürprizle karşılıyor.”
–Entertainment Weekly
Sadece Amerika’da ilk 6 haftada 230.000 adet satıldı.
New York Times Çok Satanlar listesine, çıktığı hafta 1.sıradan giriş yaptı ve hâlâ 1.sırada.
Amazon ve Goodreads’de Ocak 2015’in En İyi Kitabı seçildi.
Washington Post, iBooks Çok Satanlar li... tümünü göster
Sonsuzluğa uzanan büyülü bir hikaye…
Şans eseri karşılaşan iki mitolojik varlığın, Golem ve Cin’in öyküsü, okuru 19.yüzyılın sonlarındaki New York şehrinde baş döndürücü bir yolculuğa çıkarıyor.
Havva bir golemdir; karanlık Kabala büyüleriyle ilgilenen yaşlı bir adam tarafından, sipariş üzerine kilden yapılmıştır. Golemi sipariş eden sahibi, onu sihirli sözcüklerle uyandırdıktan kısa süre sonra, Polonya’dan ABD’ye yaptıkları deniz yolculuğu esnasında yaşamını yitirir. Gemi New York Limanı’na yanaştığında Havva tek başınadır.
Ahmet ise kadim Suriye çölünde ateşten meydana gelmiş bir cindir fakat yüzyıllar önce bakır bir mataranın içine hapsedilmiştir. Manhattan’daki bir lehim ustası sayesinde, tamamen özgür olamasa da serbest kalır. Bileğindeki demir pranga sebebiyle, yaşadığı sürece bu dünyaya bağlanmıştır.
Ahmet ve Havva, herkesten gizlemek zorunda kaldıkları doğaüstü durumları sayesinde can dostu olur. Bir gece yaşanan korkunç olayın sonucunda yolları ayrılan Golem ve Cin, daha sonra ortaya çıkan ortak düşmanları nedeniyle yeniden bir araya gelmek zorunda kalır. Ne var ki her ikisinin de hayatı artık bambaşkadır. Üstelik tamamen yok olmamak için bir tercih yapmaları gerekmektedir.
Sonsuzluğa uzanan büyülü bir hikaye…
Şans eseri karşılaşan iki mitolojik varlığın, Golem ve Cin’in öyküsü, okuru 19.yüzyılın sonlarındaki New York şehrinde baş döndürücü bir yolculuğa çıkarıyor.
Havva bir golemdir; karanlık Kabala büyüleriyle i... tümünü göster
Şimdi itiraf zamanı!
İtiraf ediyorum: Sana tuzaklar kurdum.
Adlarını Fi ve Çi koydum.
Can Manay'ın Duru'ya duyduğu açlıkla çıkardım seni yola,
Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını Denizle anlatmaya çalıştım sana…
Beni takip etmen için yolumuzu onların hikâyeleriyle süsledim.
Anlamları da hemen hemen her satıra gizledim. Çünkü Pi'deydi asıl anlatmak istediklerim.
Çaresizdim. Vazgeçemezdim.
Sana bu manzarayı mutlaka göstermeliydim.
Seninle nihayet burada buluşmak için çok emek verdim.
Şimdi yine gel benimle, birlikte yürümeye devam edelim.
Savaşların savaşılarak kazanılamayacağını, asıl zaferin ancak doğrudan ayrılmayınca kazanıldığını
Özge anlatsın sana,
Yaptığımız her şeyin evrende dönüp dolaşıp bize nasıl geri geldiğini
Candan dinle,
Analiz edebildiğimiz kadar güçlü, sadeliğimiz kadar güzel, gerçekliğimizdeki samimiyet kadar eşsiz olduğumuzu
Bilgede gör,
Kendi değerini başkalarının gözünden biçenlerin acısını
Duruyla anla,
Ve Denizin düşüncelerinde tanış geleceğin insanıyla… Gel benimle. Yolumuz uzun değil,
Nihayet sana gidiyoruz, bana… BİZe.
Sorgulanmamış, analiz edilmemiş bir yaşam hiç yaşanmamıştır.
(Tanıtım Bülteninden)
Şimdi itiraf zamanı!
İtiraf ediyorum: Sana tuzaklar kurdum.
Adlarını Fi ve Çi koydum.
Can Manay'ın Duru'ya duyduğu açlıkla çıkardım seni yola,
Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını Denizle anlatmaya çalıştım sana…
Beni takip etme... tümünü göster
Hayat, insanın kendi potansiyeline ulaşabilmesi için dikkatle, incelikle, muhteşem bir zekâyla dizayn edilmiştir. Yapman gerekeni yapamıyorsan, olamıyorsan, doğamıyorsan hayat çok acıtır, anlaman için hırpalar, yorar. Seni sen yapabilmek için ne gerekirse yapmaya hazırdır.
Asla rahat bırakılmazsın.
Öylesine, anlamsız varolmazsın.
Mutluluğa saklanamazsın.
Öyleyse acına sahip çıkmalısın!
Çünkü acı, bilginin bedene inmesidir.
Bilgiyi bedene indirmeli, olman gereken şeye dönüşmelisin.
Bu kitap 'kendine gelmek' için burada olduğunun farkına varabilenlere yazıldı. Fi ile çıkılan yolculuğun tek durağıdır Çi. Sadece farkındalığa giden, değiştiren, mutlaka geliştiren bir yoldur bu ama sunduğu seks, macera, intikam, ihtiras sizi aldatmasın, zordur.
Hayatı değil sistemi yaşadığımızı fark edenler, harakete geçmek için işaret bekleyenler, umursamayanlara karşı umursayanlar, hissedemeyenlere karşı hissedenler adına ve kendi tekamülünde kaybolmuşlar için yazılmış, dengeye adanmıştır. Hayat harekete geçen herkesi varması gereken yere götürür.
(Tanıtım Bülteninden)
Hayat, insanın kendi potansiyeline ulaşabilmesi için dikkatle, incelikle, muhteşem bir zekâyla dizayn edilmiştir. Yapman gerekeni yapamıyorsan, olamıyorsan, doğamıyorsan hayat çok acıtır, anlaman için hırpalar, yorar. Seni sen yapabilmek için ne gere... tümünü göster
Fi, deneyimin içinde kaybolmak yerine korkmadan deneyime sahip olmanın yolculuğudur. İçinde bolca bulunan manipülasyon, seks, aldatma ve aldanma hikâyeleri belki herkesin dikkatini çekebilir ama gerçeklerden yola çıkılarak ulaşılmak istenen yerde sadece farkındalık vardır.
Fi güzelliğin lanetlendiği, zekânın yağmalandığı, iyinin kurban edildiği ve kasaba kurnazlığıyla yönetilen bu gezegende, içine doğduğumuz bu kutsal hayatı kutlamak için yazılmıştır. Kendi potansiyelini keşfetme cesareti gösterebilmiş gerçek kişilere, çatlama cesareti gösterebilmiş tohumlara adanmıştır.
Bir kişiye duyulan aşktan daha acımasız bir şey var mıdır?
Fi, deneyimin içinde kaybolmak yerine korkmadan deneyime sahip olmanın yolculuğudur. İçinde bolca bulunan manipülasyon, seks, aldatma ve aldanma hikâyeleri belki herkesin dikkatini çekebilir ama gerçeklerden yola çıkılarak ulaşılmak istenen yerde sad... tümünü göster
İsveç Polisiyesinin Kraliçesi Camilla Läckberg’in ilk romanı Buz Prenses Türkçede Tüm Avrupa’da tanınan, romanları 4 milyonun üstünde satış rakamına ulaşan, ülkesinde de ”en çok satan yazar” unvanına sahip Camilla Läckberg’in ilk romanı Buz Prenses Türk okurlarla buluşuyor. 2008 yılında Fransa’nın en saygın polisiye yazarlarına verilen “Grand Prix de Littérature Policière” ödülüne layık görülen Läckberg, ünlü romanında, korkunç sırların üstünün asla tamamen örtülemeyeceğini ve susmanın ruhu nasıl öldürdüğünü ustalıkla anlatıyor. İskandinav polisiyelerinin en çarpıcı örneklerinden biri olarak kabul edilen romanın ana karakteri Erica başarılı bir biyografi yazarıdır. Anne babasını aniden bir araba kazasında kaybeden Erica, Stockholm’den çocukluğunun geçtiği Fjällbacka kasabasına döner. Burada, yıllar önce gizemli bir şekilde şehri terk eden çocukluk arkadaşı Alex’i ölü bulur. Polis otopsi raporundan, ölümün intihar değil cinayet olduğuna karar verecek ve ciddi bir araştırma başlatacaktır. Erica, Alex’le ilgili, eski dostluklarına dair soruları cevaplayacak bir anı yazısı tasarlar. Bu süreçte merakı bir takıntıya dönüşürken, polis de davayla ilgili kendi şüphelerinin izini sürer. Olayı araştırırken öğrendiği gerçekler ile cinayeti araştıran ve genç kadına çocukluğundan beri âşık olan dedektif Hedström, Erica’nın hayatını değiştirir. Kitapları 35 ülkede 25 dile çevrilen, polisiyenin kraliçesi Läckberg’i İsveçliler yenilikçi, tutkulu, işine son derece bağlı, cömert ve çok çalışkan biri olarak tanımlıyorlar. Çünkü yazar İsveç Kanserli Çocuklar vakfıyla çeşitli projelere imza atıyor, her kitabında yeni bir kılığa girmekten çekinmiyor, hatta “Yok Böyle Dans” yarışmasına bile katılıyor. Yazar bu yıl ülkesinde Expressen gazetesi tarafından Dünya Kadınlar Günü’nde yılın kadını da seçilmişti.
İsveç Polisiyesinin Kraliçesi Camilla Läckberg’in ilk romanı Buz Prenses Türkçede Tüm Avrupa’da tanınan, romanları 4 milyonun üstünde satış rakamına ulaşan, ülkesinde de ”en çok satan yazar” unvanına sahip Camilla Läckberg’in ilk romanı Buz Prenses T... tümünü göster
selinssss şu anda kitap okumuyor.