Aşkın Kokusunu Aldım (Sancaktarlar Serisi #4)

En Son Değerlendirmeler

9 puan

Sancaktar Ailesini anlatan serinin bence en güzel ve en iyi kitabıydı Serra ve Barış Dağlı'nın hikayesi. Serinin diğer kitapları da güzeldi ama bu kitap bir başkaydı.Tadı damağımda kaldı derler ya kitabı bitirdikten sonra resmen böyle hissettim. Aylardan Aşk ile gönlümüzde yer eden Meral Kır serinin dördüncü kitabı #aşkınkokusunualdım ile çıtayı iyice yukarılara taşımış.Hikayesi,kurgusu,anlatımı ve şahane karakterleriyle bence çok başarılıydı.Ben okurken çok keyif aldım.Özellikle Barış ve Serra gibi zeki,akıllı ve kaliteli karakterlerin atışmalarını ve aşkını okumak çok keyifliydi.Keşke daha okuyabilsek dedirtti.Sırada Mehmet Sancaktar 'ın hikayesi var ve benim gibi sabırsızlıkla okumayı bekliyen çok fazla okuyucu var🤗 Umarım çok beklemeyiz. Seriyi okumak isteyenlere tavsiye ediyorum. Sevgili yazarımızın kalemine yüreğine sağlık diyorum❤️

10 puan

Ah Meral Kır, bir kere daha kalemine ve yüreğine hayran kaldım. Müthiş bir başarı bir romanın içinde aşk, romantik komedi, gizem, cinayet, polisiye ve aile bağları( tabi ki ) gibi tek başına bile olay yaratacak konuları uyum içinde harmanlamak ve kurgulamak. Hem de okuyucuya bu saydığım konu başlıkları ile ilgili ayrı ayrı heyecan verecek şekilde anlatıp kelimelere dökmek taktire şayan değil de nedir. ? Sancaktar ailesine Barış Dağlı ve Serra Sancaktarı'ın harika hikayesiyle devam ettik bu kitapta. Ayrıca bir sonraki kitabın da Mehmet Sancaktar ve Özlem ? ile ilgili olacağının da tüyosunu aldık. Dizi sözleşmesi imzalandı bu serinin. Umarım seyretmesi de okuması kadar zevkli olur..

10 puan

Spoiler (sürprizbozan) vermeden anlatmak oldukça zor olacak. Sevdiğimiz bir kitap olunca o kitap hakkında anlatmak isteriz çünkü. Ama neyse ki ben bu sabah spoiler verme sıkıntısı olmadan kitabı bilen :) biriyle konuştuğumdan bu isteğim oldukça azaldı. Fırat (arka kapakta yazdığı için söyleyebilirim) Barış'ın hayatta ailesinden kalan tek kişidir. Bu yüzden Barış Fırat'a çok düşkündür. Fırat cephesinde bu durum hiç böyle görünmemekte, Barış'ı kızdırmak için elinden geleni yapmaktadır. Serra'yla Barış'ın tanışması bu sayede olur ve ikisi arasında ateşle barut cinsi, her an patlamaya hazır, söz düelloları, inadına davranışlar, kırıcı sözler havada uçuşurken bir bakmışsınız kitap sizi almış götürmüş. Bu arada işlenen bir cinayet, suçlunun kim olduğu aklınızı kurcalamaya başlıyor. Benim yaptığım gibi herkese şüpheyle yaklaşıyorsanız (çünkü biliyorum ki, kendini belli etmeden katil aramızda dolaşıyor durumu kesinlikle olabilir paranoyası yaşarken) evdeki temizlikçi kadından tutun da acaba Barış'ın evinin eski bir sahibi var o mu arsayı geri istiyor da intikam alıyor (en komiği buydu), eski sevgilisinin yeni kocası olabilir mi diye garip garip düşünüyorsunuz. En çok bu konu aklımı kurcaladı kesinlikle.
Serra zor biri, kendine kendince mükemmel düzgün bir dünya kurmuş, kimseyi yanına yaklaştırmayan, aklına geleni çok rahatlıkla söyleyen (sivri dilli) biri. İşte böyle bir karaktere öyle bir erkek karakter yazılmalıydı ki Serra'nın baskın kişiliği karşısında ezilmesin, eksik kalmasın. Barış işte tam öyle biri. Serra'yla baş edebilen biri. Okurken Barış'a bazı yerlerde kızmadım da değil, ama işte... burada spoiler vermeden anlatmak çok zor. Bu noktada Barış'ı anlamak gerekir. Hepimiz arada aşk söz konusu olduğunda yeri gelip kalbimize şüphe tohumları atanlara inanmaz mıyız? O şüphe tohumları ki diğer tohumlardan daha hızlı ve zehirlice ilerler, sarar kalbimizi. Aşkın kanununda var bu.
Biraz daha yazarsam kitabı da anlatacağım. O yüzden burada bırakayım.
Bu kitapta aşk ve macera var. Fazlasıyla... diyerek bitiriyorum.

8 puan

Yine çok ağladım, 2 gun gibi kisa bir surede nasıl bitti anlamadım.

10 puan

http://illekitap.blogspot.com.tr/2016/11/meral-kr-askn-kokusunu-aldm.html

Çıktığında hemen aldığım ve okumadığım bir kitaptı Aşkın Kokusunu Aldım. Ki bilirsiniz ben Meral Kır kalemini nasılda severim. Kadın yazsın ben okuyayım modundayımdır ve yazdıklarının konusuna içeriğine bakmadan gözüm kapalı alırım da. O kadar müthiş bir kalem.
Hele bir de aşkı polisiyeyle harmanlamasına bayılıyorum, klasik aşk hikayesinden çok bir ekşın var kitaplarında eee bu da daha bir merak uyandırıyor.

Çıktığından beri hep imzalatmadan okumayacağım demiştim ki şimdi fark ediyorum ben aslında Sancaktarlar gitmesin, bitmesin diye bu kitabı okumayı erteliyormuşum. Her kitap bitikten sonra o duygu yoğunluğu ile yüzümde tebessümle kapattığımda arka kapağını kendimi boşluğa düşmüş ya da en sevdiği çikolatanın tadına varamadan bitmiş gibi hissediyorum. İşte şimdi itiraf ediyorum bu yüzden erteledim kitabı okumayı ama okudum da ne oldu. Bitti. Off...

Sancaktarlar Serisinin 4. kitabı olan Aşkın Kokusunu Aldım, Serra Sancaktar'ın hikayesini anlatıyor. Aslında Serra'dan çok onun aşık olduğu adam Barış Dağlı'nın hikayesi...

Beni bilirsiniz hep derdim ki benim için Aşkı Seçtim bambaşkaydı çünkü Doruk'un hikayesiydi. Ancak bu kitap... çok daha başkaydı. Kelimelerle ifade edilemeyecek bir kurguya, iliklerinize kadar hissettirecek duygulara ve imrenip aynısını istiyorum diyeceğiniz bir aşka ev sahipliği yapıyordu.

Bu kitabın iyi olacağını hatta süper olacağını biliyor ve beklentilerimi oldukça yüksek tutuyordum ama bu kadar kelimelerle ifade edilemeyecek derecede kusursuz olacağını tahmin etmemiştim.

Bu kadar bahsetmenin üstüne sizin de -eğer okumadıysanız- beklentileriniz tavan yaptı farkındayım ama emin olun her bir beklentinizi karşılayacak bir kitap. Serinin en iyisi, en mükemmel, en şaşırtanı ve bence en aşık olunası olanıydı. Biliyorum ki Mehmet Sancaktar'da bir o kadar iyi olacak ama bunun önüne geçebilecek mi emin değilim. Bu kitap çok farklı oldu. Serra'dan hep böyle bir şey bekliyordum onun karakterine bakıldığında diğer 3 kitapta tanıdığımız Serra göz önüne alındığında bu tür bir şey bekliyordum ama ne yalan söyleyeyim beni iliklerime kadar titreteceğini tahmin etmemiştim.

Üstelik bunda öyle bir şey yapmıştı ki Meral abla, bazı bölümlerin sonlarında Barış Dağlı tarafından geçmişine dönüşler yaptık birkaç sayfalık. Henüz küçücük bir çocukken çocukluğunu yaşamaya fırsatı olmadan ünlü bir futbolcu olmaya yolunca çok çalışıp Barış Dağlı olan delikanlının hayatına yolculuklar yaptık. Bu birkaç sayfalık ve birkaç bölümde denk geldiğimiz geçmişe dokunuşlar Barış'ın nasıl yaralar aldığı, neyi amaçlayıp da çevresindeki acımasız insanların nasıl hayatını mahvedip onu derin ve onarılması zor yaralarla ortada bıraktığını gördük. Barış... Dağlı Barış... içimi acıttı be senin hikayen! Bu kadar acıyı sonunda eşsiz mutluluğu yakalamak için çekmemiş olsaydın keşke dedirtti.

Bana kalsa daha neler yazarım da sizleri sıkmamak adına kısa kesiyorum :) Zaten buraya kadar okuduysanız da teşekkürler, ben şahsen üşenirdim bu kadar övgülü yorumu okumaya :)

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Sancaktarlar Ailesinin ablası olan Serra Sancaktar, şimdiye kadar tanıdığımız küçük enişte diye tanıdığımız Fırat'ın ağabeyi olan Barış Dağlı'nın evinin dekorasyonu işini alır. Barış'ın asıl amacı kardeşi olan Fırat'ın Serra'dan ayrılması ve Serra'nın Fırat ile bu kadar görünmesinin altındaki nedenlerdi. Serra, Barış'ın Şile'deki evine adım attığın burasının hayatını bu kadar etkileyecek, şimdiye kadarki bütün tutumunu alaşağı edeceğini ve içinde bastırdığı duyguyla hareket etme yetisini aktif hale getirip mantığını devre dışı bırakacağını düşünmemişti. Orada kendisini bekleyen duygular, gerçekler ve sırlar Serra'nın bütün hayatını değiştirirken kardeşlerinin yaşadığı o eşsiz aşkın kendisini beklediğini de fark edecektir. Ama hiçbir şey kolay değildir çünkü karşısında geçmişe takılı kalmış yaralı olan bir adam vardır ve o adam oldukça büyük sırlar saklamaktadır. Sadece bu kadarla da kalmayıp Barış'ın takımından en belalı oyuncunun öldürülmesi de bütün bu duygu karmaşasına tuz biber olmuştur.

Bir yanda cinayeti kimin işlediği bir yanda Fırat ve Hakan'ın suçsuzluğunun ıspatlanma çabası bir yanda Barış'ın geçmişi ile geleceği arasında kalması ve bir yanda da Serra'nın aşkı için yaptıkları...


Ne olacağının merakı içerisinde okunmasının yanında öyle detaylar ve incelikle işlenmiş şaşırtıcı bir kurgu var ki kitabı elinizden bırakmayı bir yana bırakın uykusuz kalmayı göz alıp bir günde bile bitirebilirsiniz.

Barış'ın Serra'ya karşı tavırları, Fırat ile arasındaki sorunlar... Serra'nın Barış'a olan aşkı için savaşması... Her şey o kadar yerinde ve o kadar güzel kurgulanmıştı ki bir okuru fazlasıyla tatmin ederdi.

Ahh bir de cinayetle ilgili şaşırtıcı detaylar ise... dürüst olayım mı? Cidden beklemiyordum. O kişinin cinayeti işlemiş olmasını beklemiyordum.

Tekrardan Sancaktar ailesinin bütünlüğünü görmek ve Mehmet ile Serra arasındaki ilişki... süperdi. Hele ki Serra Mehmet'in odasına gidip ağlıyor ya... Yeminle içim titredi ya!

Aşağıdaki alıntıyı imrenerek okuduğumuz ve her olayda birbirlerinin yanında olmayı başarmış olan Sancaktarlar Ailesi için yazıyorum. :)


Fırat ile Barış arasındaki otel odasındaki konuşma ise... Yüzümde gülümseme oluşturdu...

İşaretlediğim alıntların bazılarından vazgeçemeyen ben sizler için hepsini tek tek yazmak istiyorum. Tamam sizler için değil sadece çok sevdiğim yerleri paylaşma isteğim olduğu için :)

Meral abla her kitabında bölüm aralarına kendi farkını koyarak yazılar ve yazılarla eşit resimler koydurmuştu. Aylardan Aşk'ta ayları, Aşkı Seçtim'de duyguları, Yolum Aşka Düştü'de şehirleri okumuştuk anlamları ile bu kitapta Aşkın Kokusunu Aldım'da ise çiçekleri okuduk. Her yazılan bölümün özeti gibiydi. Her detay kitapların isimlerine dokunuş gibiydi... Meral abla her şekilde farkını da tarzını da kalemine yansıtırken zirveye çıktı ve Mehmet Sancaktar'dan daha aşağısını kabullenememe gibi bir duruma soktu bizi.

Meral abla, şimdiye kadar hep mükemmel yazdığını düşünmüştüm ama bu kitapla seni ayakta alkışlıyorum! Bizler için kusursuz bir kitap ortaya koyarken kendin için bir kötülük yaptın çünkü Mehmet Sancaktar'ın bundan daha iyi olmasını beklememize neden oldun. Her kitabın bir öncekinden daha iyiyken bu kitapla daha iyisinin yanında zirveye çıktın. O kadar yani :)

10 puan

Meral KIR // AŞKIN KOKUSUNU ALDIM 💐💐💐

Öncelikle şunu itiraf etmeliyim ki ben Serra'yı pek sevmezdim. Hatta tam bir anti Serracıydım diyebilirim. Kitabın başlarında fikrim sabit kalırken sonraları öyle bir işledi ki yazar hanım Serra'yı, onu sevmemek sanırım elde değil zira Barış'ta benimle aynı fikirde olmalı ki daha fazla dayanamadı Serra'ya. Detayları okuyunca öğrenirsiniz zaten.

İlk 100 sayfa Serra hakkında gerçekten Barış gibi düşündüm,  çokta kızdım hatta. Sonuçta Fırat kendinden yaşça küçük bir genç adam. Ve Serra bu konuda ser verip sır vermeyen bir kadın. Belki de Serra'yı başlarda sevmememin nedenlerinden biri de buydu. Hem ketum, hem sivri dilli, hem de dediğim dedik ve bazende sinir bozucu.

Fırat ile aralarındaki ilişki bütün gerçekliğiyle gözler önüne serilince yumuşamaya başladı Serra ile ilgili düşüncelerim. Sonraları zaten kendiliğinden geldi. Öyle sevdirdi ki Serra kendini bana. Başlarda aklıma bile gelmezdi ama bolca da gözyaşı döküp, birlikte zırladım Serra ile. Onunla üzüldüm, onunla küfrettim Barış'a.

Yine de Barış şahane bir karakterdi bence. Yaşadığı onca şeye rağmen yine de ayakta dimdik durmuş. Ama benim gözümde onu şahane yapan kesinlikle çok ama çok güzel sevmesi. Adam gibi adam dediklerimizden Barış da. Sevdim mi sonuna kadar sevenlerden.

Şimdi diyeceksiniz ki bütün kitap Barış ve Serra'dan mı ibaretti. Tabi ki de değildi. Bir de Hakan, Dilan ve Suat üçlüsü vardı ki akıllara zarar. Hele ki o küçük şeytan Dilan.

Yazar hanım yine beklenmedik bir sonla şoke etti beni. Hiç ama hiç aklıma gelmeyen ve gelmeyecek olan bir finalle buluştu kitap.
Son 200 sayfa 2 saatte bitti sanırım. Temposu hiç düşmeyen, bir an bile sizi sıkmayan, ne zaman bitecek diye değilde niye bu kadar az bu kitap diye düşündüren, macerayı, aşkı, hüznü, ihaneti, entrikayı ve benim çok ama çok yabancı olduğum polisiyeyi içinde barındıran gerçekten kaliteli bir kitap. Zira polisiyenin "p"sini sevmeyen ben, sanırım bu gidişle yazarımız sayesinde bir polisiye tutkunu olacağım.

Uzun lafın kısası efenim kesinlikle 10 üzerinden 10'luk bir kitaptı. Okumayan kalmamıştır ama ben yine de söyleyeyim kesinlikle okuyun. Pişman olmayacaksınız.

geri ileri