Duygusal sebeplerle sürekli Vatikan’ın sakladığı sırları keşfetmeye çalışan profesör temalarına uygun bir kitap. Macera sevenlere.
Konu olarak beğendim. Ancak çok basit bir kurgulaması var. Yine de yazarın devam kitaplarını bekliyorum.
Kitabı sıkılmadan bitirdim. Ama sonunu pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Boş vakitte okunabilir. Biraz Don Brown taklidi gibi geldi bana.
Şimdi Atlantis konusu başta olmak üzere ülkeden ülkeye sürülen iz ve tarihi diller oldukça ilgi çekici. Gelgelelim başkarakter o kadar beceriksiz ki böyle basit kurguları okudukça bir çok çağdaşım gibi Indiana Jones’tan kalma arkeolog olma sevdam depreşiyor. Konu, ilerleyiş ve Vatikan’ın bitmek bilmez sırları bakımından Dan Brown’ın tarzını andırıyor zaten. Tamam Kayıp Sembol’de başkarakter Langdon da sersemleşmişti ama bu kitabın başkarakteri kadar beceriksiz değildi. Kendileri yabancı diller profesörü fakat genelde belden aşağı düşündüğü için elindeki kanıtları toparlayıp da bir sonuca ulaşamıyor. O ulaşamadıkça okuyucu ondan çok önce ulaşıp başkarakter bulsun da yetişsin diye bekliyor. Okuyucusuna yetişemeyen bir roman yani.
Bu tarz kitapları çok severim. Ancak yazarın ikinci kitabı daha iyi. Bu kitapta çok fazla şifre, parşömen, labirent vs. yok. O nedenle de çok heyecanlı değil ama yine de okunabilir bir hikaye.