20.000 yıllık kalıntının üzerinde kayıp Atlantis diliyle yazılmış sırlar vardı. Sadece bir adam bu dilde neler yazıldığını çözümleyebilirdi: Dünyanın önde gelen dilbilimcisi Dr. Thomas Lourdes. Tabii yeterince yaşayacak kadar şansı varsa...
Bu sırada, İspanya Cadizde gerçekleşen bir deprem o zamana kadar bilinmeyen bir bölgeyi gün yüzüne çıkarınca burayı keşfetme
isteğiyle adımlarını hızlandıran en başta Vatikan olmuştur. Yoksa kayıp şehir Atlantis ortaya mı çıkıyor?
20.000 yıllık kalıntının üzerinde kayıp Atlantis diliyle yazılmış sırlar vardı. Sadece bir adam bu dilde neler yazıldığını çözümleyebilirdi: Dünyanın önde gelen dilbilimcisi Dr. Thomas Lourdes. Tabii yeterince yaşayacak kadar şansı varsa...
Bu sırada, İspanya Cadizde gerçekleşen bir deprem o zamana kadar bilinmeyen bir bölgeyi gün yüzüne çıkarınca burayı keşfetme
isteğiyle adımlarını hızlandıran en başta Vatikan olmuştur. Yoksa kayıp şehir Atlantis ortaya mı çıkıyor?
Duygusal sebeplerle sürekli Vatikan’ın sakladığı sırları keşfetmeye çalışan profesör temalarına uygun bir kitap. Macera sevenlere.
Konu olarak beğendim. Ancak çok basit bir kurgulaması var. Yine de yazarın devam kitaplarını bekliyorum.
Nefesimi tutup heyecanla okuduğum kitaplardan.
Kitabı sıkılmadan bitirdim. Ama sonunu pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Boş vakitte okunabilir. Biraz Don Brown taklidi gibi geldi bana.
Şimdi Atlantis konusu başta olmak üzere ülkeden ülkeye sürülen iz ve tarihi diller oldukça ilgi çekici. Gelgelelim başkarakter o kadar beceriksiz ki böyle basit kurguları okudukça bir çok çağdaşım gibi Indiana Jones’tan kalma arkeolog olma sevdam depreşiyor. Konu, ilerleyiş ve Vatikan’ın bitmek bilmez sırları bakımından Dan Brown’ın tarzını andırıyor zaten. Tamam Kayıp Sembol’de başkarakter Langdon da sersemleşmişti ama bu kitabın başkarakteri kadar beceriksiz değildi. Kendileri yabancı diller profesörü fakat genelde belden aşağı düşündüğü için elindeki kanıtları toparlayıp da bir sonuca ulaşamıyor. O ulaşamadıkça okuyucu ondan çok önce ulaşıp başkarakter bulsun da yetişsin diye bekliyor. Okuyucusuna yetişemeyen bir roman yani.
Bu tarz kitapları çok severim. Ancak yazarın ikinci kitabı daha iyi. Bu kitapta çok fazla şifre, parşömen, labirent vs. yok. O nedenle de çok heyecanlı değil ama yine de okunabilir bir hikaye.
Karton Cilt, 472 sayfa
2010 tarihinde, Pegasus Yayıncılık tarafından yayınlandı