"Yarın..Yarın ne olacak?Sevgi dedikleri bu iç karışıklığı,bu özlem mi yoksa?Nazım'la böyle olmazdı.Ben yönetirdim.Üzgünüm.Haydi uzat ellerini,somurttuğum zamanlar yaptığın gibi,yanaklarımı tutup ger de güleyim."
Harika bir kitaptı..Bu cümlelerden sonra başka ne söylenebilir ki?
İyi ki okumuşum dediğim kitaplar arasına girdi :)
Her kitap severin en az iki defa okuması gereken bir eser. Çünkü ilk okumasında tam olarak anladım diyene şaşarım. Kürk mantolu Madonna ile beraber ölümlü Oğuz Atay'ın ölümsüz eseri Tutunamayanlar'ın alt mentini oluşturduğuna dair rivayetler var.
Okurken sizi kendisi gibi düşündüren bir karaktere sahip Aylak Adam ve bu yüzden de çarpıcı bir sonu sonu var. Herkesin okuması ve çevresindekilere okutması gereken bir kitap, beğenip beğenmemekse zaten zevk meselesi.
Bu kitabı okumayan arkadaslarimla irtibati kesmeyi düşünüyorum o kadar :) mutlaka ve mutlaka okunmali!
bir adı bile olmayan bir roman kahramanı.Köyüne dönen bir adamın kaleminden çıkmış.bu gözönünde bulundurularak okunmalı.aylak köpek de okunmalı ama sadık hidayetin.
Bay C : zamanı dondurmak için kullandığımız fotoğraf makinelerinin bile zamana yenik düşüp sürekli kendini yenilemek zorunda olması gibi
ben C. gıbı karakterlerı cok severım..yusuf atılgan edebıyatımıza harıka bı karakter ve kıtap bırakmıs..
"Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaydaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine; sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutmağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. Öküzleri besiliydi , pırıl pırıldı. Herkesin, “- Veli ağanın öküzleri gibi öküz, yoktur, ” demesini isterdi. Daha gülünçleri de vardır. Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimizi, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın.
- Yusuf ATILGAN / AYLAK ADAM -"
bu kitabı okurken heyecanlandım belki ilk defa kendimi bu kadar yakından gördüm ve belki de bu yüzden ilk defa bir kitaptan bu kadar etkilendim.
Hayatımıza nereden, hangi zihniyetle bakarsak bakalım ulaşamayacağımız, geçmişten gelen alışkanlıklarımızın ve ihtiyaçlarımızın yön verdiği isteklerimize neler ekleyebiliriz? Ne kadarını gerçekleştirebiliriz? Mesele sadece aylak olmaktan çok başka aslında.
Okunması gereken, her okundukça farklı şeyler anlattırabileceğine inanılan bir kitap. idol olunabilecek bir karakter.
bu kitap içimi kararttı... yazar karakteri o kadar güzel tasvir etmiş, o kadar hislerini iyi yansıtmış ki, bir an "c" gibi oldum... bu kitap içimi kararttı ancak bunu çok başarılı bir şekilde kurgulanıp yazılmasıyla yaptı...
"Sustu.Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu,anlamazlardı."
Onlardan olmamak adına yalnızlığı, mutsuzluğu göze almış bir anti-kahramanın Bay C.'nin hikayesi. İki kişilik mutlu, sahici toplumlara inanan, Onu arayan, bulamayan bir adamın hikayesi.
kayra ve kinyas ile birlikte okuyunca, kahramanları buhranlı bi hayat süren kitabın bir arada gitmeyeceğini, aynı anda okunamayıp da okuyana oldukça ağır geleceğini anladım. halbuki az sayfa, çabucak biter kanaatindeydim.
Bir işi, hatta ismi bile olmayan bir karakterin romanı Aylak Adam. İşi yok derken bizim kalıplarımıza göre bir işi yok, oysa o; kimsenin görmediği, fark etmediği ayrıntılar üzerine kafa yoran (sokaklara isimlerinin neden verildiğini düşünmek gibi), diğer insanların bu tekdüze hayatta nasıl varolduklarını her an sorgulayan ve gerçek, saf aşkı arayan bir "aylak".
http://beyazkitaplik.blogspot.com/2012/08/aylak-adam-yusuf-atlgan.html
Kesinlikle okunması gereken bir kitap.. Her okuyuşta farklı yanlarını keşfediyorsun..
hayatın içinden biri, sanki otobüsteki bir adam..
Sıradan şeyler ama farklı düşünceler..
Sevdim ..