http://oklapkutuphanesi.blogspot.de/2010/01/vedat-turkali-bir-gun-tek-basina.html
Bir dönemin romani. Ask, mücadele ve hüzün var icinde. Hic bitmeyecek gibi gelmisti bana, bitince kitabin hüznü sarmisti her yanimi. Günsel'i cok sevmistim, Kenan'a sinir olmustum her satirda. Ama öyle bir sonu haketmiyordu kesinlikle. Adalet denen olgunun islevsizligi degil midir zaten, icimize bu kadar aci tohumu eken?
Bir kitap bu kadar muhteşem olabilir.Şimdiye kadar okuduğum kitaplar içerisinde bir numarayı hak ediyor.Mükemmel çözümlemeler,sarsıcı bir son.Okumayan eksik kalır o kadar...
Sayfa 480. Siyasi anlamda bir çok çelişkiyi açıklamak anlamında önemli değerlendirmeleri olan, kahramanların kendileri ile konuşmalarındaki insani samimiyeti gözler önüne seren önemli bir edebi tarihi eser.
bir bireyin umutlarını,umutsuzluklarını ve yalnızlığını yaşadığı siyasi atmosferle ilişkili olarak anlatan,yanlış anlaşılmanın getirdiği en kötü sonuçla noktalanan,o sonucun etkisinden uzun süre kurtulamadığım roman.
Çıraydım, tutuşturdun beni, ağulu bir solukta üfleyip söndürdün şimdi de; kara kara tütüyorum.
Bu Roman ı Bitirdğnizde Yutkunma Zorluğu çekersiniz.
Bir gün Vedat Türkali'yle tanışırsın ve o günden sonra OKUDUĞUN her satırda o içtenliği ararsınız.
Harika bir yazar.anlatımı tek kelimeyle süper.Derinlemesine gitmiş Olayların işleyişi,insan ruhunun arayışlarına,sessizliğine Monologları çok ilginç kapsayıcı.öylesine büyülendim ki bir kaç gün gerekir Kitabı'n içinden çıkmam için,bazı Kitapların etkisini üzerimizden atmak kolay olmuyor bu eserde böyle bir şey.son Allah bullak etti ama güzeldi.olması gerektiği gibiydi.
Klasik vedat türkali anlatımı,ama anlatılan olaylar beni çok etkiledi.Ben de etkisi uzun süre devam edecek olan bir kitap.
Gerçekten de anlatım dili, yazım dili ve cümleler, kişi analizleri ile okunması gereken bir kitap.
Özellikle yazar kahramanlarının psikolojilerini çok iyi yansıtmış kalemine...
Sanki okurken o dönemde ve olayların içindeymişsiniz gibi hissediyorsunuz.
Kitap hiç bitmesin istedim.
Okuyucu sakın seni kitabın sayfa sayısı korkutmasın, okurken sayfalar su gibi akıyor haberin ola...
Kitapta benim için ne eksikti?
Senem Alp'in bir sözü var: "Feminist olmayan Leyla'ya Mecnun olmak kolay" diye. Bu kitaptaki de tam o. İki solcudan güzel bir aşk hikayesi falan çıkamamış. Genellikle gerçek hayatta da solculardan güzel bir aşk hikayesi çıkmaz. (Türkiye'deki/İzmir'deki gözlemlerim tabii) Benim için neredeyse ancak feminizmden güzel bir aşk hikayesi çıkabilir.
Bir gün sevmediğim biri bana sormuştu felsefi felsefi: "Sence aşk nedir?" gibisinden. Ben de "Bir çeşit insan ilişkisidir" demiştim. Bu basit cevabın altını daha çok deşip, zorlamak istedi. İdeal bir aşk ilişkisine dair bir şeyler söylememi istemişti sanırım. Veya çokeşlilik - tekeşlilik karşılaştırması yapmamı istemişti sanırım. Ben de en önemli olgunun, her insan ilişkisinde olduğu gibi aşkta da 'eşitlik', 'özgürlük'; bir tarafın diğer tarafa tahakkümünün olmamasının garanti altında olması gerekliliğinden dem vurmuştum.
İşte önemsediğim ve her insan ilişkimizde de, (bunlardan biri olan 'aşk' formatındaki insan ilişkisini de ekstra özel bir yere koymaya gerek koymadan) iki bireyin birbirine en ufak bir tahakküm arzusu duymadan yaşamını sürdürmeyi başarmak üzerine kafa yorması zaten bir ömür boyu ince ince düşünerek yaşanmasını gerektirecektir. Kitaptaki tüm solculuklar kaba bir solculuk. Aşklar da öyle dolayısıyla. Hangi karakter var ki eleştiremeyeceğimiz? (Çocuklar hariç). Günsel'in abisi bile çok saygıdeğer bir yere konularak anlatılıyor ve ben onun bir lafını yakaladım, evlere şenlik! (Oraya eşek kulağı bile yaptım) Onun yaşayacağı aşkta tahakküm olacaktır. Bedelin en alasını ödemiş devrimci olsa ne olacak. Benim saygımı kazanmaz. İnce düşünmeye vakit ayırmayan insan, benim saygımı kazanmaz. Geceleri uyumadan önce kendini samimi bir mahkemeye çıkarmayan, bunları hayatına geçirmeyen insan saygımı kazanmaz. O insan ki, vay efendim sınıflar çelişkisini iyi anlamış, günümüzde Ortadoğu'da olan bitenleri falan yorumlayabiliyor, birçok konuda bilgisi var falan ama gel gör ki eninde sonunda o da bir aşk yaşıyor tabii ki insan olduğu için ama kendi hayatındaki bir aşk ilişkisinde bile eşitsizliğin analizini yapamamışsa ve uygulayamıyorsa, erkeklik iktidarının konforundan vazgeçememişse gerçekten feleğin çemberinden geçmiş olsa dahi ne eyleyeyim ben onu..
Çok merak ettiğim bir kitaptı. Karakterleri layığı ile betimlenmiş, olay örgüsü başarılı.