Kitap içinde kitap. Her seferinde farklı bir üslup ile şaşırtan büyük yazarın en sevdiğim kitaplarından biri..
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'ndan sonra okuduğum ikinci Peyami Safa romanı. Hayal kırıklığına uğradım. Çok fena değil aslında. Ancak büyük bir beklenti içinde okudum heralde ki beklediğim gibi çıkmadı. Olay, karakterler, iç dünyalarındaki fırtınalar biraz garip geldi. Ayrıca Mualla Hanım konusu da yarım kalmış gibi. Kısacası okunmasa da olur. Bir şey kaybetmezsiniz.
Psikolojik tahliilerini ve dili en iyi kullanan yazarlardan birisi ama ne Fatih Harbiye ne de Dokuzuncu Hariciye Koğuşunu tutmaz.
adını öss'ye hazırlanırken yazarları ve eserlerini ezberlediğim zamanlarda öğrendiğim ve tesadüfen elime geçmese okumayacak olduğum için bu roman, bana göre saklı bir hazine. her sayfada peyami safa'nın ne kadar güçlü bir yetenek olduğunu gördüm. ikinci kez okumak isteyeceğim az sayıda kitabın arasına girdi. fakat oldukça karanlık atmosferi ve ağır/derin konuları eşelemesi nedeniyle herkesin sevebileceği bir kitap değil. bir de çok sayıda eski kelime içeriyor, gerçi bana göre bir eksi değil bu. kitabın sonunda bazı kelimelerin anlamlarının verildiği sözlük de iyi iş görüyor.
Peyami safa, kendine has dili ve düşüncelerini işleyişiyle zaman zaman okunup tadına varılası bir yazar. Bu kitap da o tadı hatırlatan bir eser.