Tezer özlü ile ilk defa tanıştım, cocuklugumuzda bazı anılarımiz birbirine çok benziyormus. Kendimi yalnız hissetmedim. Ve akıl hastalığına karşı bakış açım değişti bu anlamda korkularim vardı yenmeme vesile oldu. Ayrıca müthiş aşk ki kan bir kadın, belkide benim aşklarimin izlenimleri görür gibi oldum ondanda bu kadar etkilendigim suphesiz.. kesinlikle diğer kitaplarını da okuyacağım.
Kısa ama yorucu bir kitap. Sayfa sayısı (altmış küsür) tek seferde okumaya müsait diye elime aldım, bitirdiğimde kafam uğulduyordu. Yaşadığını ve düşündüğünü olduğu gibi kaleme dökmüş, o yüzden biraz sert.
Belki de deli diye disladigimiz bazı insanlar akilli gecinen bircok insandan daha akıllıdır. Ve akilliyim diye geçirenler, kendilerinden akıllı olan delileri (!) hazmedemedikleri için dort duvar arasına hapsetmeyi tercih ederler. Bu kitaptan da anlaşılıyor ki insana en büyük acıyı, zararı ne doğal felaketler, ne yoksulluk ne de açlık veriyor. İnsanin en büyük düşmanı; kendini insan zanneden insansilardir.
Kitabı aldım eve geldikten kısa bir süre sonra da okumaya başladım.Okumaya başladıktan kısa bir süre sonra da bitirdim:)Yky'nın 18.baskısı olan 65 sayfalık bu Tezer Özlü kitabı beni içine çekmekte fazla zorlanmadı.Bir kere kolay okunuyor ve üslup samimi.Yalnız çabuk okunabilen bir kitap olması yazarın cümlelerinin derinliği konusunda yanlış izlenim uyandırmasın.Üzerinde incelikle düşünülmesi gereken,insanı tokatlayan bir roman-ki zaten Yaşamın Ucuna Yolculuk'tan da tecrübe ettiğim kadarıyla Tezer Özlü böyle bir kalem.İnsanı samimiyetiyle kendine bağlayıp sonrasında en acı gerçeklerini bir bir yzüne vuran cinsten.Atilla İlhan'In Sisler Bulvarı şiiriyle bu kitap sayesinde tanıştım mesela.Pek sevdiğim Guguk Kuşu filminden de bahisler var.En çok dikkatimi çeken 'şizofreni kokusu'
'şizofreni kokmak' ifadeleri oldu.Sessiz bir onay yakaladım içimde,merakla karışık.
Bir insan neden intiharı düşünür diye sordum kendime,kahramanı buna iten nedenleri düşündüm.Babasıyla iletişimini.Evdeki bilirkişi fazlalığını.Sonra sevgi eksikliğini.
''Bu kadar güzel yemişler varken,insan nasıl ölmeyi düşünür?''
Anlatımının kusursuzluğu ve hissettikleriyle beraber beni çok etkilemiş, duygu yoğunluğunu harfi harfine bana taşımış mükemmel kitap ve de bu sitede okuduğum, favorilerime eklediğim, puanladığım onca kitap arasında yorum yazdığım tek kitap.
Okurken içimin titrediği, 'Bir insana bunlar yapılabilir mi?' dediğim, defalarca âh çektiğim bir kitaptı.
bu kitabı okuduktan sonra guguk kuşu filmini izledim. bilmiyorum belki de o çifte etki yarattı. kitapla film kafamda öylesine bütünleşti ki. ikisini de çok sevdim. psikolojik, ince bir kitap. etkisini üzerinden biraz zaman geçince hissettim.
büyük büyük laflarla anlatılan tezer özlü'yü merak edip büyük beklentilerde yazarın ilk kitabını okudum.fakat, beklentilerimin çok olmasından mıdır bilinmez -kitaptaki bazı kısımları hariç- bende etkisi çok da kalıcı olacağa benzemiyor.anlatımında ki çarpıklık hoş değildi.aynı paragrafta birden fazla anını anlatması tuhaf bir hava katmış esere ya da beğenmediğimden bana öyle geliyor olabilir.
belki de ben anlayamadım yazarı.
neyse yaşamın ucuna yolculuk kitabını okuyup öyle karar vermek lazım.
Çok büyük ümitlerle almıştım. Fakat kitapta erotizm ve tanrı tanımazlık ağır basmakta. Sanki dünyada tek yapılması gereken gezmek ve sevişmekmiş gibi gösterilmiş. Çok saçma. Zamanıma yazık..
Benim için ilk Tezer Özlü kitabımdı. Bazı yerleri anlamak için tekrar tekrar okumam gerekti. Bazen nerede olduğumu hangi zaman da olduğumu şaşırdım. Anlatımına alışamadım.