Düşler Krallığı (Westmoreland, #1)

En Son Değerlendirmeler

Profil Resmi
10 puan

tartışmasız dünyanın en güzel kitaplarından biri!

10 puan

Hep en çok okumak istediğim,merak ettiğim bir kitap olmuştu sonunda okuyabildim ve evet pişman olmayacağımı biliyordum çook güzeldi:))))

İçinde Aşk Saklı'dan sonra en sevdiğim ikinci Judith kitabı oldu hayırlı uğurlu olsun:)))))


10 yıl, 11 ay
10 puan

Aşık olunası kitap, aşkı hissetmek isteyen herkes okumalı.

10 puan

Benim ilkim <3 İlk tarihi aşk romanım ve sevme sebebim :) Ahh Royce <3 Judith Mcnaught un yazdığı kitaplardan favori karakterim :) O bir savaşçı, o bir efsane, o bir aşık, o bir aşkı uğruna ölümü göze alan adam, o bir Royce sayın okucular :) Kitabımız kızımız olan Jenny nin yaramazlıkları yüzünden kapatıldığı manastır Royce un kardeşi tarafından kaçırılmasıyla başlıyor. E tabi ortada bir husumet var :) Royce ingiliz , Jenny bir iskoç :D O zamanlarda İskoçya ve İngiltere savaştalar :) Royce Kara Kurt olarak her tarafta nam salmış herkesi korkutmuş ama Jenny i korkutabilene aşkolsun adama bodoslama dalıyor a dostlar! Kafa göz kasık darbeleriyle bir güzel pataklasada kısa sürede devre dışı bırakılıyor. Bunu takiben geçen zamanlarda kızımız hep Royce u sinirlendiricek şeyler yapmakta :D Aaa bir detay atlamışım kızımızla beraber üvey kardeşide kaçırılıyor kızda pek mızmız Royce u çıldırtıyor :D Sonracığıma Jenny hep bir kaçma planları yapmakta üvey kardeşi safım ona fikir veriyor ve Roycetan dikiş seti isteyip boş zamanları olduğu için söküklerini dikmeyi teklif ediyorlar :D Ama biziimkiler çakal bizimkiler şeytana pabucu ters giydirir! Kaçıyorlar ama şans eseri Royceun efsanevi atı Thorla :D Royce bunu zorda olsa bulduğunda nefretle tutku alevleri karışıp bunların başına bir güzel çorap örüyorlar :D

8 puan

Judith McNaught favori yazarlarımdandır. Yazarın Sonsuza Kadar'dan sonra en sevdiğim kitabı

10 puan

Benim için aşk romanları içerisinde ilk sırada sadece bu kitap vardır.Judith zaten bu türün kraliçesi ama bu kitapta aşk bana daha tatlı geldi :)Herkese tavsiye ederim,okumadan geçmeyiniz

10 puan

Kronolojik olarak westmoreland serisinin ilk kitabı. Ben ilk önce içinde aşk saklıyı okumuştum. Kitap çok kalındı ama yine de keşke bitmesin denecek kadar güzeldi. Ama bu kitabı ilkinden daha çok beğendim <3 royce kesinlikle düşler ülkemin kralı :D kitabı görünce biraz şaşırdım ilk okuduğum kadar kalın bir şey bekliyordum. Keşke daha uzun olsaydı epilog bölümü doyamadım çünkü :/ ama tam tadında bitti

Profil Resmi
9 puan

Okuduğum ilk tarihi aşk romanı. Su gibi akıp bittiğini söylemeliyim.

9 puan

Düşler krallığı yazarın okuduğum ilk kitabı oldu. Daha önce bir kaç tane Historical kitap okuyup beğenmediğime karar verdiğim için Düşler Krallığından çok bir şey beklemiyordum. Sadece bir iki güzel yorum gördüğümden ve iyi bir indirim yakaladığımdan dolayı şans vermek istemiştim. Oysa ki şu anda bittiği için bunalıma girdim diyebilirim. Bu kadar beğenmemin nedeni en başta diğer kitaplarda olduğu gibi uzun uzun anlatılan tarihi ayrıntılar ve betimlemeler yoktu. Ayrıca başkahramanlarımız olan Royce ve Jennifer arasındaki ilişki vıcık vıcık bir aşktan ibaret değildi. Yeri geldiğinde birbirlerinden nefret etme derecesine gelmelerini çok gerçekçi buldum. Kitabı sevmemin bir diğer nedeni ise, Jennifer'in asi tavırları ve güçlü bir kadın karakter olmasıydı. Westmoreland serisinin diğer kitaplarını çok merak ediyorum ve bir an önce okumayı düşünüyorum. Böyle giderse Judith McNaught bu türü sevdirecek gibi.

10 puan

kızgın olarak okudum,çok yorum yapamayacağım ama yabancılar yaratabiliyor ise biz neden yaratamıyoruz. Hayır yaratamıyorsak ta çalmayalım.. Judith ciğim çakmanı okuduktan sonra okudum bundan sonra senden ötesi bana haramdır...Jennifer Royce ikilisini aslına vararak okumak keyifli idi tavsiye ederim tarzını severlere....

Profil Resmi
10 puan

Judith Mc Naught seni tek geçerim.Kimse senin gibi romantizmi bu kadar dorukta yazamaz.Hiç bir yazar senin eline su dökemez.Ben bu kadının romanları ile tanıştıktan sonra hiç bir yazarı beğenmez oldum.

10 puan

Bu kitaba bir yorum yazmak gerekmiyor bile aslında. Yıllardır hakkında çok şey okuyup, duyduğum, defalarca tavsiye edilen bu yazarı biraz geç de olsa okumak fırsatını buldum. Kitabı alalı iki yıl oldu ama stokçu kitap alma tutkum yüzümden bir şekilde sıra gelmedi bu kitaba (seriye).
Şimdiye kadar okumadıysanız yazarı, okuduğunuz bu tarz tüm kitapların kimden ilham aldığını görmeniz için bu yazarı da okumanız gerekiyor. Tabi ki onlarda da çok akıcı, heyecanlı, severek okuduğumuz kitaplar var ama duygu yoğunluğu, olayların akışı, temposu, karakterlerin yerli yerinde anlatımı bu kitapta bambaşka.
Konu hakkında bilgi vermeyeceğim. Kısa kesip "kesinlikle tavsiye ediyorum" diyerek bitiriyorum.

8 puan

Historical romance türünde kitap okumaya ben facebook üzerinden başlamıştım.Ve gayet güzel bir hikaye yazıyordu adını hatırlamadığım bir sayfadaki admin.Üzerinden bayağı zaman geçtiği için hatırlamıyorum o sıralar wattpad yoktu veya pek yaygın değildi.Her neyse, ben historical romance okuduğumu bilmiyordum ama okumuşum ve çok keyif almıştım.Belki okumuş olan vardır kızın adi Desire gibi bişiydi.
İşte geçen haftalarda birden historical aşkım alevlendi ve bende dedimki ilk historical kitabım, çok tavsiye de aldığım Westmoreland serisinin Royce'u yani Düşler Krallığı olsun.Kitap hakkında birazcık kararsızım.
Kitap güzel başladı.Meraklı Melahat olan ben sonuna bir an önce gelmek için yanıp tutuştum.Ama gel gelelim baş kahramanımız Jennifer arada benim tepemin tasını attırdı. Bazen de çok sevdim.Ama o tepemin tasını attırdığı yerlerde kitabı elimin tersiyle ittiğim ve araya bir gün koyduğum için kitap bitirmem iki büyük hafta aldı.Ve kaybettiğim zaman için üzülüyorum.Ama bana Royce gibi aşık olunası bir karakter kattığı icin de mutluluktan uçuyorum.
Kitabın ortaları bana bayağı yavaş geldi.Birazcık sıkıldığımı belirtmek isterim.
Şöyle bir yazdıklarıma baktım da sanki kitabı sevmemiş gibi konuşmuşum ama gerçekten sevdim.Bu yorumlarımı yapıyor olmam kitabın beni etkilediğinin resmidir.Yanlış anlamayın sevmedim değil ama favorim degil.En üstte de belirttiğim gibi bu türde okuduğum ilk ve şu ana kadar en güzel historicalim facebooktaki bir sayfadaydı.
Bu seriye biraz ara verip yeni serilere, kaçırdığım günleri telafi edecek serilere/kitaplara başlamayı düşünüyorum.
Yorumumu şöyle bir toparlarsam kitabı sevdim.Okunabilecek bir kitap.Bence tam bir çerezlik.Çıtır çıtır.☺️😌

7 puan

Ne yazık ki yazarın daha önceleri okuduğum iki kitabı (Sonsuza Kadar, Seni Beklerken) kadar beğenmedim. Hatta bazı yerleri sıkıcı geldi.

Profil Resmi
4 puan

neden bu kadar beğenilmiş anlamadığım bir kitap. aşkı tam anlamıyla hissettirmiyor bile. ben beğenmedim.

3 puan

İlk defa Judith McNaught okudum büyük tavsiyeler üzerine ve açıkçası hiç beğenmedim. Bir günde bitirebileceğim kitabı 3 ya da 4 günde bitirdim. Julie Garwood çok daha iyiydi. Bu kitap tam aşkı hissettirmedi bana. J.G' nin historicallarda en iyisi olduğunu kanıtladığı bir kitaptı .

8 puan

Birbirine düşman iki ülke olan İskoçya ve İngiltere'nin aralarında barış adımları attıkları sırada; İngiltere Kralı adına savaşlara katılan yenilmez şövalye Kara Kurt'un; İskoçya'nın soylularından olan Merrick ailesinin başına buyruk, korkusuz kızları Jennifer'ı kaçırması iki ülkeyi içinden çıkılmaz bir kaosa sürükler. Adı en vahşi işkence ve ölüm senaryoları ile anılan Kara Kurt lakaplı Royce'nin, Jennifer'ı tutsak ettiği dönemdeki davranışları Jennifer için tam kafa karışıklığına neden olur. Herkesin korktuğu bu adama kafa tutan ve ondan korkmayan Jennifer, bir de onu oyuna getirip kaçınca; Royce hem bu kaosu çözmek hem de gururunu kurtarmak için kralların ortak aldıkları kararı uygulamaya razı olur. Fakat bu karar, yanlış anlaşılmalar ve dedikodular yüzünden iki gence de işkenceden farksız görünür. Tüm inkarlar ve karşılıklı nefret sözlerine rağmen, aralarında başlayan aşka karşı koyamazlar. Tabii bu da işleri daha da karmaşaya sürükler.
Tarihi romantik türünde, serinin ilki olan 'Düşler Krallığı' kitabı, yazarın okuduğum ve beğendiğim ikinci kitabı. Kesinlikle söyleyebilirim ki son olmayacak.

10 puan

Royce yani Kara Kurt İskoçya'nın en nefret edilen, herkesin korkulu rüyası, şeytan diye anılan, korkulan bir savaşçıdır. Çocukları öldürüp kanını içtiği, çıplak elle duvarları yıkıp kan içtiği, şeytanın kendisinden daha tehlikeli olduğu söylenir. İskoçların çocuklarını korkutmak için adını andıkları hayalettir.

Jennifer anne tarafından büyük bir mülkün kontesi ve mirasçısıdır. Babasının kendisini de üvey oğullarını sevdiği gibi sevmesini isteyen biridir. Bu yüzden yaptığı yaramazlıklar işleri daha kötü hale getirmiştir. Üvey abisinin iftiraları da halkını kendisine düşman etmiştir. En son yaptıklarından sonra evleneceği ihtiyar adam evlenmekten vazgeçmiş ve babasının iki aileyi birleştirmek için kurduğu hayaller suya düşmüştür. Bunların sonunda manastıra sürgüne gönderilmiştir. İki yıl sonra ise babası manastıra gelir. Halklarının geleceğinin ona bağlı olduğunu söyler ve kendisinden bile yaşlı olan bir adamla evlenmesini ister. İngilizler tüm klanların savaşa babası yüzünden gittiklerini bilir. İngiliz kralı intikam ister bu yüzden Kurt'u İskoçya'ya gönderir. Destek olmadan karşı koyamayacaklarından babası bu evliliği ister. Jennifer bu fırsatla halkına bağlılığını kanıtlayıp onların sevgisini kazanabilecektir. Halkı için kabul eder ama düşmanlarının kızı olduğunu öğrenen Royce’un kardeşi Stefan tarafından kaçırılır. Royce Jenny'nin babası ile savaşta olduğundan ayağına gelen bu kızı rehin olarak tutmaya karar verir. Ama Jenny öyle bir rehin olur ki Royce neye uğradığını şaşırır. Jenny'nin kaçmak için giriştiği mücadeleler, cesurluğu, inatlaşması aralarında ki çekimi engelleyemez ve istemese de Royce'nin çekimine kapılır.

Bu rehinlik olayı ikilinin evlenmesini gerektirir. Evleneceklerdir ama düğünde kimse eğlenerek kadeh kaldırmaz, herkes gergindir ve birbirini gözler. Gelin ve damat bile isteksiz, mutsuzdur. Jennifer düğünden kurtulursa bir daha burnunun dikine gidip, canının her istediğini yapmayacağına dair Tanrı ile pazarlık bile yapar ama işe yaramaz. Royce dük unvanını da alır. Jenny aşk ve nefret, kocası ve ailesi arasında kalıp durur.

Jenny'nin rehin olduğu dönemlerde kaçmak için yaptıkları, Royce'nin başına açtıkları, ona verdiği kayıplar, ne kadar kaçmaya çalışsa da karşı koyamadığı çekim okurken hem eğlendiriyor hem üzüyor. Ama hiçbir şekilde kitabı elinden bırakamıyorsun. Jenny'nin kendisi ne kadar sevse de aynı karşılığı bulamadığı ailesine olan o bağlılığı Royce'e ailesine zarar vermeyeceğine dair verdirdiği sözden sonrası. Royce'nin ölümüne neden olacaksa bile sözünü tutma çabaları önce sinirlendirse de sonra gülümseme ile okumaya devam ettiriyor. Çok çok güzel bir kitap hem güldürüp, hem üzebilecek bir kitap. Royce ise hayran olunacak bir erkek. Westmoreland erkeklerine bayılıyorum bu yüzden elimden bırakamadan bitirdiğim bir kitap oldu.

7 puan

Şubat ayının ikinci kitabı olan Düşler Krallığı 'nı bitirmiş bulunuyorum. 😊Judıth kitapları övüldüğü kadar varmış. Kontlar, dükler, leydiler, turnuvalar ile 1440 lı yıllarda geçen aşk ve aksiyon dolu historical roman okumak isteyenlere tavsiye ederim.

10 puan

Bu zamana kadar yazılmış en iyi historical romanlardan biri.Özellikle Royce etkileyici karakterlerden biri.Kitabın sonuna doğru Jennifer için yaptıkları okunmaya değerdi.Şiddetle tavsiyemdir. :)

7 puan

Düşler Krallığı yazarın okuduğum ilk tarihi aşk kitabı oldu, güzel bir kitaptı, tabi içeriğinde Jennifer gibi bir kadın karakter barındırmasaydı çok daha güzel olabilirdi :)

Jennifer'a tahammül etmek gerçekten çok zor, Royce'u tebrik ederim cennette yeri hazır :) Kızın , kaçırıldıktan sonra kurtulmak için yaptıklarını bir yere kadar anlarım, yani kim olsa kaçmanın bir yolunu arar, ama Jenni iyice abarttı, erkeksi tavırları, ukala bilmiş hareketleri, boş çenesi, çok sıktı beni, özellikle kitabın sonlarına doğru, Royce gibi bir adama hiç hak etmediği şekilde davrandı, finalde yapılan turnuvada halkının gözü önünde adamı küçük düşürdü, gerçi sonradan durumu kurtarmaya çalıştı ama neredeyse adamın ölümüne sebep olacaktı ...

Benim kitapta hissettiğim aşk tek taraflıydı, sadece Royce çabaladı durdu, Jennifer hala ailem de ailem dedi durdu, üstelikte ailesinin ne mal olduğunu bildiği halde..

Kitabın en eğlenceli karakterleri Elinor hala ve çocuğu gibi sürekli peşinde dolaştığı iri yarı azman görünümlü Arik oldu, Elinor eğlenceli bir kadındı sayesinde biraz güldüm : )

Umarım yazarın diğer kitaplarında sevilesi bir kadın karakterle karşılaşırım :)


http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/

1 | 2 ileri