Ölüm gelir evde torunlarına hikayeler anlatmakta olan Cezzar Dede'nin kapısını çalar. Ve şöyle bir anlaşmaya varırlar. Ölüm anlatacağı her hikaye için Cezzar Dedenin ömrünü bir saat uzatacaktır. Üstelik hep ülkemizde geçen hikayelerdir bunlar.
Bu kitabı okumamın ardından o yıllarda devlet tiyatrolarında sahnelenen oynununu da görme şansına sahip olmuştum.Her ikisini de çok beğenmiştim.Okunmasını tavsiye ederim.
Yıllar önce devlet tiyatroları tarafından başarılı bir şekilde sahneye aktarılmış olan bu hikayeleri okumak gibisi yok yine de.
mükemmel bir yazım dili var. adeta basit arka arkaya gelen fiil cümlelerine inat yazılmış bi eser. farklı ve etkileyici aynı zamanda
Puslu Kıtalar Atlası’nı ve Kitab-ül Hiyel’i okumuş olanların tatmin olmayacakları bir eser. Ama İhsan Oktay Anar okumaya kesinlikle devam edeceğim, çünkü üslubu çok güzel.
ilgi çekici ve oldukça gizemli bir eser.ben beğendim ama puslu kıtalar atlası tabiki çok daha başarılıydı.
Ölüm ve Cezzar Dede'nin birbilerine anlattıkları küçük hikayelerden derlenmiş bir kitap. Sıkılmadım ancak çok da keyif almadım.
Yine yer yer mizah dozunun epey arttığı bir İhsan Oktay Anar kitabı... Her ne kadar benim gözümde Puslu Kıtalar Atlası veya Kitab-ül Hiyel kadar iyi olmasa da Anar'ın tarzını sevenlerin mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum.
İhsan Oktay Anar yine oldukça gırgır hikayeler yazmış; ilk iki kitabına nazaran daha az cezbediyor. Ama ilk defa bu kitabında günümüze yakın tarihlerde hikayeler yer alıyor; hatta Avrupa'dan ve Amerikan popüler kültüründen gelenleri de göze batmayacak şekilde Anadolululaştırıyor.
http://aanyankaa.tumblr.com/post/45035175097/efrasiyab-n-hikayeleri
İhsan Oktay Anar, bu kitabında da zaman ve mekanı betimlemiş ve fakat ötesine geçmiş. Günümüzün çok gerisine uzanan bir dil ve coğrafyada aslında yakın geçmişi ve kendi ülkemizi okuyoruz. Çeşit çeşit uydurma hikayeler tek bir hikayenin içinde öğütülürken kendinizi kitabın akışına koyveriyorsunuz. Anlatım yeteneğine, akıcılığa, mizahla yoğrulmuş felsefeye zaten diyecek söz yok.
Puslu Kıtalar Atlası ve Kitabül Hiyel'in yanında biraz sönük kalmış. Birçok hikayeden oluştuğu için biraz sıkabilir. Ama kötü değil.
azrail ile geçen güzel bir kurgu. aksakallı dedenin rüyalarda geri çevrilişinin anlatıldığı kısım aklınızı başınızdan alacak
Birbirlerinden farklı iyi anlatılmış damak ta güzel bir tat bırakan Efrasiyab ' ın masalsı hikayeleri okuyanı gülümsetip Cezzar Dede nin dediği gibi "gülümseyen aslında cennete bakıyordur" iddiasındaki gibi cennete baktırıyor.....
İhsan Oktay Anar kitaplarını hiç okumamış bilindik roman tarzı beklentisi içinde olanlar ilk anlarda hikayelerin içerisinde kaybolduklarını zannedebilirler... Ama alıcınızın ayarları ile oynamayınız okumaya devam edip bu değişik tarzın keyfini sürebilirsiniz...
Çok farklı ve bir o kadar güzel hikayelerden oluşan bir İhsan Oktay Anar kitabı. Mutlaka okuyun derim. İhsan Oktay Anar'ın sıkı takipçisi oldum.
Ölüm ve Cezzar dede birbirlerine hikayeler anlatırlar. Cezzar dede ölümden zaten korkmuyor. En sevdiğim kitaplardan biri olmuştu.
Anlatılan hikaye her ne kadar sürükleyici olmasa da İhsan Oktay Anar'ın üslubu ve olayları ele alış şekli kitabı okunabilir yapıyor. Yakın geçmişte meydana gelen olayların, sanki farklı bir evrede doğuya özgü bir üslupla anlatılması, batıya özgün öge ve masalların kendi topraklarımıza uyarlanması kitabı ilginç kılan ögelerden. Tavsiye edilebilir fakat Puslu Kıtalar Atlası gibi başarılı bir kitap da değil.
Klasik İhsan Oktay Anar anlatımı. Masalsı, çocuksu bir yanı var. Cezzar Dede ile Ölüm'ün birbirine anlattığı hikayelerin daha çarpıcı olmasını beklerdim. Yine de güzeldi. Bir "Puslu Kıtalar Atlası" olmasa da keyifle okunabilen bir kitap.