Baba oğlun birbirini affetme ve kabullenme çabasını, bir babanın hayatında ki yanlışları doğruya dönüştürmesini, sevmenin ne olduğunu okuyoruz ...Yapılan hataların insanlar üzerinde ki geleceklerini kurma aşamasında nelere yol açabileceğini görüyoruz. Tüm olaylar doğal aşamalarında sürüklenip giderken üm kiap içinde beni asıl etkileyen ise Cemile karakteri oldu. Tuttuğunu kparan sevginin değerini karşısındakinde aramadan sonuna kadar verici ama güçlü Cemile...
Müthiş bir baba oğul hikayesi
Her bir kitabı birbirinden güzel ve okunası bir anlatım. Öncelikle eline, gönlüne ve kalemine sağlık sevgili @fatmaerdek . Son derece muhteşem bir baba oğul hikayesi ve bir o kadar da duygusal coşkulu akışı ile okuru kendine bağlıyor. Bir insan sevdiği için ne kadar fedakarlık yapabilir ya da en fazla neleri feda edebilir.? Kitabı elinize alıyorsunuz ve bir daha bırakamıyorsunuz. Kitaptaki karakterler ile beraber ben de Dağlıca Konağı 'da yaşadım resmen. Çok güzeldi vesselâm.
Emanet'i elime ilk aldığımda inanılmaz heyecanlıydım çünkü uzun bir aradan sonra Fatma Erdek kitabı okumak çok ama çok özel bir duyguydu benim için.İnanıyorum ki Fatma Erdek okuyup da onun kaleminden etkilenmeyen okuyucu yoktur. Hani önceden bir sunucu derdi 'Kadife sesli sanatçımız' diye,işte Fatma Erdek'in kalemi de yazdıkları da kadife gibi...Kendine has duygu yüklü anlatımıyla yazılan kitapları da biliyorum ki kütüphanelerin başköşelerinde tekrar tekrar okunmak için saklanıyordur. İşte Emanet de benim için okuduktan sonra kütüphanemdeki özel kitaplar arasında yerini aldı. . .
Emanet ' i ben çok sevdim.Yavaş yavaş, sindire sindire içime çekerek okudum. Berhan Ağa,Cihan,Mevsim,Yıldız ve Cemile... Onların hikayelerinde adeta kayboldum.Geçmişle gelecek şiddetli bir şekilde çarpışırken,ben gözlerimden akan yaşları durduramadım. Onların hikayesini okudukça boğazım düğüm düğüm, gözlerim yaşlı kaldı.Ah Berhan Ağam! Ah Cihan! Ah Mevsim! Hangisine daha çok üzüldüm bilmiyorum.Şu an bile bu yazıyı yazarken, gözlerimden yaşlar akmak için direniyor. #emanet benim için adeta parça tesirli el bombası gibiydi.Bomba patladı ve ben hala etkisindeyim. Ah Cemile!!! Senin gibi sevmek de yürek ister bunu da söylemeden geçemiyeceğim. #emanet beni çok etkiledi.Berhan ve Cihan'ın hikayesine yakından tanıklık ettim,onlarla yaşadım. Onlar yüzünden yüreğim ağladı resmen.Kitabı bitirdikten sonra canım başka kitap okumak istemedi, hemen ardından tekrar okudum. Kitabın o kadar güzel satırları vardı ki hemen hemen bütün kitabın satırlarının altını çizdim. . .
Emanet müthiş duygu yüklü özel bir hikayeydi. On puanı, beş yıldızı sonuna kadar hak eden bir kitaptı.Yine kalemini konuşturmuş Fatma Erdek. Sizler de alın okuyun, şiddetle tavsiyemdir. Fatma Erdek'in kalemiyle tanışın.Hatta ölmeden önce okunacak kitaplarınızdan olsun çünkü
https://dilarabook.blogspot.com.tr/2017/12/emanet-fatma-erdek-kitap-yorumu.html
Emanet, Melekler Zamanı'ndan sonra Fatma Erdek'in okuduğum ikinci kitabı oldu. Bu yüzden nedense aklımdan o kitaba benzer bir kurgu olacağı düşüncesi geçiyordu.
Ama Emanet, bir aşk hikayesinden ziyade, aralarına yıllar girmiş baba ile oğulun hikayesiydi.
Bir yandan törenin hüküm sürdüğü topraklarda Berhan ve Mevsim, diğer yandan da Berhan'ın oğlu Cihan ve seveceğini hiç düşünmediği ona çok yakın biri.
Bir yandan da sevdiği adamın ölmüş sevgilisine aşkının devam ettiğini bildiği halde, yine de onu seven, onun için her şeyi yapabilecek bir kadın, Cemile.
Beni bu kitapta en çok etkileyen şey, Berhan ve Mevsim'in yaşadıkları oldu. Kitap bir bölümde günümüzden ilerlerken, bir bölüm geçmişte yaşananlara yer veriliyordu. Her iki kısmı da heyecanla okudum.
Gözyaşlarımı tutamadığım bir roman oldu.
Yaşadıklarıyla çaresizliğini en çok hissettiğim Mevsim, keşkelerin onun için kaçınılmaz olduğunu bildiğim Berhan, hiçbir suçu yokken en büyük yüklerin altında kalan Cihan...
Romanın içinde aşk yok mu diyeceksini? Evet var hem de biri sımsıcak, biri ise acı dolu... Her ikisi de okuması keyifli.
Bitmesini istemediğim, bitene kadar boğazıma bir yumrunun oturduğu, çoğu aşk romanından çok daha farklı bir çizgide ilerleyerek farkını ortaya koyan bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.
"Hayat, yaptığımız hatalardan ve işlediğimiz günahlardan ibaret uzun bir yolculuktu."
Herkese iyi akşamlar! Nasılsınız, neler okuyorsunuz? Ben dün, aslında yarısını okuyup devamını sonraya okurum dediğim bir kitabı gözümü kırpmadan bitirdim.
Emanet, Melekler Zamanı'ndan sonra Fatma Erdek'in okuduğum ikinci kitabı oldu. Konu itibariyle benzeyeceklerini düşünmüştüm ama Emanet, bir aşk romanı değil baba ile oğulun arasında buz tutmuş bir geçmişin romanıydı.
Beni çok etkiledi. Yorumu yarın gelecek kısmetse, o zamana kadar sizi bir alıntı ile baş başa bırakayım.
***
"Zor olduğunu biliyorum," dedi bir el koluna dokunarak.
Sırtını arkasındaki duvara yaslamış, bir süre kalakalmıştı öylece. Kolundaki ele baktı dikkatsizce. "Hiçbir şey bilmiyorsunuz!" Dedi sertçe. Kolunu çekti. Steril giysileri sıyırıp attı üzerinden. Terasa çıkan merdivenlere yöneldiğinde, Cemile arkasından bakıyordu. Cihan'ın sandığının aksine, Berhan'ın hayatını satırı satırına biliyordu Cemile. Ve o genç adamın öfkesini anlıyordu.
Cihan göz menzilinden çıkınca yavaşça döndü. Camın ardından sevdiği adama bakıyordu artık. Yorgun, bitkin ve darmadağındı Cemile. Gözleri kum tanecikleriyle dolmuş gibi sızlıyor, kalbi korkuyla titriyordu. Buna rağmen cama dokunurken, sevdiği adama dokunur gibi mutluydu. Çünkü herkes sona geldiğini düşünse de, Berhan o an gülümsüyordu. O da gülümsedi belli belirsiz.
Cemile için aşk, almak değil, vermekti. Koşulsuz, amasız, keşkesiz, belkisiz sevmeyi bilmekti.
"Orada Mevsim'i görüyorsun, değil mi?"
Yeni kitabı için tam iki sene bekledik neredeyse. Bu sürede o kadar özledim ki kalemini gerekse kendisini. Kapak heyecanı konusu derken büyük gün gelip çattı İstanbul Tüyap fuarından imzalı aldım kitabımı bu kadar beklemeye anca böylesi yakışırdı. Hemen okumadım çünkü hızlı ve sıkışık bir zamana koymak istemedim. İyi ki beklemişim. Sindire sindire okudum kelimeler aktı gitti. Yüreğime işlendi her bir satırı gerçi hangi kitabı yüreğimize işlenmiyor ki orası ayrı.
Emanet yüreğe dokunan bir hikayeydi. Berhan ve Mevsim o kadar masumlardı ki yaşadıkların hiç hak etmediler hele Mevsim’e o son hiç yakışmadı keşke bazı şeylere boyun eğmesek de her şey daha farklı daha güzel olabilse ama gelin görün ki TÖRE denilen o lanet şey çok başka bir şey. Ne kadar asi ve isyankâr olsanda önüne geçemiyorsun. Berhan ile Mevsim’de bu şeyin bir kurbanı oldular. Halbuki çok güzellerdi.
Kitapta beni en çok üzen ve yaralayan Cihan’ın yaşadıkları oldu o ağlattı beni canım Cihan keşke hikayen çok başka şekillerde gelişseydi de seni seven anne ve babanla büyüseydin. Cihan emanetti ama Berhan o emanete sahip çıkamadı. Hala aklım almıyor nasıl gerçekler ortaya dökülmeden anlamaz. Kendinden hiç mi iz görmez hiç mi Mevsim’e baktığı gibi gözlerinin içine bakmaz. Oralarda bir yerlerde kendinden nasıl bir iz görmez.
Neyse ki Cihan kurtuldu Dağlıca konağından kendine yalnız ama bana göre çoğu insanın başaramayacağı şeyleri elde etti. Ona daha azı yakışmazdı zaten.
Yüreği de öyle güzeldi ki her şeyi affetti ve aile olmanın sıcaklığına kavuştu.
Uzun lafın kısası Emanet çok başka bir kitap oldu benim için çok başka bir yere sahip oldu yüreğimde. Söz konusu Fatma Erdek olunca ne yazsa benim için apayrı. Çok güzel hasret giderdik. 🙏🏻 Kitabı yazarken de çok zor bir süreçten geçti zaten kitabın sonunda da bahsediyor okuyanlar bilir. Çok geçmiş olsun iyi ve mutlu olun inşallah. ♥️