Yeni kitabı için tam iki sene bekledik neredeyse. Bu sürede o kadar özledim ki kalemini gerekse kendisini. Kapak heyecanı konusu derken büyük gün gelip çattı İstanbul Tüyap fuarından imzalı aldım kitabımı bu kadar beklemeye anca böylesi yakışırdı. Hemen okumadım çünkü hızlı ve sıkışık bir zamana koymak istemedim. İyi ki beklemişim. Sindire sindire okudum kelimeler aktı gitti. Yüreğime işlendi her bir satırı gerçi hangi kitabı yüreğimize işlenmiyor ki orası ayrı.
Emanet yüreğe dokunan bir hikayeydi. Berhan ve Mevsim o kadar masumlardı ki yaşadıkların hiç hak etmediler hele Mevsim’e o son hiç yakışmadı keşke bazı şeylere boyun eğmesek de her şey daha farklı daha güzel olabilse ama gelin görün ki TÖRE denilen o lanet şey çok başka bir şey. Ne kadar asi ve isyankâr olsanda önüne geçemiyorsun. Berhan ile Mevsim’de bu şeyin bir kurbanı oldular. Halbuki çok güzellerdi.
Kitapta beni en çok üzen ve yaralayan Cihan’ın yaşadıkları oldu o ağlattı beni canım Cihan keşke hikayen çok başka şekillerde gelişseydi de seni seven anne ve babanla büyüseydin. Cihan emanetti ama Berhan o emanete sahip çıkamadı. Hala aklım almıyor nasıl gerçekler ortaya dökülmeden anlamaz. Kendinden hiç mi iz görmez hiç mi Mevsim’e baktığı gibi gözlerinin içine bakmaz. Oralarda bir yerlerde kendinden nasıl bir iz görmez.
Neyse ki Cihan kurtuldu Dağlıca konağından kendine yalnız ama bana göre çoğu insanın başaramayacağı şeyleri elde etti. Ona daha azı yakışmazdı zaten.
Yüreği de öyle güzeldi ki her şeyi affetti ve aile olmanın sıcaklığına kavuştu.
Uzun lafın kısası Emanet çok başka bir kitap oldu benim için çok başka bir yere sahip oldu yüreğimde. Söz konusu Fatma Erdek olunca ne yazsa benim için apayrı. Çok güzel hasret giderdik. 🙏🏻 Kitabı yazarken de çok zor bir süreçten geçti zaten kitabın sonunda da bahsediyor okuyanlar bilir. Çok geçmiş olsun iyi ve mutlu olun inşallah. ♥️