Kitap kısa olmasına rağmen içi çok dolu ve tarihsel gerçeklikleri yansıtıyor. Cumhuriyetle birlikte başlayan modernleşmenin Türk insanları üstündeki etkisi ve İstanbulun semtleri arasındaki farklılıklar kitapta çok güzel anlatılmış.Ki hala semtler ve insanlar arasında böyle farklılıklar var.Ama Türk musikisinin bırakılarak-dışlanarak batı müziğinin benimsenmesi o kadar güzel anlatılmış ki çok acıdır, bana göre kitabın en can alıcı yerleri orasıdır. Fatihle Türk musıkisi, Harbiye ve Beyoğluyla ise batı müziği özdeşleştirilmiş. Bence tekrar tekrar okunması gereken bir eser. Tavsiye ederim.
Yanlış batılılaşmanın güzel benzetmelerle anlatıldığı akıcı bir kitap. Fakat sanki olaylar daha yeni başlayacakken bitmiş gibi oldu, bence böyle bir konu daha uzun şekilde ilgi çekici olaylarla anlatılabilirdi. Fazla kısa geldi bana, bir bu kadar daha olsaydı keyifle okurdum.
muhteşem bir kitap okudum, elimden bırakamadım sen nadıl büyük bir yazarmışsın Peyami Safa ben nasıl geç kalmışım seni okumaya iyi ki okudum iyi ki... kitaba gelecek olursak nerimanın ikilemi asla macit ve şinasi olmadı hep batılılaşma arzusu ve doğulu yetiştirilişi oldu, ruhsal olarak çok çırpındı ve bu arzusunu yendi en sonunda kendine doğru geleni seçerek huzura kavuştu. Peki biz? biz bu savaşı kaybede kaybede kendi kültürümüzden yozlaştıkça yozlaştık boş ve suni insanlar olup çıktık maalesef
Peyami Safa'nın okunması gereken kitaplarından. Kurguyu çok güzel yapmış ve kelimelerle tasviri zihninize işliyor. Beyoğlu sokakları, Fatih'in maddi - manevi semt portresi ve Şinasi'nin kemençe çalarken betimlenen kırık, içi pislik dolu tırnakları hala aklımdadır : )
Peyami Safa'nın kitapta gelişen olaylar karşisinda karakterkerin durumunu ve ruh halini anlatışı gayet iyiydi.Şinasi doğuyu,Macit batıyı,Neriman ise o yillardaki insanlarin doğu-batı arasindaki bocalayışını iyi temsil ediyordu.Şarklıkarın kediye,Garplilarin ise köpeğe benzetildiği bölumu okumakta zevkliydi.
türk aydınının kimlik arayışında doğu ile batı hep bir kıyas ve tercih konusu olmuştur. bu kitapta da bu konu işlenmiş gene.
Doğu-Batı çatışmasının en güzel anlatıldığı kitaplardandır:)En sevdiğim Peyami Safa romanı aynı zamanda:)
O dönemin Batı ve Doğu kültürü arasında kalmış Neriman adında genç bir kızın gelgitlerini anlatıyor ve bence Peyami Safanın en güzel eserlerinden
Doğu-Batı karşılaştırmasını döneminde Peyami Safa gibi anlatabilen yazarlar azdır, bir de Cemil Meriç var tabii ama o düşünce yazıları olarak okura aktarıyordu fikirlerini. Romanı sıkılmadan okuyabilirsiniz, tavsiye ederim.
İlkokulda okumuş olduğum Osmanlıdaki doğu batı çatışmasını kaliteli bir dil ile anlatan eser. Okunmasını tavsiye ederim.
Peyami Safa'yı ve onun düşünce tarzını anlayabilmek adına okunabilecek başlıca eserlerden.
kasvetli romanların üstadı peyami safa.. batılılaşma hareketini çok güzel dökmüş yazıya.
bence herkes okumalı. tarihi bir ikilemin, kişiler üzerinden etkisi çözümlemeci şekilde aktarılmış.
Zor bir dili olsa da büyük bir yapıt olan bir kitaptı, severek ve sıkılmadan okudum :)
Beklediğim gibi değildi.
Aşırı derece tasvir yapılması ve karakterlerin hep ruhani yanlarının anlatılması sarmadı beni.
Peyami Safa'nin diger eserlerinden pek farkli degil agdali bir dil,melankolik bir ask hikayesi iki bati ve dogu arasindaki kulturel carpismalar.Okunmaya mutlaka deger kesinlikle.cok ince olmasina ragmen uzun surdu cunku degerlendirerek okumaya calistim.
Gene doğu ve batı kıyası yapılmış peyami safa'nın düşünce tarzını anlamak için iyi bir kitap
GAZALİ :
''Harp bitti.Maktullar harp meydanında yatıyor.
Bütün çığlıkları, ızdırap ve kin çığlıkları sustu.
Her beşeri kasırgayı takip eden sükut,
bütün bu şeylerin ne kadar boş olduğunu ne iyi gösterir!''
Lise yaşantımızda mutlaka bize tavsiye edilen ve kitap okumayı aşılamak için öğretmenlerimiz tarafından bize önerilen bir kaç Türk klasiğinden birisi.Tarih, roman olması dolayısıyla benim pek ilgimi ve sevgimi kazanamamıştır kendileri.Puanım 6
Kitapta eski Türkçe kelimeler olduğu için konunun fazla içine giremedim.Diziden esinlenerek okumak istedim ama pek alakası yokmuş.
Eski Türkçe'den de bolca kelime kullanılması sebebiyle anlaşılması güç bir kitap ama Eski Türkçe'ye biraz merak duymama ve bir kaç kelime kapmama yardımcı oldu.
Doğu-Batı çatışmasını ve Doğu-Batı arasında bocalamayı farklı iki semtle sembolize ederek anlatan küçük hacimli bir roman. Psikolojik tahlilleri iyi ancak konu çok sıradan geldi bana. Bir mesaj vermesi açısından iyi bir roman sayılabilir ama öykü çok kısa ve pek heyecanlı değil, olaylar çok yüzeysel kalmış. Öykü oldukça kısa ve yüzeysel olmasına rağmen ana fikri rahatlıkla verebilmesi en artı yönü bence...
Bu kitabı bitirdiğimde, batılılaşma ile çağdaşlaşmanın farklı şeyler olduğunu düşündüm ve çağdaşlaşmamız gerekirken aksine batılılaşmayı çağdaşlaşmak diye birbirimize yutturma sahtekarlığını gösterdiğimiz için sinirledim durdum.