söz ve debeiyat ustasının okumada geç kaldıgım güzel ve sıkmayan bir eseri tavsiye ederim
Ötüken yayınlarından olanı okudum. O kadar eski Türkçe kelime vardı ki okurken zorlandım açıkcası. Eserlerin günümüz Türkçe'sine sadeleştirilerek bozulması taraftarı değilim ama alt kısımda kelimelerin açıklaması verilseymiş iyi olurmuş. Onun dışında Peyami Safa geçiş dönemindeki Türkiye'nin medeniyet çatışmasını çok başarılı aktarmış okuruna. Gözlemler, betimlemeler o kadar muhteşem ve konu o kadar akıcı ki! Bana göre kesinlikle okunması gerekilen bir kitap olmuş.
Okuldaki bir sınav için okuduğum bir kitaptı. Bilimsel anlamda değerlendirdiğimiz için Yazarın yansıttığı o güzel edebi ruhu kaybettiğimizi düşündüğümden tekrar okudum. Ve gerçekten sizi etkileyebilen hoş bir roman. Dönem içerisindeki batılılaşmayı çok doğru bir şekilde işleyen nadir romanlardan.
Ülkemizdeki Batılılaşma ve getirdiği sıkıntılar muazzam tahlillerle irdelenmiş güzel ve akıcı bir roman.
Peyami Safa her zamanki gibi bireyin psikolojisine hürmet edip Batılılaşma'yı güzel üslubuyla okuyucusuna aktarmış bu kitabında da.
Romanda geçen hikaye de hoşuma gitti aynı zamanda. Etkisi süregelen ve devam eden bir Neriman-Şinasi hikayesi de mevcut.
Gerçeklere gözlerin kapandığı anda erkek karakterin ;
"Mademki ben Neriman'ın çoktandır değiştiğini farkediyordum..."
"Mademki ben Neriman'ın değişmeye başladığını..."
Bu üstte geçen cümleler bizim de hayatımızda çokça maruz kaldığımız durumlardan biridir aslında. Farkında olduklarımızı göz ardı etmenin bedeli , elbetteki daha ağır koşullar ve süreçlerle karşımıza çıkacaktır.
Bir değişimin ince hatları vurgulanmış bu kitapta. Peyami Üstad'dan bekleneceği gibiydi.
Kitaba belirli bir puan vermek istemiyordum, çünkü eminim bu sizin için bir ön yargı oluştururdu. Fakat vermem gerekiyordu. O yüzden şu kadarını söyleyeyim; Eğer Türk edebiyatından romanları seviyorsanız okuyun derim ama siz de benim gibi 'Ben fantastik, bilim kurgu ya da macera okumayı seviyorum.' diyorsanız okumanızı tavsiye etmem. Üstelik kitabı anlamak gerçek manada bir çaba istiyor çünkü kitapta çok sayıda Osmanlıca kelime bulunuyor. Bu da sizi daha en baştan sıkıyor.
kelime zenginliği bakımından şahane, ancak hikaye bir o kadar sığ...ama okumaya değer...
ben şahsen bayılmıştım bu kitaba ve çok eğlenmiştim.lisede zorla okutulan kitaplardan biriydi ve o sırada herkes bu incecik kitaptan ne kadar sıkıldığını bunaldığını anlatıyordu bense uzun cümlelerin hayranı olmuştum..
Peyami Safa desem yeter kitap geneli için...
Sadece şu var; bi ara Şinasi odasını toplayacağı zaman o kadar sinir bozucu bir hal aldı ki kitap imkan olsa ben toplardım o odayı. Resmen içim şişti. Vay ki üşendi bi torbayı kaldırmak için.. :D
Bir kzın temsil ettiği Doğu kültüründen uzaklaşıp Batı kültürüne özenmesi , kendini kaptırması , hayattan soğuması , sevdiği adamdan soğuması kısacası doğu-batı çatışmasını konu edenen bu romanı okurken elinizden bırakamayacaksınız.
Betimlemeden ve durum açıklamalarından öleyazdığım bir kitaptı. Çok sıkıcı ilerliyordu zor bitirdim.
Şarklı bir genç kızın kendi kendiyle verdiği medenileşme savaşı. Peyami Safa'nın insan psikolojisini gözleme yeteneğinin harmanı bir kitap. Müthiş bir gözlem ve bu gözlemleri metine uygulama yeteneği var. Neriman'ın iç savaşını; üniversitelerde, sokaklarda ve avmler de hala yaşıyoruz.
Böyle eserlerin saçma salak kurgulanarak bi dizi olarak günümüze gelmesi ne kadar saçma. Gerçekten okurken büyük bi zevk aldım.
Dizilerden değilde , gerçeğini okuyarak öğrenmenizi öneririm. Çünkü okumak daha güzel , daha gerçekçi
Kitap, Neriman adlı karakterin Doğu-Batı kültürü arasındaki gidip gelişini anlatıyor. Bulunduğu avam çevreyi beğenmeyen kızımız, daha medeni olduğunu düşündüğü sosyetik çevrelere girmek istiyor. Hatta yavuklusunu dahi kaybetmeyi, o gıpta ettiği çevreden biriyle evlenmeyi hayal ediyor. Roman boyunca Neriman'ın bu ihtirasına tanıklık ediyoruz. Peyami Safa eskilerden günümüze kalmış en başarılı yazarlardan bence. Naif anlamıyla okuyucuyu yakalamayı başarıyor.
Ana Fikri gerçekten çok anlamlı. Başta pek anlayamadım ama okudukça hoşuma gitti. Peyami Safanin okuduğum ilk kitabıydı. Diğer kitaplarını da okuyacağım.
Kitap oldukça akıcıydı. Birkaç saatte rahatça bitebiliyor. Farklı kültürlerin bizi etkileyen kötü taraflarına değinilmiş. Elbette ki değişik kültürleri öğrenmek, görmek, yaşamak kültürel zenginlik açısından önemlidir fakat farklı kültürler kendi özümüzü unutturmaya başlamışsa işte orada problem vardır ki Fatih-Harbiye kitabı tam olarak bunu anlatıyor.
Peyami Safa günümüzde de halen bir sorun olan batılı mıyız, doğulu mu, nereye aidiz, kimliğimiz nedir vb. soruları çok etkili bir şekilde irdelemiş. Kimse birbirine ifade etmese de bahsetmese de aidiyet sorunu özellikle büyükşehirlerde ciddi boyutlarda. Herkesin okumasını arzu ederim, kendinden bir parça bulacaktır. Hatta belki ruhunun saklı bir köşesine ışık tuttuğu için yazarımıza alkış tutacaktır.