Belki tarz meselesidir bu tür kitaplar ama....
2005 yılından beridir inatla okuyup bitirmeye çalıştığım kitaptır ki bugün artık PES dedim. O kadar sıkıcı ki bana göre, ruhumu o kadar daraltıyor ki, neden bitirme inadım var diye başucumda kalsın ki, buna değen bunca kitap varken...
Hic sevmedim bu kitabi. Yazicinin eziiyetine gore puanimdir 2. Bu kitabi oxumasaniz yaxsidir.
Aslında kişisel gelişim için iyi bir kitap ancak herkesin sevebileceği kadar ilgi çekici olduğunu düşünmüyorum. özellikle yazarın bazı tespitleri çok güzel ancak bir süre sonra o tespitler yeniden tekrar ediliyor okuyucuyu sıkan bu tekrarlar olabilir ve kitap durağan bir şekilde ilerliyor!
Bazen bırakıp gitmek gerekir. İnsan bırakıp gitmeden şu an içinde bulunduğu durumun iyi mi kötü mü olduğunu anlayamaz.
Değişik , beklenmedik , hayat değiştirici ,içine serpiştirilmiş öğretilerin bazılarını uyguladığında hayatında muhakkak bir farklılık , bir rahatlama yapacak tarzda.İslamın öğretilerinin batı dilinden yazılması da denilebilir.
Eşdeğerlerine nispeten başarılı bir kitap. Bana göre anlatım biçimi diğer kişisel gelişim kitaplarının yanında harikülade kalan bir kitaptır. Ivır zıvır bir çok esere de göz atmışlığım göz önünde bulundurulursa teşvik edici bir özelliğinin olduğunu bile söyleyebilirim.
Ben lisedeyken çok popülerdi ve bir hocamız anlata anlata bitirememişti. O yüzden okumuştum.
Mutluluk için bir çeşit el kitabı
Okuduğum en muhteşem kişisel gelişim kitabı! Bir hikayenin içinde okadar güzel bilgiler varki, nihayet aradığım kitabı buldum. Kişisel gelişim okuyanlar bilir, kitaplarda anlatîlanları artık ezbere biliyoruz ama yapmaya gelince nasıl yapacağımızı bilemiyoruz, nasıl kendi hayatımımıza daima olumlu düşünmeyi aktarabilecegimizi bilemeyiz.Bir arkadaşımla konuşurken demiştik ki, şunu yap bunu yap diye teknikler yok.Ama artık var, yada ben yeni buldum. Bu kitapta kişisel gelişimin genel kurallarını kullanabileceginiz teknikler var.Kesinlikle tekrar okuyacağım, kafamda daha çok canlansın diye.Bazi yorumları okudum, ya uzak doğudaki bir adamın anlattıkları bize uymaz felan demişler. Kesinlikle katılmıyorum. Diger türklerin anlattığından farklı birşey anlatmıyor. Mesela diyorki: iyilik yap, sen iyilik yaptıkca iyilik seni bulacakYada: sabah kalktığında son gününmüş gibi yaşa. Şükür et ve sevgi göster en çok da yakınlarına. Çocuklarına zaman ayır. Iştir koşturmadır deyip unutma onları. Özellikle de babalar...Şimdi böyle şeyler yazan değil uzak doğuda dünyanın bana ters yerinde yaşayan anlatsa doğru derim. Okumayanlara kesin okuyun uygulayın derim
Başta çok etkilenmeme rağmen Nazan Öncel'in yorumunda kaldı aklım.
Çok mühim adammış bana ne
Ferrari'yi satmış bize ne
Satacağına verseymiş birine
İşine gelmedi desene
Doğan SLX'ini satan dürümcüyü oku. NLP falan fistan gibi kişisel gelişimin gelişmiş pazar ürünlerinden biri. Bi s*kime yaramayan zamanında vaktimi çalmış hede hödee. Okuyunca ve okuduktan hemen sonra " Tamam Başbakan olacağım ülkenin a.q koyacağım." Gibi bir gazla kalkıyorsunuz ama Camel'in zam aldığını öğrenince yine aynı sen olarak kalıyorsun. Yani okuyacak olana diyorum. Okuma ! Okuduğunda bir şey değişeceğini sanıyorsan benim şuan NASA'da çalışıyor olmam gerekiyordu. :)
Kendinden memnun olmak insanı öldürüyor... Bence kitap bu söz üzerine inşa edilmiş...
kişisel gelişim konularına ilgi duyanların sevebileceği bir roman ismini çok duyduğum bir roman güzel fakat abartmaya gerek yok zamanında çok abartılmasını anlayamadım.
"Yaşamınızın niteliği üzerinde çalışın, yaşamak için değil." - Og Mandino
Kısır bir döngünün içe girip kaybolursunuz ya bazen, ya da kaybolduğunuzu hissedersiniz hani... Hiçbir şey gelmez içinizden. Ev-iş arasında akıp giden zamana teslim olursunuz. Bir arkadaştır belki aradığınız ya da bir sevgili..?
Her neyse "o".
Bilirsiniz o'nu bulduğunuzda karanlıklardan aydınlığa çıkacağınızı...
Bilirsiniz mutsuzluğunuzu görüp, "nasılsın"lara, sık sık dudaklarınızdan dökülen, kendinizin bile inanmadığı o sahte "mücadeleye devam" tümcelerini artık muzaffer bir edayla söyleyeceğinizi...
"Bir amaç için ölmek, bir hiç uğruna ölmekten iyidir."
Düşünün...
Kariyerinizde çok başarılı ve hayatta sahip olmak istediğiniz her şeye de sahip olduğunuzu...
Yaşamınızı nasıl sürdürürdünüz?
Ferrari'sini Satan Bilge'deki romanın baş kahramanı Jullian Mantle'in hayatı, bana, Og Mandino'nun sözünü hatırlattı.
Julian, elli yaşlarında ve ülkenin en ünlü avukatlarından bir adam. Mesleğinde çok başarılı ve birçoğumuzun hayatta sahip olmak istediği (zaman hariç) her şeye de sahip.
Julian sürekli çalışmakta ama sağlığına hiç dikkat etmediğinden, bir duruşma sırasında kalp krizi geçirir ve bu hastalık sonrası "yaşamın niteliği için çalışma" kararı verip, iyileştikten sonra ortadan kaybolup Hindistan'a gider.
Hindistan’da Himalayalar’da yaşayan Sivana Bilgeleriyle tanışır. Bilgelerden Yogi Raman adındaki adama yaşadıklarını anlatır ve Julian’ın hayatının değişmesini sağlar.
Yogi Raman, Julian’ı yaşadığı yere götürür ve diğer bilgelerle tanıştırır. Julian bu üç yıl boyunca bilgelerin yaşamına uyum sağlar ve onlar gibi yaşar.
Üç yıllık Hindistan seyahatinin bitiminde yakın arkadaşı John’u ofisinde ziyaret eder. John, Julian'ın enerjisinden fazlasıyla etkilenip, neler yaşadığını, nasıl bu kadar değiştiğini sormasıyla hikâye (bana göre) bundan sonra başlar.
Kitabı yıllar önce duymuş olmama rağmen bir türlü okuma fırsatım olmamıştı. Sıcak bir yaz gününde Silivri'de güneşlenirken, sevgili dostum Çağatay'ın kitaplığından alıp okumuştum. Buradan bir selam da ona göndereyim :)