Kitap konusuyla, kurgusuyla gerçekten harikaydı. Bitinceye kadar elimden bırakamadım. Grey kardeşlerinin hikayesi çoğu yerlerde hüzünlü ama sonunda gülümsemenize engel olamıyorsunuz.İnsan kardeşlerinin değerini bir kez daha anlıyor. Aranızda ne yaşanırsa yaşansın sonunda aklınıza gelen tek şey "biz kardeşiz" olmalı bence. Bu kitabı okuduktan sonra bunu bir kez daha anladım. Kristin Hannah'ın bu muhteşem kitabı mutlaka okunmalı..
Kristin Hannah'ın okuduğum üçüncü kitabı .Bu kitapta, yazarın diğer kitapları gibi güzeldi.Her bir karakterde kendımden izler bulduğum bir kitaptı .Kardeşlik bağlarını ,aile ilişkilerini,aşkı ,yazar çok güzel bir şekilde harmanlayarak anlatmıştı .
yazarın okuduğum üçüncü kitabu ve bu kitapta diğerleri gibi çok güzeldi.gerek konusugerek yazarın anlatımı harikaydı.okuyun derim çok güzel
bana kristin hannah ı sevdiren kitap. o kadar sürükleyici ki. özellikle kararkterler ve onların yaşadığı ikilemler herkesin günlük hayatta yaşadğı tarzda o yüzden kitabı okurken kendinizi bir başkası gözüyle görüp kendi öz eleştirinizi yapabiliyorsunuz.
kış bahçesinden sonra en sevdiğim romanı..alıp götürüyor hem de öyle böyle değil bu kitap anlatılmaz yaşanır cinsten :)
Kristin Hannah, her zamanki gibi hissettirmeyi başardı. İhaneti, aşkı, kardeşliği tattım ben bu kitapta.
3 kız kardeşin öyküsüydü aslında. Biri siyah ve beyaz kadar netken diğeri gri kadar kararsız, belirsizdi. Diğeri de kırmızı gibi tutkuluydu,aşk doluydu. Gerçekten kendinize pay çıkarabileceğiniz, hayatta başınıza tahmin edemeyeceğiniz şeylerin gelebileceğini öğreneceğiniz bir kitap bu. :) Kristin Hannah ile hala tanışmamış olan varsa Gerçek Renkler ile başlayabilir..
Krıstın Hannah'ın en vasat kitabı olmuş kanımca. Ya da Hannah bizi öyle güzel hikayelere alıştırdı ki diğerleri yanında yavan kalıyor.
kristın hannahın aynı türdeki karakterlerinin bitmek tükenmek bilmez döngülerinden
Nancy Pickard kitaplarını bilir misiniz? Ülkemizde iki tanesi basıldı: Bakire ve Fırtına Kokusu. Kitabı okurken sanki Kristin Hannah değil de, Nancy Pickard okuyormuş gibi hissettim. Özellikle konu bakımından Fırtına Kokusu'na çok benziyordu. Çiftlik hayatı, küçük bir kasaba işlenen cinayet, suçsuz birinin yıllarca hapiste kalması...
Gerçek Renkler, okuduğum diğer Kristin kitaplarından (Ateşböceği Yolu, Gece Yolu, İlkbahar Rüyası, Evden Çok Uzakta) daha farklıydı. Okuyucu yorumlarına baktığımda, genel olarak insanlar yazarın kendini sürekli tekrarladığı görüşünde ama ben buna katılmıyorum. Evet, yazdığı bütün karakterleri her yönden anlatışı ve daha çok duygular üzerinde duruşu her kitapta aynı ama kadının tarzı bu şekilde.
Kitap, üç kardeş üzerine kurulmuş: Winona, Aurora ve Vivi Ann. Küçük yaşta annelerini kaybeden bu üç kızın yaşadıkları anlatılıyor.
Winona; avukat ve kilolarıyla problemi olan bir kadın. Ömrü boyunca her şeyi babası onunla gurur duyduğunu söylesin diye yapmış. Vivi Ann, babalarının gözdesi olduğu için küçük yaşlardan itibaren içten içe onu kıskanmış.
Aurora; genç yaşta evlenmiş ve iki küçük çocuk annesi. Diğerlerine göre çok daha sakin bir yapıya sahip... Sıkıcı giden bir evliliğin içinde yolunu bulmaya çalışıyor.
Vivi Ann, deli dolu yaşamayı seven, at meraklısı ve her şeyin içinde tutku arayan bir kız. Kardeşler arasında en sevdiğim Vivi Ann'di. Aşkına sahip çıkışı, kazanamayacağını bile bile sonuna kadar mücadele edişi çok cesurcaydı.
Bu üç kardeş, gayet sıradan bir hayat yaşıyorken çiftliğe Dallas adında bir genç çalışmak için geliyor. Bütün olaylar da tam bu noktadan sonra başlıyor.
Benim de iki kız kardeşim var. O yüzden başlar başlamaz hemen hikayenin akışına kaptırdım kendimi... Hayatımın içinden benzer şeyler aramaya başladım. Pek çok yerde de aradığım benzerlikleri buldum. Ne kadar aynı ebeveyne sahip, aynı ortamda büyümüş ve birbirinize yakın yaşlarda olsanız da siz beyazken kardeşiniz siyah, yani tam zıttınız olabiliyor. Hannah bunu okuyucuya çok iyi aktarmıştı.
İnanç, umut, aşk, kardeşlerin arasındaki o eşsiz bağ... Hepsini tek tek hissettim. Bazı yerler beni o kadar etkiledi ki, kitabı bırakmak zorunda kaldım. Tek başıma olsam bırakmaz, doya doya ağlardım ama toplum içinde bunu yapamıyorsun. :D
Kristin benim favori yazarlarımdan... Sanki yazdığı kötü bile olsa, kötü diyemeyecekmişim gibi geliyor. :D Eğer hala okumadıysanız, bu kitapla başlayabilirsiniz. Ateşböceği Yolu ya da Gece Yolu kadar etkilememiş olsa da çok güzeldi. ^^
Kristin Hannah / Gerçek Renkler
Herkesin kitaplığında, duygularınıza dokunacak, her türlü karmaşayı yaşayacak, birilerine kızıp birilerini sevecek ve hepsinden harmanlanmış duyguları tek bir kitapta toplayacak bir yazarı bulundurmanız gerekmektedir….
Ve bu yazar KRİSTİN HANNAH ‘dan başkası olmamamlıdır… Kimilerine göre çok drama bağlayan bir yazar olarak görülse de gerçek hayatın kalbine dokunan tek yazar olamayı başarmıştır.
Okuyucu tavsiyesi Not 1: Taklitlerinden kaçının!
Şuana kadar üç kitabını okuyarak çok çabuk sonuca vardığımı düşüne bilir ve beni bu konuda eleştire bilirsiniz. Ama eğer bir yazar tüm bu duyguları size yaşatmayı başara biliyorsa geç bile kalınmış cümleler vardır….
Şahsi fikrime göre,yazarı bir odaya kapamalı ve sadece yazmaya odaklamalıyız. O yazmalı bizlerde okumalıyız. Bunun ötesini düşünemiyorum bile…
Gerçek Renkler,
Winona,Aurora,Vivi Ann’nin annelerini kaybetmeleri ile hikaye başlıyor. Üç kız kardeşin hayatın gerçek renklerini kalplerinde taşıyor ve aralarına siyahla grinin her tonunu ekliyor.. Water’s Edge çiftliği onlar için çocukluk anıları ile dolu aile yadigarı bir yerden başka bir şey değildir…
Winona, abla olduğu halde kendini babasına ispatlayacağı ve onunla gurur duyacağı günün hayalini kurarak yaşıyor… Büyüyüp başarılı bir avukat olsa da,fazla kiloları ve kardeşlerinin güzelliklerine olan hayranlığı onu hırslı bir kadına çevirmeye neden oluyor….
Aurora, kız kardeşlerinin aksine, sakin bir hayata, iki çocuk ve dışarıdan bakıldığında mutlu bir evliliğe sahiptir. Onun yegane görevi kız kardeşler arasındaki bağın kopmamasını sağlamaktır. Ve uzun zaman önce babasının onu takdir etme isteğini bastırmayı başarmıştır…
Vivi Ann, Water’s Edge çiftliğini elinde tutmak için her şeyi yapmaya hazırdır. Tüm kasaba ona baktığında güzelliğinden başka bir şey göremesede o aslında çok şeyden ibarettir. Ve bir gün güzelliğinden değil de Water’s Edge için yaptıklarıı konuşulacaktır…
Dip Not: Kardeşlerin özel kardeş günleri,haftalık toplantıları mükemmeldi…
Kasabaya gelen kızıldereli Dallas hayatlarına girene, Vivi Ann ona aşık olana kadar her şey artı ve eksileri ile birlikte yolunda gider. En başta Winona bu ilişkiye farklı sebeplerden karşı çıksada engel olamayacak ve Dallas beraberinde Vivi Ann’e mutlulukla birlikte belayıda getirecektir..
Vivi Ann’in Dallas için verdiği mücadele, Winona’nın hatalarını telafi etmeye çalışması ve Aurora’nın aileyi bir arada tutma çabası sonuç verecek mi okuyarak öğrenecek ve okuduğunuz sayfanın arkasını merak ederek kitabı sonlandıracaksınız…
Okuyucu tavsiyesi Not 2: arka sayfaya bakma !
Çok severek okuduğum ve okurken duygulandığım,güldüğüm muhteşem bir kitaptı. Zaten ben bu yazarı okuyup da şu kitabını da beğenmedim diye bileceğimi düşünemiyorum.
Çok kalın,hatta fazla kalın olmasına rağmen toplamda bir güne sığdırdığım kitabın akıcılığı için yazara kocaman teşekkürler….
Okuyucu tavsiyesi Not 3: TAVSİYEMDİR…..
Yorumlar için >>> http://kitapseverler.blogspot.com/2013/04/kristin-hannah-gercek-renkler-bittii.html
Sizi icine ceken bambaska dunyalara goturen bir kitapti kimi zaman aciyi derinden hissettirdi kimi zaman aski..Aile olmanin gucunu de harika anlatmis bir cok yerde gozlerim doldu.Kitabi elinizden birakamayacaksiniz tipki yazarin diger kitaplari gibi kesinlikle tavsiye olunur..
Yazarın anlatımını çok seviyorum. Ve harikaydi. Uzun zamandır beklettiğim için kendime kızıyorum.
Kristin Hannah'yı bu kitapla tanıdığım için mutluyum. Bazı olayları fazla uzatsa da sonunda bağladığı şeyler gerçekten hoş.
Ben de yazarın bu kitabını Nancy Pickard'ın Fırtına Kokusu adlı kitabına benzettim. Ama yine de Kristin Hannah farkını özellikle aile, kardeşlik ve sevgi kavramlarını her satırında okurken hissediyorsunuz.