Myron Bolitar serisinin dördüncü kitabı. Müthiş sıcak, akışkan bir Harlan Coben klasiği ve oha dedirten son. Spoiler vermemek adına yorumu uzatmıyorum. Kitabı öneriyorum.
Öncelikle Harlan Coben hayranı bir okuyucu olmadığımı ve daha önceleri yapılan şaşalı yorumlar dolayısıyla birkaç kitabını okuduğumu fakat yorumlarda gördüğümü ve beklediklerimi bulamadığımı bildirmeliyim. Ancak elimde kitap olmayışından bir Harlan Coben kitabı alıp okumaya başladım ve şunu söylemeliyim ki bu kitap okuduğum Harlan Cobenlar içinde zirvede yer alıyor.
Başlarda Harlan Coben’a bakış açımdan dolayı mıdır bilinmez mevcut önyargılarımdan dolayı kitap ağır bir şekilde ilerliyor gibi gelmişti. Bir otuz-kırk sayfa okuduktan sonra tekrar kitabı açmak için birkaç gün geçmesini bekliyordum. Fakat yazar ilerleyen sayfalarda öyle bir olay örgüsü kurmuş ki başlarda olan durağanlıktan eser yok. Birbirinden farklı ve merak uyandırıcı denklemlerle dolu bu polisiye roman okuyucuyu adeta bir labirentin içine sokuyor. Önce girdiğiniz yolun doğru olduğuna adınız kadar emin oluyorsunuz, birkaç satır sonra karşınıza koca bir duvar çıkıyor. Hemen sonra farklı bir labirent farklı bir yol beliriyor önünüzde. Ayrıca yazarın mizah anlayışı da bayağılığa kaçmadan gerilim satırlarına bile size rahat bir nefes aldırıyor. Çevirmenin hakkını vermeden geçemeyeceğim; Harlan Coben’ı Türkçe bu kadar anlaşılır kılan Özlem Tekin’e de teşekkürler. Yazarın tam olarak ne anlatmak istediğini bir bütün şeklinde gayet orijinal aktarmış. İyi okumalar…
Myran Bolitar serisinin zevkle okuduğum kitaplarından biri . serinin 4. kitabı gene çok güzeldi.
Win ve Myron Bolitar diyaloglarının hastasıyım.
Bu kitap da diğerleri gibi akıcı, merak uyandırıcı ve sürprizlerle doluydu. Hele sonu vay be dedirtti.
Seviyorum bu yazarı ve karakterlerini.