Öncelikle yazarın emeğine sağlık. Tarihi bir konuda, hele ki muammalarla dolu bir tarihle ilgili kitap yazmak zor olsa gerek. Tebrik ederim. Üstelik cüretkar sahnelerdeki açık sözlülüğü ve cesareti hayran bıraktı. Kitabın başlarında karakterler pek hoşuma gitmedi. Nasıl desem, inandırmadılar beni var olduklarına. Karakterler gerçekçi gelmediler bana. Bu yüzden bocaladım başta. Sonra alıştım. Talihin sürekli Hürrem'den yana dönmesi gerçekten Kadir Gecesi'nde doğduğunun göstergesiydi. O nasıl bir şanstır arkadaşım? Ve Hürrem'e çok kızdım. Fazlasıyla kızdım hem de. Yaşadıklarını anladım fakat sırf kendi iktidar hırsı için koskoca imparatorluğun kaderiyle oynaması "Küçüklüğünde kötü olaylar yaşadı." ile açıklanamaz, kadın geçmişimle ve geleceğimle oynamış resmen. Kim bilir Mustafa tahta çıksaydı ben şimdi Türkiye'nin bir ili olan Paris'te sade Türk kahvemi yudumluyor olabilirdim. Fırsatınız olursa okuyun derim.
Boleyn serisini okuyupta bizde niye böyle romanlar yazılmaz derken, Hürrem oldukça iddialı bir şekilde bu arzumuzu karşılamış. Anlattığı müthiş saltanata, görkeme karşın oldukça sade bir dille yazılmış. Uzun anlatımlardan kaçınıldığı için sayfa sayısına rağmen sıkmadan hızlı bir şekilde okutturuyor kendini. Kurgusuyla, hikayesiyle tarihi roman diyemesek de yazarın kendisinin de belirttiği gibi gerçekten yola çıkılarak esinlendiği için tarihi kurgu roman diyebileceğimiz bir eser çıkmış ortaya. Tabi bu kadar çeviriyorum madem neden kendim yazmayayım havası da fazlasıyla hissediliyor. :)