Okumaya başlarken bu kadar beğeneceğimi düşünmemiştim. Betimlemeler çok güzel ve ihtilal dönemini başarılı bir şekilde kaleme almış.
Güzel bir kitap ve insana merak uyandıran bir kitap olduğu için elinden bırakmamk istemiyorsun
Gelişme kısmında sıkıldığım yerler olsada anlatım tekniğinin ve sonuç bölümünü çok beğendim. Rahat okunan klasiklerden.
ÇOOK beğendiğim, kesinlikle harika bir kurguya sahip olan, sonu müthiş biten, gizem dolu ama bir o kadar da net olan, olağanüstü bir kitap. Kitap değil BAŞYAPIT!
Sonlara doğru nasıl noktalanacağını tahmin ediyorsunuz ama yazar ilk başlarda verdiği ince detayları kitabın sonlarında tekrar gün yüzüne çıkarıyor büyük bir ustalıkla. Sırf bu nedenle dahi okunması gereken bir kitap. Edebi üslup olarak daha iyi olabilirdi fakat edebi zekası tartışılamayacak güzellikte. Yine değişik bir konu dediğim kitaplardan
dönemin ekonomik, kültürel, sosyal sorunlarına değinen kitapta İngiltere ve Fransa arasındaki çatışmayı tüm çıplaklığıyla gözler önüne serer. Çeşitli tesadüflerden örülü romantik dili okuyucuya tıpkı Victor Hugo'nun Sefiller isimli romanındaki kurguyu anımsatır. Romantik ve reailst unsurlar barındıran bu eser dönem kuoşullarını okuyucuya aktarırken çarpıcı betimlemeler yapar. Tüm bunlar dikkate alındığında okunmak istenilecek bir kitaptır. HER DAİM.
Klasikleri çok fazla eleştirmekten hoşlanmam ama çok zor okuduğum birkitap oldu benim için. Giriş cümlesinin gazıyla merak ettiğim ve o giriş cümlesi dışında aklımda çok fazla yer edemeyen bir kitap.
Kitapta kapitalizme karşı eleştirisel tavır, aşk, fransız devrimi anlatılıyor. Fransanın niçin özgürlüğü aradığını gizlice anlatmış. Çok başarılı.Herkese tavsiye ederim
Bendeki anonim yayın evine ait olanıydı.. Birisi o yayın evine editörlüğe gitsin. İlkokul mezunu olması yeter. Yapılan imla ve anlatım hatalarının haddi hesabı yok.
Temel eserlere her zaman saygım sonsuzdur ama bu kadar sıkıla sıkıla bir kitap okuduğumu hatırlamıyorum.
Dönemini oldukça iyi yansıtan harika bir kitaptı. Benim şansızlığım berbat bir yayınevinin berbat edisyonu ile okumak oldu. Alırsanız mutlaka iyi bir yayınevinin baskısını alınç
İki Şehrin Hikayesi en sevdiğim eserlerden biridir. Hele başlangıç cümlesi beni en çok etkileyen cümledir. Herhalde bu cümle ile rekabet edecek tek cümle William Shakespeare'in Hamlet'in "Olmak ya da olmamak" olabilir diye düşünüyorum.
Romandaki parlak ama istikrarsız sarhoş avukat Sydney Carton karakteri gibi aşkının mutluluğu için kendini feda eden bir erkek karakter edebiyat tarihinde sanırım yoktur. Ya da ben okumadım veya hatırlamıyorum. Böyle bir adam gerçek hayatta var olamaz. Charles Dickens'ın bir erkek olarak böyle bir karakter yaratması ise inanılmaz. Önünde şapka çıkarmak lazım.
18. yüzyıl Londra ve Paris'inin anlatıldığı kitapta. 1789 Fransız ihtilalindeki Jacobenlerin kan dökme merakını, ihtilal ortamında her zaman yapılan haksızlıkları çok iyi gözler önüne seriyor.
Bu kitabı okumayanlara tavsiye ederim.
Klasik olması açısında değerli bir kitap. Fransız Devrimi'nin nedenlerini ve detaylarını gözler önüne sererken, dönemin çaresizliği ve vahşiliğine de tanık oluyorsunuz. Okunması gereken bir kitap olduğu görüşündeyim.
Okuduğum en başarılı romanlardan biri. Hem o dönemin tarihi olaylarının sürükleyici ve akıcı bir şekilde ele alınması ve bununla beraber (bana göre) aşk ve fedakarlık hikayesinin birleştirilmesi bu kitabı daha da cazip hale getirmiş. Sonu her ne kadar benim için hüsran dolu bitmiş olsa da bu şekilde bitmese kitabın asıl amacına da ulaşamayacağını da düşünüyorum.
Sonuna kadar klasik olmayı hakeden,klasik eserleri sevenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap.
Karaketerler,kurgu,hikaye herşey çok güzel ama karakterlerden biri var ki beni kendine aşık etti.Sdney Corton,ne kadar sarhoş,umursamaz gibi görünsede aslında duygusal,içine kapanık bir avukattır.Ayrıca arka planda kalmayı seven,davalarda kilit noktaları bulabilen zeki bir avukattır.Her ne kadar bunu kimse bilmese de.
Ayrıca aşıktır ve bunun için neler yapabileceğini kitabın sonunda da görebiliyoruz.
Charles Dickens benim için çok özeldir. Her kitabını ayrı bir sevgiyle okurum. Ama İki Şehrin Hikayesi'nin yeri bir başka. İlk okuduğum Dickens kitabı. Sonunda hüngür hüngür ağlamıştım. Sevgi, fedakarlık ve insan ilişkileri üzerine harika bir yapıt.
Fransız ihtilali,başlangıcı,sonrası...Bize hep olumlu lanse edilen halkın özgürlük edinimi,adalet temelli olduğu öne sürülen paylaşım, Dickens'la barbarların diktatörlüğüne ön ayak oluyor.Bir noktadan sonra Jack London'un tam tersi bir perspektif. İngiltere'nin o yağmurlu,kasvetli havası tüm ruhunuza işleyecek.Keyifli okumalar.
" Yirmi yıl önce çocukluğumu hatırlamazdım; ama şimdi aksine çok iyi hatırlıyorum, çünkü insanlar bir daire içindeler yaşadıkça başladıkları noktaya geri dönüyorlar." Kitaptan bir alıntı.
Kesinlikle okunması gereken bir klasik.Kitabın sonu için zaten yorum yapmak bile gereksiz.