Bugüne kadar ki en iyi başlangıçlardan biri var bu kitappta.Atamanı kandırmaya çalışma sahnesi süperdi :) Kesinlikle okunmalı.
http://illekitap.blogspot.com.tr/2014/09/fatih-murat-arsal-ismarlama-bebek.html
Evveeettt!!!! e-book olarak okuduğum ve şimdi koklayarak sayfalarını çevirdiğim başka bir FMArsal kitabını daha bitirdim!
Yok efendim FMArsal'ın kalemi öyle, böyle, üslubu şöyle demeyeceğim artık biliyorsunuz ki benim sevdiğim her kitabını okumaktan zevk aldığım yazarlardan biri kendisi dolayısıyla ne kendisini ne de kalemini övmenin bir anlamı yok. Sonucunda yine kusursuz bir kurgu, kusursuz bir kitap!
Ephesus Yayınları'na teşekkür etmek istiyorum, bu yazarı bizimle buluşturup, kitaplarını kitaplıklarımıza koyma şansı bize verdiği için!
Kitabın konusuna içeriğine giren bir yorum yapmadan evvel, kapak tasarımına dair bir şeyler söylemek istiyorum.
Kapağı ilk gördüğümde, hani Koleston'un ya da Palette'nin saç boyaları var ya onlardaki kapak resimleri gibi olmuş kapak fotoğrafı. Haksız mıyım? Onlar gibi olmamış mı? Ama hakkını yemeyelim kapaktaki kız tam hallerimdeki Vildan ama bu kızın başka pozu kullanılabilinirdi bence :)
Benim gözümde saç boyası kutusunun kapağı gibi olmuş :)
İtiraf edeyim ki kitaplarda erkek karakterlerin duygularını açıkça ifade edebilmelerini seviyorum. Turgut mesela... nasıl da güzel istiyorum seni diyor seviyorum seni diyor... sana olan zaafımı anlasan beni parmağında oynatırsın diyor... Abi olay bu ya! Seviyorum seni Turgut! Hep böyle açık ol hep böyle sev... tabi ki Vildan'ı ;)
Bir şey daha itiraf edeyim. Bu FMArsal kitaplarında hep karşılaştığımız bir durum. Açıkçası bu durum bana eksik geliyor, yeterli gelmiyor bu yüzden dile getirmek istiyorum, ama bunu direk Fatih hocaya hitaben söylemek istiyorum.
Fatih Hocam, kitaplarınızı da kaleminizi de sevdiğimi biliyorsunuz ama bence okurları bu şekilde yarı yolda bırakmaktan vazgeçin. Neden biz kitaplarınızın sadece bir bölümünde çiftlerimizi mutlu görmek zorundayız! Neden bir iki sayfa sadece birkaç bölüm değil de bir bölüm! Mesela söz konusu yorum şimdi Ismarlama Bebek olduğundan onun üzerinden devam edeyim. Vildan ve Turgut mutlu sona erdiler peki biz niye bunu sadece 1 bölüm, 16 sayfa olarak okumak zorundayız! Ben şahsen Vildan'ın her şeyi itiraf ettikten sonra Turgut ile ilk ayrılıklarını okumak isterdim veya Turgut'un Vildan'ın hamile olduğunu öğrenmesini ya da doğum kısımında Turgut'un duygularını veya tavırlarını... olmadı ikinci bir bebek yapsalardı onu okusaydık! Neden bu kadar kısa? Neden? Neden?
Veee okurunuz isyan etti sonunda!
Bu konuda çok şikayetçiyim! Bana yetmiyor arkadaş mutlu sonun olduğu bir bölüm 15-20 sayfalık kısacık anlatım! Daha uzun okumak sindirmek istiyorum. Nasıl bir kitap boyunca aşkın doğuşunu okuyup sindiriyorsak onların mutluluğu bulmalarını da o şekilde sindirmek istiyorum.
Kitap bittiğinde, ben niye, "Turgut Vildan'ı İzmir'e nasıl yolladı? Bir sonraki buluşmaları nasıldı? Turgut oğlunu kucağına aldığında neler hissetti, neler yaptı?" diye düşüneyim. Bunları bize yazsanız olmaz mı? Çok mu şey istiyoruz sizden?
Belki duygu sömürüsü işe yarar ;)
İçimdekilerin bir kısmını döktüm, en azından birazcık rahatladım diyebilirim. Ama bu kondua ciddiyim, kitap bittikten sonra acaba nasıl ayrılmışlardır, Turgut ne kadar ayrı kalmaya dayanmıştır diye düşündüm. sanki kitabın o sayfalarından sonrasını ben yazdım! Olmasın böyle ya... bize somut şeyler verin okuyalım, biz yazmayalım sonunu... :(
Neyse...
İlk defa bu kitabı okurken sinirlendiğim kısımlar olmadı. Sanırım Turgut'un duygularında bu kadar açık olmasından kaynaklıydı. En çok yakıştırdığım çiftti Turgut&Vildan çifti. Her şeye rağmen Turgut mutluluğu hak etti diyorum :)
Kitabı çok beğendim okuyun! :))
Katil olmadan bitirebildiğim kitaplardan biri oldu ...
Üniversitenin hukuk bölümünde okuyan genç bir kadının içine kaçan, onbeş yaşında ve akıl sağlığından ciddi derecede şüphe etmeme neden olan bir ergen kızın hikayesini okudum..
Turgut Vildan'ı üç sene önce kızın babasının şirketinde, sadece bir kaç saniyeliğine görüyor ve hemen aşık oluveriyor. Vildan üniversiteyi yeni kazanmış o zamanlar, Turgut bu nedenle kıza üç yıl boyunca yaklaşmıyor, neymiş biraz daha büyümesini beklemiş, değil üç yıl otuzüç yıl da beklese bu kız büyümez, adam nereden bilsin :)
Daha sonra kızın karşısına çıkmaya karar veriyor, zar zor kızın ailesinin de baskısıyla bir cafe de buluşuyorlar, daha doğrusu kızın yaptığı bir oyunla kız onun beklediği adam olduğunu farketmiyor, Turgut'tan kurtulmak için kuzeninin yardımıyla ayarladığı sahte sevgili olduğunu zannediyor, Turgut oyunu fark ediyor ama bozuntuya vermiyor, hayatımda gördüğüm en saçma sahnelerden biriydi, daha adamın kendisini tanıtmasına fırsat vermeden, kim olduğunu biliyorum, hemen otur da oyuna başlayalım diyor, müneccimmisin sen masana gelen her adamın kim olduğunu hemen anlıyorsun, sonrasında, dokunmalar sarılmalar, aptalca samimi görünme çabaları yuh dedirtti resmen :)
Benim nefret ettiğim bu tanışma sahnesinde, bizim Turgut 'un aşkı iyice depreşiyor, babasının şirketinin içinde bulunduğu zor durumundan yararlanarak borçların silinmesi şartıyla kıza evlenme teklifi ediyor, babasının çok hasta olduğunu ve ölmeden önce evlenip ona bir torun vermesi gerektiğini bunun için de Vildan'ı seçtiğini söylüyor, ve olaylar bu şekilde başlıyor..
Vildan'ın şımarıklıkları ,kaprisleri, hakaretleri, insanı çileden çıkaran tüm hareketlerine bu kadar katlandığım için , Turgut'tan önce kendimi tebrik ediyorum :)
sürekli çocuk gibi mızmızlanan, şımarıkça hareketleri ve adama ettiği hakaretlerde limitleri zorlayan, ağzının üstüne çapma isteğimi her satırda depreştiren, bana kafayı yedirtip karakterlerle her saniye kavga etmeme neden olan bir kadın Vildan.. (sanırım artık bu isimden nefret edeceğim )
Turgut' ise pes dedirtti gerçekten, ben okurken dayanamadım bunca aşağılanmaya, sen nasıl dayandın be adam, bu kadar şımarık bir kızın her hakaretine nasıl olup da sürekli gülümsedin, iltifatlar yağdırdın, her kelimenle kızın egosuna tavan yaptırdın, seni anlamak gerçekten mümkün değil.
Vildan, kitap boyunca adamın her şeyi zorla yaptığını söyleyip durdu, zorla evlenmemi sağladın, zorla öptün, zorla dokundun, zorla sahip oldun, ama bence istememde yan cebime koy gibiydi hareketleri, fakat vildan kendisine karşı dürüst olmaktansa, her fırsatta adamı aşağılamayı tercih etti, aslında evlenmek istemeseydi de kaybedilecek bir şey olmayacaktı sonuçta evlilik teklifini reddetseydi bile Turgut kızın babasının şirketine her halukarda ortak olup zor durumu atlatmasını sağlayacaktı,bunu kıza da söylemişti, yani istese hayır diyebilirdi
Gelelim kitabın en önemli kısmına, Kuşadasında, Turgut'un Vildan'a zorla sahip olduğu sahneye, burada gerçekten düşünüldüğü gibi bir tecavüz olayımı yaşandı yoksa Turgut bu olayda tahrik indirimi alır mı ona okuyucular karar verecek, çünkü karşımızda ne istediğini bilmeyen,sınırları zorlayan ve her hareketiyle bir adamı kışkırmanın ötesine taşıyan bir kadın var.
Bana göre tahrik indirimi almalı :)
hocamın okuduğum kitaplarından en nefret ettiğim kadın karakterler Tuğçe ve Pınar'dı ama Vildan hepsini ezerek açık ara farkla ilk sıraya yerleşti...
Ve Turgut, bir kadın karşısında kendisini bu kadar küçük düşüren ilk erkek olarak tarihe geçti,çok yazık oldu,senden gerçekten hoşlanabilirdim, üstelik bunun için tek kuruşunu istemezdim :)
Fatih hocamın yazdığı bir kitaba bu şekilde yorum yapacağım aklıma gelmezdi, okumadığım üç kitabı var elimde dilerim onlar için bu şekilde bir yorum yazmak kısmet olmaz :)
http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/
F.M.Arsalın kitapları bana Julia Queen,Judith Mcnaught gibi isimlerin kitaplarını hatırlatıyor.Diyaloglar içten,samimi ve eğlenceli oluyor.Bu kitaba bu puanı verme sebebim ise en baştan itibarenki kızın mantıksız inatçılığı ve tavrı.Bana kalırsa pak gerçekle uyuşmuyor.Bir insan bu kadar mantıksız olamaz özellikle böyle bir ailede okuyan ve hukuk gibi bir bölümde yetişmiş bir insan için.Onun dışında kurgusu güzel.Ne kadar okurken sevgili Vildan'ın davranışları yüzünden kızı boğmak istesem de...Boş vaktiniz varsa okuyabilirsiniz ama diğer kitaplarını daha önce okuyun derim.Onlar daha keyifli...
Turgut Ataman Çeliker üç sene önce Vildan'ı babasının şirketinde görmüştür. Görür görmez aşık olur. O zamanlar Vildan'ın yaşının küçük olduğunu düşünür üniversiteyi yeni kazanmıştır bu yüzden büyümesini bekler.
Vildan hukuk öğrencisidir. Babası ona bir talibi olduğunu ve görüşmeye geleceğini söyleyince kendince bir plan yapar. Kuzeninin yardımıyla sevgilisi rolünü oynayacak bir manken ayarlar. Gelen adama sevgili rolü oynayacaklarını söyler ve adam bozuntuya vermez oyuna ortak olur. Vildan bekler ama bir türlü Turgut gelmez bulduğu adam da gider. Sonra öğrenir ki manken gelmemiştir ve manken diye zaman geçirdiği kişi Turgut'tur.
Turgut'u istemez ama Turgut'un vazgeçmeye niyeti yoktur. Babası hastadır bir an önce evlenip çocuk yapmalıdır. Önce istemese de Vildan'da sonunda ikna olur ve kabul eder arada ki çekim büyüdükçe de aşk kaçınılmaz olur.
Yazarın kitaplarını seviyorum. Vildan'ın her şeyi zorla oldu istemedim dediği haller önce sıksa da ona da alıştım. Turgut'u sabrından dolayı tebrik ediyorum. Duygularını hep açıkça ifade etmesi de güzeldi. Yine güzel bir hikaye. İkiliyi de kitabı da sevdim.
Turgut, Vildan'ı babasının şirketinde görür görmez ona tutuluyor, aşık oluyor. Sonunda onu elde etmeyi kafasına koyuyor ama bunun için üç yıl beklemek zorunda kalıyor. Vildan henüz on yedi yaşlarında falan yani Turgut'tan küçük bayağı.
Üç yıl sonra Vildan'ın babasının isteği ile bir kafede buluşacaklar tabi bundan önce kızımız onun kim olduğunu dahi tam olarak bilmediği için beklediği pörsümüş, yaşlı ve görgüsüz biri. Onu evlilik düşüncesinden vazgeçirmek için kuzenini arıyor ve ondan bir model kiralıyor.
Tabi modelimiz varış noktasına ulaşıyor mu? Hayır.
Ataman bey beklediğimiz kişi mi? Hayır.
E o zaman Vildan'ın model diyerekten sevgilisi olması için para verdiği kişi kim?
FMarsal romanlarını çok seviyorum. Ciltli kitabını okumak da nasip oldu. Ben Vildan'ın inadını yerinde buldum sonuçta gayet haklı olaraktan bu şekilde bir baskıya ve kısıtlanmaya gelmek istemiyor.
Tüm hödüklüğüne rağmen Turgut'ta oldukça hoş bir karakter olmuş bence. Kızımızın söylediklerinden sonra bir diğer fmarsal romanındaki Doğan'a benzeyebileceğini düşündüm ama korktuğum olmadı.
Gözlemlediğim kadarıyla FMArsal, Asude'den sonra okunması en sevilen yazarlardan biri. Okuyucuların büyük çoğunluğu yazarın karakterlerini, kalemini, kurgusunu çok seviyor. Aslında ben kendisini ilk kez geçen sene duydum ve uzun zaman boyunca kitaplarını alıp almamakta kararsız kaldım. 2014'ün son gününde kitapçıya giderek üç kitabını aldım ve ilk olarak bu hikayesiyle başladım.
Konu oldukça güzel başladı diyebilirim. Kızımızın sözde Ataman'ı kandırma çabalarını okumak ve gerçeği öğrendiği bölüm çok eğlenceliydi. Ondan sonrasında okurken sıkılmaya başladım ve Kuşadası bölümlerinden sonra kitabı bırakacak hale geldim, neden mi?
Elbette Vildan yüzünden. Kızımız tavırları sayesinde okumuş kitaplar içindeki en ergen kızlar sıralamama girmiş; hatta ilk üçte bulunmuş olmaktadır. Adama inatçı diyor ancak aptalca tripler yapan, kendi kendine havadan nem kapan bir kızdı Vildan. Valla ben Turgut'un yerinde olsam "Bu kız hiçbir şeye değmez" deyip saniyesinde bırakırdım.
Turgut karakterinin dürüstlüğünü ve efendiliğini sevdim, sabrına ise hayran kaldım. "Turgut yeminle o ergen için bu kadar emeğe değmez bırak ne hali varsa görsün!" diye fazlasıyla aklımdan geçirdim.
Kurgu başta güzel olsa da sonrasında kısır döngüye girdi. 2-3 sayfada bir aynı tavırlar, aynı cümlelerle karşılaşmak sıkıcıydı. Sonlara doğru atlaya atlaya gittim desem yeridir. Ancak bu hikayenin kitap haline geçmeden önceki versiyonunu azıcık göz gezdirdim ve orada baya eksikler vardı, bu eksiklerin kitap versiyonunda kapatılmasına sevindim.
Bu hikaye diyebileceğim tek şey "Ehhh, yani" olur sanırım.
Dayanamayıp yarım bıraktım hukuk fakültesine giden bir kızın böyle ergence davranışlarda bulunması beni delirtti. Kütüphanemde zamanımı ve emeğime harcamama değecek kitaplarım varken bu kitabı okumak için harcadığım zamana acıyorum.