Buket Uzuner'in okuduğum en kötü kitabıydı. Tek mekan filmlerine eyvallah ama tek mekan kitaplar çekilmiyormuş. Yazmış da yazmış Buket Hanım ama olmamış. Kitabın başında yazan, "bu kitabı yazarken ümitlerimi yitirdim ama bana destek oldular" yazısına uyup, keşke kitabı hiç yayımlamasaymış.
kitap çok güzel gidiyordu ama elimdeki kitabın son sayfaları eksik olunca kaldı gitti bi gün tam hali gelsin diye bekliyorum ;)
Yazarın okuduğum ilk romanı. Başlarda sıkıcı gelse de fena değildi. En çok alımda kalan "....dır ama iyi insandır" örneği oldu.
başucumda müzik,bitmeyen aşk ve İstanbullular hepsini peşpeşe okudum aynı konu devam ediyor gibi geldi baya keyif almıştım seneler önce.şimdi aynı etkiyi bırakırmı bilemiyorum.
Kitap yarım kaldı sanki... Sanki eksik kalmış bir yanı varmış gibi geldi.. En azından birbirlerinden, olup bitenden habersiz insanların sonunda herşeyi öğrenmesi gerekiyordu. Tabi bu benim fikrim. Ancak kitap yordu, okurken beni gerçekten anlamsız bir şekilde yordu...
Okuduğumda, "hep aşk romanları yazmalı BU..." demiştim. Kapılıp gidilesi bir Buket Uzuner romanı yine ve yine.
Buket Uzuner, daha önce okumayı denediğim ancak bir yerde beni tıkayan bir kalemdi. "İstanbullular" hem adı hem karakterleri ile beni kendine çekince bir şans daha vermeye karar vererek okumaya başladım. Ancak bir yerinde yine tıkandım. Romanın geçtiği yerin Atatürk Hava Limanı, karakterlerin "İstanbullu" hissetmesi ya da Belgin ile Ayhan'ın çelişkileri miydi beni tekrar bu romana döndüren, emin değilim. Ama aylar sonra tıkandığım yerden devam ettim ve bu sefer daha özümseyerek okuyabildim. Buket Uzuner'in kalemi hala bana hitap etmiyor ama bu roman karakterleri İstanbul, Belgin ve Ayhan hatırına şans verilebilecek bir roman.
Ne çok farklı kültür ne çok farklı inanç ve ne çok farklı sosyo-ekonomik seviyeyi içinde barındırırmış güzel İstanbul.. Hep bilirdik ama bu kadar gerçek hissederek, karakterlerin içine bu kadar girip onları hayatımızın bir parçasıymış gibi anlayarak yorumlamamışız hiç. Romanın hepsi de birbiriyle habersiz ancak ilişkili 15-20 karakteri de, düşünce yapıları da, kalabalık telaş ve debdebesiyle her ayrıntısı İstanbul'a ait İstanbul kokan bir roman. Yazar huzurlu bir aşkın sorgulamasını yaparken aslında , türban sorunundan aleviliğe, eşcinsellikten besleme bir yaşama, birçok azınlık durumunu ve insanların bu durumdaki kişilere bakış açısı altında neler hissederek nasıl bir yaşam sürdüklerini de sorguluyor. Oturup düşünerek,dinlenerek okuma ihtiyacı hissediyor insan. Bitince de insan şöyle bir nefes alıp "İşte İstanbul bu" diyor.. Mutlaka okunmalı :)
Açıkçası okurken bazı yerlerinde sıkıldım. Sanki biraz daha kısa ve öz olsa daha iyi olurdu onun dışında kurgusu iyiydi.