Rusya beyazlığına boğulmuş sürükleyici bir roman. Kovalamacanın peşine takılmadan edemiyorsunuz. İlgimi çeken konulara sahip olduğundan, tabirimle, su gibi akıp gitti.
Genel konu zayıf olsa da dili başarılı. Okuyucuyu içine çekip sürükleme becerisi yüksek kesinlikle tavsiye ederim
Merak ettiğim şeylere ulaşma fırsatı verdigi icin bir solukta okudum, belki sizinde hoşunuza gider.Ama kesinlikle boş bir kitap değil.
Bu kitabı uzun zaman önce okudum. Okuduktan sonra güzel olduğunu düşünmüştüm. Şu ansa kitabın Moskova'daki Türk öğrencilerine dair olduğu dışında hiç bir şey hatırlamıyorum
İyi romancılarımızdan birisi olan Ahmet Ümit’in ilginç bir romanı. Kendisi bu roman için yarı-otobiyografi diyor. Ahmet Ümit Sovyetlerde de bir Sosyal bilimler eğitimi almış. Kitapta Moskova’da eğitim gören TKP’lilerin başından geçen olaylar aktarılıyor. Yine bir cinayetle başlıyor.
Ahmet Ümit'in son kitaplarını okuduktan sonra biraz yavan geldiğini söylemek gerek ama yine de o kalemin tadını hissettirmiş bize yine yazar. Otobiyografik olması çok ilgimi çekmiş ve almıştım. Kitap bitti ve aklımdaki soru:Acaba hangisiydi Ahmet Ümit? Güzel bir kurgu. Okumaya değecektir.
Soğuk savaşın son demlerinde MİT, KGB, TKP ilişkilerinin, bunların kendi iç çatışmalarının Rusya'nın karlı atmosferinde polisiye olarak aktarılması çok başarılı olmuş. Sonları hariç sürükleyici, soğuğu hissettiren bir roman.
cinayet romanı olarak olay kurgusu beni pek etkilemedi.Ama ideolojik kavramlara yaklaşımını beğendim.
Ahmet Ümit'in ilk romanlarından birisi 1980 Yılı askeri darbesini Rusya'da eğitim gören dünyanın her yerinden gelen Komünist öğrencileri Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde işlenen cinayetleri yapılan zulmü anlatan bunları anlatırken den Rusya'da ki eğitim kamplarında işlenen 1 cinayetin gizemini çözmeye çalışan bir roman güzel akıcı tarih ve dönem bilgisi veren bir kitap
Eğer roman eleştirisi ödevi için okuyor olmasaydım kesinlikle yarım bırakacağım bir kitaptı. Beni inanılmaz derecede sıktı. Açıkçası Ahmet Ümit severlerin nasıl sevdiklerini de düşündürecek derecede bir önyargı oluşturdu bende. Bir polisiye-okur olarak sürükleyicilikten eser görmedim. Tam "evet, işte olaylar ilerlemeye başlıyor sonunda" dediğim anda, karşıma sürekli çok gereksiz bir dolu ayrıntı çıkarıp 2-3 sayfayı o ayrıntılara boğuyordu.Mekan tasvirleri fena değildi ama hayatımda ilk kez, polisiye denilen bir romandan bu kadar sıkıldım. (Eleştiri ödevim için bir cevhermiş aslında bu kitap :D)
Ilk Ahmet Ümit kitabim ve cok sevdim. Diger kitaplari icin sabirsizlaniyorum.
Yazarın okuduğum kitapları içinde en yavan bulduğum kitabı.Diğer kitaplarından aldığım keyfi alamadım.Ahmet ÜMİT'in elinden çıkmasına rağmen sönük kalmış.
Çok şey katmamasına rağmen zaman kaybı olarak da görülmemesi gereken sadece diğer kitaplarına nazaran biraz geride bulduğum bir roman.
Anlayamadığım derecede kötü kurgulanmış bir kitap. Ahmet Ümitin içinde bu kadar boşluklar bulunan bir roman yazması tam bir hayal kırıklığı. Heyecan yaratmak için oluşturulmuş sürüyle kuşku ve açıklanmayan sürüyle kuşkunun yanında laf olsun diye yazılmış bir son.
Zorla bitirdim kitabı.
Daha doğrusu o beni bitirdi demem gerekiyor sanırım.
Bence bu kitap Ahmet Ümit'in diğer kitaplarına göre yavan kalmış.
Sanki başka biri yazmış da kitabın üzerine Ahmet Ümit adını kondurmuşlar.
Vakit kaybı değildi ancak tavsiye edilecek bir kitap da değildi.
Oldukça akıcı bir kitaptı ama çok sönük, boş, şaşırtıcı olmayan bir sonla bitti. Sanki kitabın sayfalarının bir kısmı eksikmiş de ortada bitmiş gibi hissettim.
Durun durun söylemeyin, bu kitap Ahmet Ümit in yazdigi ilk kitabi.
Dogru bildim degil mi?
Kapakta ismi yazmasa yemin verirdim onun degil diye.
Kitapla nasil cebelleştim anlatamam.
Ahmet ümit'in daha önce 3 kitabını o kadar, severek okumuştum ki... kar kokusu nu heyecanla elime aldım. İlk 3 4 sayfada vasat bir başlangıç... akabinde bir sürü isim ve herbiri hakkında çok kısa bilgiler dolayısı ile önce herşey havada..kim kimdi, neciydi...dönüp tekrar tekrar bakmak gerekti. Genel olarak yine de akıcı bir kitaptı..yer yer altı çizilmelik bölümleri vardı.
-"....Her yerde aynı mutsuzluk virüsü sarmış insanları. Ama kendimizi şanslı
sayabiliriz.En azından bunun farkındayız"
-"KEŞKE OLMASAYDIK. DEĞİŞTİREMEDİKTEN SONRA NE YARARI VAR Kİ FARKINDA OLMANIN?"
-" Öyle söyleme, gerçeği bilmek bir ayrıcalıktır"
-"MUTSUZ OLMA AYRICALIĞI"
Ahmet Ümit'in bilgi verici yönünden yararlanmak isteyenler için;12 eylül ve sonrasında yaşananlara ,TKP içindeki hesaplaşmalara içlerine sızan ajanlara, Moskova'daki Tüklerin hayatına kadar dönemin havasını yansıtan, yakın tarihimize atıfta bulunan güzel bir kitap olmuş, fakat Ahmet Ümit'in polisiye yönünü sevenler için; gerek kurgu, gerek anlatım açısından diğer kitaplarının gerisinde kalmış, bildiğimiz Ahmet Ümit'ten farklı, olayların akışı ağır, tasvirler, ve karakterler daha yoğun. Amaç cinayeti çözmekten çok cinayete neden olan ortamı, kişileri anlatmak ya da anlamak.
Polisiye kitaplarin efendisi Ahmet Ümit'in bir kitabi daha. 👮♂️
Kitap, Rusya'da idolojik eğitim alan komünizm yanlısı bir okulda cereyan eden cinayeti konu ediniyor. Birçok farkli ulkeden insani barindiran bu okuldaki cinayet Türklerin arasinda gerçekleşiyor. Ve Rus polisleri olayi aydinlatmaya çalışıyor. Konusu hakkinda kalan kısımları okuyup gormenizde fayda var. 🏃♂️
Şunu söylemeliyim ki ; okuduğum diger polisiye kitaplarina nazaran sönük kaldi. Okurken merak duygumu diger kitaplarinda oldugu kadar körüklemedi. 🤔 Cinayetin ele alinisi ve bence cinayete dair islenen süreç yetersiz kalmis. Zihnimizi ablukaya alacak, bizi dusuncelere surukleyecek bir olay örgüsü yoktu sanirim. 👎
Ve yine beni hayalkırıklığına ugratan şey; cinayetin faili. Diger kitaplarindaki sag gosterip sol vurma ifadesini kesinlikle bu kitap ozelinde kullanamayacağım. Zaten fail olarak odaklanan 2 şahıs var kitap genelinde. Tabi yine Ahmet Umit diye okunabilecek bir kitap ama cok yetkin mi ? Pek sanmam. Dili ve akiciligi konusunda ise güzel bence.
Polisiyesinden çok iç hikayesiyle dikkat çeken bir kitap. Moskova'da eğitim gören TKP üyeleri arasında işlenen bir cinayet ve sonrasında yaşanan gelişmeler üzerinden ilerleyen roman, cinayetten ziyade parti içi görüşler, hiyerarşi, diğer ülkelerin bakış açıları, istihbarat örgütlerinin çalışmaları gibi konularda çok daha fazla ilgi çekiyor. Fakat akıcı ilerlemekle birlikte final biraz zayıf kalmış. Sanırım ele alınan dönemin tekinsizliğinden olsa gerek insan daha sürpriz hatta alengirli bir final bekliyor.